ZİLHANLAR
İlk savaşı kazanmış, olduğumuz yerde bekliyorduk. Karşı tarafı mağlup etmek beni gururlandırıyordu, sevindiriyordu. Şu saf kız dışında hepsi yerde yatıyordu.
"Evet," dedi Kaptan, gözleri parlıyordu, bize döndü. "İlk savaşı başarı ile tamamladık. Sizi kutluyorum. Sadece bir kayıp verdik. Oda savaşarak olmadı ama neyse. Bundan sonra olacak savaşlarda da aynı başarıyı bekliyorum." Diye ekledi. Gülümsüyordu.
Rakip takımın Kaptan'ı, bizim Kaptan bize konuştukça sinirle ve kibirle ona bakıyordu. Bence o an ondan nefret etmişti.
"Hadi şimdi evimize dönelim." Dedi Kaptan biraz zaman sonra. Her zamanki gibi kibar ve sevecen bir şekilde bakıyordu bize. "Hemen diğer savaşa hazırlanmaya başlayalım." Diye havalı bir tavırla ekledi.
Yerde yatanların kıvılcımları durdu. Artık onları elektrik gibi çarpan bir şey yoktu.
Herkes onlara bakıyordu.
Hepsi tek tek gözlerini açmaya başladı. İlk kalkan Yaren oldu. Hemen sonra Arel uyandı. Peşinden Melih doğruldu ve en son Kürşat kendine geldi.
Melih biraz sarsıldı, sendeledi ve hemen yanımıza geldi. Şoka girmiş gibi duruyordu.
"Ne oldu bana?" Diye sordu bize bakarak. "Her yerim ağrıyor, sızlıyor." Dikey ekledi ve sızlandı.
"Savaşı kaybettin." Diye net bir cevap verdi Kaptan. "Eğer kaybetmiş olmasaydın şuan 4/1 önde olacaktık ama yapacak bir şey yok. Birazdan kendine gelirsin ve her şeyi anlarsın." Diye ekledi. Ona asla gülmüyordu. Galiba kaybettiği için ona biraz sinirliydi.
"Of," dedi Melih. Belini tutuyordu. "Hiç bir şey anlamıyorum. Hiç bir şey aklım almıyor. Ne oldu bana? Burası neresi?" Diye de canından bezmiş bir edayla ekledi.
"Gel gel." Dedi Eren. Kolundan onu yanına çekti. "Birazdan aklın başına gelir. Biraz bekle. Yaşadıkların zor olabilir doğru ama daha fazla soru sorma." Diye de ekledi.
Eren konuşurken ona burnumu kıvırarak bakıyordum.
Melih derin bir iç geçirdi. "Yavaş yavaş yükleniyor bilgiler." Diye de komik bir şekilde ekledi.
Karşı takımın da kaybeden yarışmacıları sakince ve aynı Melih gibi sallanarak, sendeleyerek takım Kaptan'ının olduğu yere doğru ilerliyorlardı.
"Birazdan her şeyi hatırlayınca nasıl da üzülecek zavallılar." Dedi Eren kibirle.
"Büyük konuşma Eren." Dedi Kaptan sakin bir ses tonuyla. "Belki de bir dahaki savaşta da sen kaybedeceksin, nereden biliyorsun?" Diye de ekledi. Savaşı takımı kazandığı için havalı bir tipi vardı ve bu çok itici duruyordu.
"Hadi gidip uyuyalım." Dedi Melih bir anda. "Ben çok kötü hissediyorum kendimi." Ayakta zor duruyordu. Kendini bir yere atmak, orada uyumak istiyormuş gibi bir hali vardı ve bu gözlerinden anlaşılıyordu.
"Araçların gelmesini bekliyoruz, oğlum." Diye elini, Eren'in omzuna koyarak Melih'e cevap verdi. Şimdi Melih'e karşı olan sınırı biraz azalmış gibi duruyordu.
Melih ağlıyor gibi yaptı. "Ölmek istiyorum şuan ya." Dedi ve yukarıya doğru bakmaya başladı.
"Kaptan Dünya zamanı diye düşünürsek, bir dahaki savaş ne zaman olur?" Diye meraklı bir edayla sordu Yaprak.
Melih beklemeden bezmiş gibi oflayarak, yukarıya bakan başını yere doğru çevirdi.
"Yani Dünya saatini hatırlamıyorum. Daha doğrusu hatırlayamıyorum. Bu yüzden Dünya saati olarak bir şey diyemeyeceğim ama iki kez yatıp kalkacaksınız, diyebilirim." Diye hatırlamaya çalışır bir şekilde cevap verdi Kaptan.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Uzay Savaşçıları
AkcjaO diğer takımdaydı, bense bu takımda. Onunla savaşmak zorundaydım. Takımıma puan kazandırmak zorundaydım. Yoksa kaybeden biz olacaktık. O karanlık boşluğa atılanlarda.