Ya Onu Da Kaybedersem?

37 20 24
                                    

Başımın ağrısıyla güzelim uykumdan uyandım. Geceden kalma gibi hissediyorum kendimi.

Gözlerimi zorla açtığımda perdenin arasından giren güneşle yorganı kafama kadar çekip bağırmaya başladım. "Bu perdeyi kim açtı kurban olduğum hanginiz açtı?"

"Sus kız, kalk kahvaltı hazır. Makyajını çıkart gece anca üstünü değiştirebildim." diye mutfaktan seslenen annemle söylenmem yarım kalmıştı.

Oflaya puflaya yataktan çıkıp banyoya doğru ilerledim. Aynaya yansıyan görüntümle kendimden korktum. Yüzümdeki makyaj akmış, göz çevrem kapkara olmuştu.

Doğruca duşa girip kendime geldim. Pijamalarımı giyip rahatıma kavuştuktan sonra mutfağa doğru ilerledim. Mutfağa gelince adımlarım kontrolüm dışında durmuştu.

"Günaydın güzellik." diyen Leventle neye uğradığımı şaşırmıştım. "Sana da günaydın." diyerek masaya oturdum.

Çok yüksek ihtimalle annem 'Yok oğlum geç olmuş zaten, kal bizde. Sabah güzelce kahvaltı yaparız sonra gidersin.' diye diye çocuğun beynini yiyip bizde kalmaya ikna etmişti.

Levent'in annesi doğumu sırasında vefat etmiş, babasıysa çok hayırlı sayılmazdı. Bu yaşına kadar onu anneannesi büyütmüş geçen sene o da vefat etmişti. Kısacası tek yaşıyordu.

"Kızım gece Leventi zor ikna ettim. Tutturdu rahatsızlık vermiyim dedi durdu. Kulağını çektim." dedi masaya bir şeyler taşırken. "Bak oğlum görüyorsun demi utanması da yok. Oturdu bekliyor." dedi kızım sana söylüyorum gelinim sen anla der gibi.

"Emel ablacım çok yoruldu gece, kendine gelememiştir daha yoksa yapar mı hiç öyle şeyler." diye Levent de soktu bir güzel lafını. Ben onları hiç takmadan gelen mesajlara bakıyordum.

Gece paylaştığımız resim yüzünden bir sürü beddua yemek zorunda kalmıştım. Bu kadar aşık olamazsınız ama yani, en aşık sizsiniz tamam.

Güzelce annemin yaptığı menemeni yedikten sonra annemi kocaman öpüp odama kaçmıştım. Leventi de annemin yanında bırakmıştım. Bana söylenmesini dinlemek zorundaydı.

Birkaç dakika geçtikten sonra odamın kapısı açılmasıyla kapanması bir oldu. Levent nefes nefese içeri girmiş sırtını kapıya yaslamış soluklanıyordu. Ne olduğuna anlam veremesem de bu hali çok komikti.

"Annenle beni neden tek bıraktın? Tavadaki tüm melemeni hatta masadaki her şeyi zorla yedirdi. Kafana kusabilirim." demesiyle daha çok gülmeye başladım.

Bizde ne zaman kalsa hep aynı şey oluyordu. Annem Leventi oğlu gibi severdi. "Bizde kaldığını bana söylemezsen böyle olur. Ohh canıma da değsin." dedim elimi göğsüme sürterek. "Ya uyuyordun, nasıl söyleyebilirim sizde kaldığımı?" diye şikayet ettiğinde ben bilmem dercesine ellerimi kaldırdım.

Çok geçmeden yatakta yanıma gelmişti. Levent yanımdayken kendimi korumasız hissetmiyordum, tıpkı Ardam gibi bana bir şey olmasın diye çabalıyordu. Böyle düşünürken onu da kaybetmekten çok korkuyorum. Onu da kaybedersem gerçekten yıkılırdım.

"Helvam fıstıksız olsun." dedi ben bunları düşünürken. Anlam veremediğimi belli ederek suratına bön bön baktım. "Helvam diyorum fıstıksız olsun, güzel oluyor öyle." dedi tane tane anlamam için. Ben yine de anlamamıştım.

"Levent bak kafana asıl ben kusarım. Ne helvası ne anlatıyosun sen?" dedim. "Ne bu ölcekmişim gibi yapıştın yakama. Ölüyorum da haberim mi yok?" dedi.

Onun ölmemesini düşünürken o bana gelmiş 'Ölüyorum mu?' diye soruyordu. Yattığım omzundan kalkıp yatakta oturdum. "Yok sana daha sarılmıycam. Hep aynısını yapıyorsun. Bahsetme ölmekten, korkuyorum Levent. Seni de kaybetmekten ödüm kopuyor." dedim dolan gözlerime eşlik eden ağlamaklı sesimle.

Bu halime dayanamamış olmalı ki kafamı göğsüne bastırdı. "Özür dilerim, öyle demek istemedim. Seni bırakmıycam sana söz veriyorum güzelim. "

O beni bile isteye bırakmazdı, biliyorum ama engel olamıyordum. Korkuma söz geçiremiyorum.

Ya onu da kaybedersem, ne yapardım o zaman?

Çocukluğum(Yarı Final) Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin