Sara'nın aksine Devin bu duruma o kadar da heyecanlanmamıştı. Sara sandalyesinden fırlamış, yüzünde geniş bir gülümsemeyle gözleri parlıyordu;
- Bize çok yardımın dokunabilir, dedi ve kafasını çevirip etrafa bakındı, daha sonra sözüne devam etti; Ancak bunun detaylarını yukarı kata çıktıktan sonra konuşalım.
Devin, Sara'ya bir bakış attıktan sonra, yerinden kalktı ve biraz ilerdeki ahşap merdivenlerden yukarı çıkmaya başladık. Üst kat, kafenin geri kalanından çok daha farklıydı. Daha dağınık, ama aynı zamanda huzur dolu. Bir tarafta eski masalar ve sandalyeler yığılıyken bir tarafta değerli taşlar asılmış, çeşitli garip ve mistik eşyalar vardı. Bu eşyaların kullanım amaclarını tam olarak bilmiyordum ve pek ilgilenmiyordum da. Büyük pencereden giren ışık hüzmesi, üst tarafı yanmış antika sehpanın üstündeki bıçağı aydınlatıyordu. Bıçağın yanında ona benzer küçük bıçaklar ve iğneler duruyordu. Ahşap gibi görünen duvarlarda yanık izleri vardı. Odanın ortasında, rahat görünen bir kaç tane deri koltuk vardı. Sara koltuğa oturdu ve bize de oturmamız için işaret etti. Devin konuşmaya başladı;
- Bu gördüğün yer bizim çalışma alanımız ve aynı zamanda depo. Sen de bir Pyro olduğun icin biliyorsundur, ateşi kontrol altına almak zordur. Burada 2-3 yıldır pyrokinezi çalışıyorum, diğer türlü bir keresinde neredeyse evimi yakacaktım. Evet, burada da yangın çıkma olasılığı var ama bir sorun olursa etrafımda daha fazla kinetik olduğu için olaylar kontrol altında oluyor. Hem onların yardımıyla daha çok gelişebiliyorum. Darren buradaki tek kinetik değil tabi ki. Bir de Cryokinezi ve Hidrokineziyle uğraşan dostumuz var, adı Landry. Onunla zıt kutuplar gibi olmamıza rağmen, şu ana kadar gördüğüm en iyisidir. Bu arada, Cryokinezi ve Hidrokinezi'yi duymuşsundur değil mi ? diye sordu.
Kaşlarımı kaldırdım ve cevap verdim;
- Tabiki de, Buz ve Su'yu kontrol etme. Cryokinetikler soğukluğu kontrol edebildiklerinden, gazı soğutarak sıvı hale getirebilirler. Soğutma işlemi, ortamdaki moleküllerin hızının azaltılmasıyla gerçekleşir. Hidrokinezi ise basitçe, suya telekinezi uygulamaktır. dedim ve yüzümde kendimi bilmiş bir gülümsemeyle kafamı kaldırdım. Tamam, cahildim ama bu kadar basit şeylerin de ne olup olmadığını bilecektim tabiki de. Bu çocuğun beni aptal gibi göstermesine izin veremezdim heralde.
- Eh, şaşırmadım doğrusu, bir telekinetiğin bunları bilmesi doğal.
ve hafifçe kaşlarını çatarak devam etti Devin; Depo olayına gelirsek, burada bulduğumuz, satın aldığımız yada şu çetelerden kaçırdığımız eşyalar var. Değerli kristaller, gümüş bıçaklar, ne olduğunu çözemediğim bir ton bok ve hatta bir kaç tane vudu bebeği bile var! Bazen çeteler, kaçırdımız şeylerin peşine düşüyor. Hatta, geçen gün birinin evine girmişlerdi ama tüm eşyalar burada güvende. İçimizde ihanet eden biri olmadığı sürece tabi, dedikten sonra gözlerini kıstı ve bana garip bir şekilde bakmaya başladı. Bu adamın yüzüne yumruk atasım gelmişti, neden bilmiyorum belki de bana güvenmediğini bu kadar belli ettiği içindir. Ama sorun değildi, ben de ona güvenmiyordum.
Sara'nın birden masaya vurup ayağa kalkmasıyla, Devin ve benim birbirimizle tehditkar bakışmamız son buldu. Sara yüzünde endişeli bir bakışla bize baktıktan sonra kapıya döndü ve;
-Eh, Devin buradaki çoğu şeyi açıkladığına göre, artık sonraki durağamıza gitme vakti ! dedi heyecanla.Y.N : medya; Darren.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Pyrokinetic
Fantasia"... Sigaranın yandığını hayal ettim. Bir süre sonra sigaranın ucundan küçük dumanlar çıkmaya başladı. Derin bir nefes aldım. Zihin gücüyle ateşi kontrol edebiliyordum. İstediğim şeyi yakıp, zarar verebiliyordum. Bu pyrokineziydi. Ve benim yapm...