40.

571 52 20
                                    

Hijo De La Luna...

....

Kulağımdaki kulaklığı çıkarıp banka yerleştim. İçimde son üç gündür gitmek bilmeyen bir sıkıntı vardı. Ve bu üç gün içinde neredeyse iki saat bile olsa uyuyamamıştım. Gözümü kapattığımda , aniden bir boşluğa düşmüş gibi sıçrayarak uyanıyor , bazende kalbime giren sancı uyumama izin vermiyordu. Göz altlarımda koyu halkalar oluşmuştu

Tek kelimeyle yorulmuştum.

Oflaz , dedesinin ani rahatsızlığı nedeniyle apar topar motoruyla İzmire gitmişti

Yüzünü en son at çiftliğindeyken görebilmiştim

Onu özlemiştim. Bir iki defa telefonda konuşmamız dışında pek konuşmuş sayılmazdık. Dedesiyle ilgileniyordu

Kafamı banka yaslayıp , gözlerimi aya çevirdim. Bugün dolunay vardı

Birden kulağa tanıdık gelen bir melodi doldurdu boş sokağı

Sokağın başında , bir elinde sigara bir elinde küçük bir teyp ile yürüyen bir ihtiyar vardı. Ve bu tanıdık şarkı onun teybinden geliyordu

İhtiyar bana yandan bir bakış atarak yanıma kuruldu ve teybi ortamıza bıraktı

Bu fransızca şarkı içime işlemiş gibiydi. Bir yandan çok tanıdık gelirken bir yandan bir o kadar uzaktı sanki...

Gözlerimi tekrar Dolunaya çevirdim izlemeye başladım

"Bu gece Dolunay var... Bu gece çocuk mutlu olmalı.."

Ortaya atmış olduğu sözlerle ona kısa bir bakış atarak tekrar gözlerimi çevirdim

İhtiyarın birden şarkıya eşlik etmesiyle , bu sefer kendime hakim olamayarak , kafamı ona çevirdim. Elindeki sigarasını derin bir şekilde içine çekti ve tekrar söylemeye başladı

"Luna quieres ser madre

y no encuentras querer

que te haga mujer.

Dime luna de plata,

¿qué pretendes hacer

con un niño de piel?

Hijo de la Luna"

Gözlerini bana çevirdi ve

"Bu şarkıyı biliyor musun?"

Kafamı iki yana salladım

"Bu şarkının güzel bir efsanesi var çocuk"

"Efsaneye göre çingene kadın , bir gece aya sevdiği adamın onun olması için yakarır. Ay bunu kabul eder , ancak bir şartı vardır. Doğacak ilk erkek çocuğu onun olacaktır"

"Kadın , yalnızlık korkusuyla bu şartı kabul eder ve çingene adamla evlenir. Bir süre sonrada ilk çocukları doğar . İlk çocukları ise oğlandır. Ancak çocuk tarçın renginde bir tene ve zeytin renginde gözlere sahip olacağı yerde , aydınlık bembeyaz bir tene ve gri gözlere sahip olur. Albinodur. Tam anlamıyla ay'ın suretidir"

"Ancak çingene adam şüpheye düşer ve kadını onu aldatıp , ihanet etmekle suçlayarak bıçaklayıp öldürür"

"Çocuğuda kucağına alıp ormana götürür, bir tepeye bırakır ve onu orada terk eder"

"Derler ki : çocuk ne zaman mutlu olup gülse Ay; Dolunay şeklinde olur , çocuk ne zaman ağlayıp , mutsuz olsa Ay Hilal şekline geçip onu sakinleştirmek için bir beşiğe dönüşür..."

Dinlediğim efsaneyi ilk defa duyuyordum. Bu efsane şarkının daha çok hoşuma gitmesini sağlamıştı

Hijo De La Luna

Ay'ın Oğlu

İhtiyar cebinden iki dal sigara çıkarttığında birini bana uzatmıştı . Elinden aldığımda dudaklarımın arasına bırakarak ucunu yaktım ve derin bir şekilde içime çektim

"Senin ruhun yorulmuş çocuk"

"Nereden anladın ihtiyar?"

Sessiz kaldı.

"Madem her şeyi biliyor , anlıyorsun. Anılarımdan ve düşüncelerimden kurtulmanın da bir yolunu biliyor musun?"

Adam yüzünde buruk bir tebessümle

"Anılardan kaçamazsın çocuk. Nereye gidersen git bir sokak ardında olacak hepsi"

Sessiz kaldım.

Adamın elindeki sigara paketinin üzerine yapıştırılmış bir kadın fotoğrafı dikkatimi çekti

Nereye baktığımı görüp bir dal daha aldı içinden. Ucunu yaktı ve derin bir şekilde içine çekti zehirli dumanı

"Yıllar önce sevdiğim kadındı..sigara içmezdik o yıllar , içenleride sevmezdik. Daha sonra uzaklara taşındı. Ama bağımızı koparmadık. Mektuplaştık onunla.."

Derin bir nefes çekti içine ve devam etti

"Bir gün kesildi mektuplar..."

"Endişelendim onun için, bana verdiği adresine gittim. Kapıda gördüm onu"

"Sigara içen bir adama sarılıyordu... İlk sigaramı onun şehrinde başladım"

Sigara paketinin üzerindeki fotoğrafı işaret edip

"Elimde kalan tek fotoğrafı , her paketime bu fotoğrafı yapıştırır , ona karşı içerim sigaramı hep"

Tebessüm ettim

Adam elindeki sigarasını yere atıp kalktı banktan . Bankın üzerindeki teybide alarak arkasını dönüp ilerledi. Üç dört adım sonra bir anda durdu ve

"İnsanlar ve babalar kötüdür çocuk , sen en iyisi gökyüzünü sev"






Elzem|| Yarı TextingHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin