2• SEÇİMLER VE SONUÇLARI

819 52 253
                                    

Sellam💦

Oy vermeyi ve bol bol yorum yapmayı unutmayın olur mu?

Keyifli okumalar🖤

🃏🎲

Beynimin içinde uğuldayan o iki kelimeyi algılamam birkaç saniyeme mâl oldu. Annen burada diyordu babam. Bunu algılamak için birkaç saniyeden çok daha fazlasına ihtiyacım vardı. Hangi yüzle, hangi sıfatla, neden gelmişti ki bunca yıl sonra? Birkaç derin nefesle kendimi sakin olmaya zorlarken, uzun tırnaklarım çoktan avuç içlerime izlerini emanet etmişti bile. Oraya bıraktıkları göçüklerin sızısını hissedebiliyordum, soruların korkunç bir uğultuyla zihmini işgal ettiklerini ve gerilimin bedenimi kuşattığını...

Soğukkanlılığımı korumak adına aldığım nefesler hiçbir işe yaramıyordu. Yine de Çetin ve Doğu'nun bakışlarını üzerimde hissettiğimden -muş gibi yapıp kaslarımı kasarak herhangi bir tepki vermemeye çalıştım. Yalnız olsam gözden çıkan ilk şey muhtemelen elimdeki telefon olurdu. Ama yalnız değildim ve hayatımın en zavallı yönünü şimdi burada açık edecek kadar aptal da değildim. Ne? Kimse annesi tarafından istenmemiş, çirkin ve zavallı bir bebek rolünü üstlenip insanların acıyan bakışlarına maruz kalmak istemezdi. Bu hayatın içindeyseniz güçlü kalmak zorundaydınız ve güçlü kalmak demek sizi kırıp dökebilecek her şeyi kendi içinize gömmek ve dışarıya mükemmel profili çizmek demekti. Sonra yalnız kaldığınızda başınızı yastığınıza gömüp yorganınızın altına saklanarak istediğiniz kadar ağlayabilirdiniz. İnsanlar gözyaşlarınızı gördüğünde onları silmezlerdi, silermiş gibi yapar ama içten içe daha çok gözyaşı akıtmanızın yollarını arar ve bulduklarında da acımazlardı. Bu yüzden insanlara gözyaşlarınızı değil gülücüklerinizi göstermeliydiniz. Hangi durumda olursanız olun...

İçine düştüğüm şaşkınlıktan sıyrılabildiğimde duyduğum o iki kelimenin üzerine kaç saniye kaç dakika devrilmişti bilmiyorum ama babam bu süreçte hiç konuşmamış, verdiği o haberi sindirmemi beklemişti. Sanki sindirebilirmişim gibi... Duruşumu dikleştirdim ve vişneli lip gloss ile parlayan dudaklarımı birbirine bastırıp lip glossu iyice yedirdim dudaklarıma. Babamın önceki sözlerinin hepsini bir kenara itip dudağımın köşesine taştığını hissettiğim lip glossu parmağımla silerken "Geliyorum." dedim ve babamın hiçbir şey söylemesine izin vermeden telefonu kulağımdan çekip aramayı sonlandırdım.

Yeniden Çetin ve Doğu'ya döndüğümde içimde hissettiğim karmaşanın aksine dudaklarıma bir gülümseme konmuştu bile çoktan. Birkaç adımda aradaki mesafeyi kapatıp Doğu'ya telefonunu geri verirken Çetin'in "Gidiyor musun?" diyen sesini duydum. Bakışlarımı ona çevirdim ve yüzümdeki gülümsemeyi koruyup "Babam komedi filmi seçmiş beni bekliyor. Bunu kaçıramam." dedim. Kesinlikle büyük bir komedinin içine gidiyordum sadece içinde biraz da trajedi vardı. Bakışları yüzümden Doğu'nun bar tezgahına koyduğu şişeye kaydığında ne söyleyeceğini zaten biliyordum bu yüzden konuşmasına izin vermeden "Yarın görüşmek için bahanemiz olsun o da." deyip göz kırptım ve çıkışa ilerledim. Tam yanından geçecektim ki kolumdan tutup devam etmeme engel oldu. Gözlerimi kaldırıp sorarcasına yüzüne bakarken bile hâlâ dudaklarımdaki kıvrım varlığını koruyordu.

"Bir sorun yok değil mi?" diye sorduğunda o kıvrım anlık olarak sekteye uğradı ama hemen toparlayabildim. Gülüşüm daha da büyürken dudaklarımın arasından bir kıkırdamanın kaçmasını sağladım ve aklındaki düşünceleri silmek adına "Tabi ki yok, ne gibi bir sorun olabilir ki?" diye sordum. Kehribarları tüm yüzümde geziniyor, bir iz yakalamaya çalışıyordu. O beni bu kadar iyi tanıyorken ben kimi kandırmaya çalışıyordum ki?

"Sen dışarıda olduğun zamanlar arayıp eve çağırmak, bir film için, Kenan amcanın yapacağı bir iş değil."

Sadece beni değil babamı da tanıyordu. Yine de hiçbir sorun yokmuş izlenimi vermeyi sürdürüp omuz silktim. "Bugün aramak istemişse demek ki..."

KÖREBE (+18 - Dark of Pink Romance)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin