Keyifli okumalar dilerim⏳
"Bazı acılar sessizdir, ölüm gibi... "
"O adam... O... Ağabeyin... "
Hislerimi unutmuş gibiydim. Zira sevdiğim adamın ağabeyi ile olan tüm hayallerini ben yaşamıştım. Canım acıdığında dizinde ağlamıştım, en çok ona nazlanmıştım, en çok ben şakalaşmıştım. En çok ben vakit geçirmiştim ve en çok ben Aden'e ihanet etmiştim. Ağabeyi ile aralarının bozulmasına sebep olan o kadroda ben de vardım. Aden'e kızdığımda bile ağabeyine gidiyordum. Ağabeyine sonuna kadar güvenirken Aden'in tüm güvenini kırmıştım.
Sözlerimle gözlerinden çok duygu geçti. Kırgınlık gibi, öfke gibi, parçalanmışlık gibi, karışmışlık gibi...
Tüm laflarına hazırdım. Çünkü o çok haklıydı. Neredeyse iki aydır ağabeyi ile olan tanışıklığımı gizliyordum. Sesim titrerken zorlukla konuşmuştum. "Aden." başka hiçbir şey söyleyememiştim.
Gözü doldu, yutkundu. Gözü doldu, yutkundu.
Bedenim titriyordu. Aden'i ilk kez bu kadar çaresiz görüyordum. Bana baktı, gözlerini kapattı. Adem elması havalandı. Geri indi. Gözlerini açtı. Tekrar uzunca suratıma baktı. Gözünden bir damla yaş önce yanağına sonra boynuna oradan da tişörtüne doğru süzüldü. Hızlı bir haraketle bana yaklaştı.
Yanımdan geçip gitmesini beklerken kollarını bedenime sardı. İlk birkaç saniye yaşadığım şok ile haraket edemedim. Ellerim yavaşça belini kavradı. Sonra sıkı sıkı sardım. Kendime saklamak ister gibi, hiç bırakmayacak gibi sardım.
Kimsenin önünde duruşunu bozmayan, güçlü, karşısına çıkan tüm engelleri olgunlukla göğüsleyen adam şimdi kollarım arasında küçük bir çocuk gibi hıçkırarak ağlıyordu. Sesinin titremesiyle göz pınarlarımda bekleyen yaşlarım yanaklarıma doğru yürümeye başladı.
Uzunca bir süre birbirimizin kolları arasında ağladık. Ayrıldığımızda gözleri kızarmış, suratı ıslak sevgilim kalbimi acıtıyordu.
"Çok özür dilerim, gerçekten buraya ilk geldiğimde kardeş olduğunuzu bilmiyordum. Yaklaşık iki ay önce öğrendim. Gerçekten, çok özür dilerim... " kafasını iki yana salladı. "İlk öğrendiğinde söylemeliydin, Sozdar. Ben senden şimdiye kadar neyimi sakladım?" tekrar gözlerini kapattı.
"Haklısın. Ama yapamadım Aden. Yemin ederim yapamadım. Karşına geçip yıllardır aradığın ağabeyin bana ağabeylik yaptı diyemezdim. Bugün seninle konuşacaktım, hayatımda ikinci kez kendimden nefret ettim. Senden sakladığım için çok özür dilerim. "
Benden hiçbir şeyini gizlemeyen adamdan her şeyini gizlemiştim.
"Aden." tek bir kelimem ile ne diyeceğimi anlamıştı. "Senden başka limanım yok. " demişti. Canım yanıyordu. Çünkü 'canımı' acıtmıştım ve canımı acıtan yine bendim.
Yine her şey benim yüzümden mahvolmuştu.
"Lütfen, Aden bir şey söyle. Susmana katlanamam, lütfen. " kafasını iki yana sallayarak dışarı çıkmıştı. Avuçlarım yanıyordu. Üzüntümü öfkeme dönüştürmeliydim. Çünkü eğer şimdi öfkemi kusmazsam bir başkasını kıracaktım. Şimdi bir başkasının daha canı benim yüzümden yanamazdı.
Önüme döndüğümde karşımda barfiks çubukları vardı. İki elimi çubuklara doladım. Sert bir haraketle kendime doğru çektim. Çubuklar devrilirken kum torbalarına yöneldim. İplerine tüm gücümle asıldım. Biraz sonra kum torbaları yerde yuvarlanıyordu. Nefes nefese etrafımda dönerken bulanık bakışlarıma geniş mermerlerin üstünde duran vazolar takıldı.
![](https://img.wattpad.com/cover/341177503-288-k567629.jpg)