Keyifli okumalar dilerim ⏳
"Duygusuz değilim, sadece acılarım sessiz... "
"Aden, benim eşim. "
Hissettiklerimin bir tarifi yoktu. Sanki tüm vücudum aşağı doğru akıyor, ben gittikçe güçten düşüyordum. Hata bende miydi? Bilmiyorum. Hiç tanımadığım biriyle sevişecek, duygu besleyecek kadar kör müydüm? Neden benden saklamıştı? Ben sormamış olabirdim. Gelip bana 'ben evliyim, hala bir şeyler yaşamak istiyor musun? ' diyebilirdi. Beni salak yerine koymuştu. Her şeyi geçtim, sadece kendi 'ihtiyaç' ları için mi beni kullanmıştı?
Benim hissettiklerimi, duygularımı, isteklerimi, beni yok sayan birini yaşatacağımı zannetmiyordum. Öfkeden vücudumun cayır cayır yandığını hissediyordum. Aden'in pek sevgili eşinin yanından hızla geçtim. Etrafımdaki kimseyi görmüyordum. Arkadan bir kadın kahkası duydum. Karısına aitti. Delireceğim şimdi!
Tüm öfkemle kapısını yumruklamaya başladım. Çok geçmeden kapıyı açtı. Yüzünde şaşkın ifadesi vardı. "Ne alacağın var, sevgilim? " diye yılışmaya başladı. Kapıyı sertçe kapattım. "Ne oluyor? " üstüne yürümeye başladığımda benimle birlikte geriye gitti. "Bir kere soracağım, evli misin? " şaşkınlıkla çatılan kaşları rahatlamış gibi geriledi. "Evliyim." nasıl bu kadar pişkin olabiliyor, bu?
"Bana neden söylemedin!? " ifadesinde silik bir tebessüm oluştu. "Sormadın ki." cevabıyla onu geri ittim. "Piç misin lan sen?! Şerefsiz. Ben sormadım da sen niye söylemedin? Keyifli miydi, ben sana tutulurken sen sırf istediğin için seviştiğimizde? Karını aldatmak bu kadar basit mi lan?! " tekrara iteceğim sırada kollarımı tuttu. İfadesi artık eğlenir değil, ciddiydi.
"Sözlerine dikkat et. O kadın benim gerçek karım değil, eğer bana gerçekten güvenseydin benden cevap almadan hesap soramazdın. " sesi oteriterdi, ifadesinde kırgınlık vardı. Yok ya o kim de kırılıyor!
"Evliliğini düzgünce anlat. Karın diyor aşığız, sen diyorsun gerçek değil. Ayrıca sana güvenmeseydim emin ol senden hiçbir cevap beklemeden bitirirdim bu ilişkiyi! " sesime hakim olamıyordum. Her koşulda soğukkanlı kalabilen ben karşımda ki adam yüzünden sesim titriyordu.
Eliyle balkonu göstermişti. Sehpa ve koltuğu yenilemişti. Libidona sahip çık kızım. Koltuğa oturduğumda karşıma geçmişti. Dikkatle beni inceliyordu. Derin nefesler alarak konuşmaya başladı. "Buğçe, benim eski sevgilim... " es vermişti. Onunla önceden bir şeyler yaşaması bile yüreğimi yakıyordu. "Önceden çok güzel gelişen bir ilişkimiz vardı. Üç yıl önce düzenlenen operasyon için evlenmemiz gerekti. Sonrasında yaşanılanlardan dolayı ayrıldık. Ama bana takıntılı olduğu için boşanmıyor. " tane tane, hiçbir şey gizlemeden anlatıyordu. Bana açıklama yapması hoşuma gidiyordu.
"Neden ayrıldınız? " meraklı halim onun sırıtmasına sebep olmuştu. "Aldattı." kaşlarımı çattım. Normalde aldatma için demeyeceğim laf kalmazdı, lakin şu an karısını kötülemek istemiyordum. "Nasıl bu kadar yüzsüz. " iyiki kötülemiyoruz. 'Bilmem' dercesine ellerini iki yana açtı.
Yerimde dikleşerek altın harelerine baktım. "Aden biz birbirimizi tanımıyoruz... " devam edecektim, sözleriyle beni durdurmasaydı. "Ben tanıyorum. Mesela en sevdiğin çikolata karamelli olan, sinirlenince ellerini birbirine geçiriyorsun, sıkılınca parmaklarını çıtlatıyorsun, istemediğin herhangi bir olayda göz deviriyorsun. Çileğe alerjin var, suyu çok seviyorsun ama suda boğulmaktan delicesine korkuyorsun. Empati yeteneğin gereğinden fazla gelişmiş, ayrıca çözemediğim bir olay daha var. Kana karşı büyük bir ilgin var, yemek yemeyi çok seviyorsun ama uyandıktan bir saat sonra yiyorsun. Uzun saçtan nefret ediyorsun, anladığım kadarıyla yıllardır uzun saç kullanıyorsun. Spor yapmayı seviyorsun. Aşırı üşengeçsin. Uyumayı da seviyorsun ama erken kalkmak daha çok hoşuna gidiyor. Sonra... " daha devam edecekti ama elimle durdurdum.