Richard ve Albert birlikte Albert'in odasına çıkmışlardı, ve Richard başından gelip geçen her şeyi Albert'e anlatmıştı. Aslında Albert başına gelen son olaylardan sonra Richard'a eskisinden daha soğuk davranıyordu ve Richard gayet bunun farkındaydı. Sadece farkında değilmiş gibi davranıyordu, çünkü öyle ki Albert'i kaybetmekten çok korkuyordu.
Albert: Sanırım babam seni sevdi?
Richard: Evet, sanırım baban beni sevdi. Ne mutlu bana!
Albert: Peki şimdi yatılı mı kalacaksın yoksa sizin şirkete geri mi döneceksin?
Richard: Aslında gerçekten o şirkete geri dönmek istemiyorum. Çünkü bakarsan o şirkette bile bana iyi gelen tek şey senin bana verdiğin hediyelerdi.
Albert: Lise konusunda çok kararsızım Richard.
Richard: Ama her şeyi kararlaştırdık sanıyordum.
Albert: Evet, tabi ki kararlaştırdık. Yine de orada bizim cinsimizden çok farklı varlıklar var, biliyorsun.
Richard: ...
Albert: Yine de bize zarar gelmesinden korkuyorum o kadar, seni hayal kırıklığına uğratacağımı düşünme sakın!
Richard: İstemiyorsan benim yüzümden geleceğini mahvetme.
Kapı tıklama sesi.
-: Merhaba, Bert Bey atıştırmalık bir şeyler getirmemi söyledi. İyi eğlenceler.
Albert: Richard belki liseden sonra bizim şirkette çalışabilirsin. Beraber oluruz, en iyisi ablandan kurtulursun. Ne dersin?
Richard: Albert, bilemiyorum. Gerçekten, babam buna çok kızar.
Albert; Geleceğini kurtarırsın, bu yıl bile sadece şirket onlarca ödül aldı, en çok ödül alan şirket olarak seçildik!
Richard: Bu çok güzel.
Albert: Hem ana kadroda ikimiz de oluruz. Gerçekten kötü bir fikir mi? Beraber göreve gittiğimizi düşünsene...
Richard: Liseli bile olmuş değiliz, bunları düşünmek için erken değil mi?
Richard: Hem babanla bir konuşayım diyorum, ne olmuş ne bitmiş en başta öğrenmek benim hakkım.
Albert: Elbette!! Geldiğinde sana hoşlandığım bir kızdan bahsetmek istiyorum.
Richard çok şaşırmış gibi duruyordu, birden kahkahalar atmaya başladı. Richard'a hitaben Albert de gülmeye başladı. Ortada komik bir şey yoktu ama ortada gülünen birisi vardı.
Richard: hıhahahahahıhah! Gerçekten mi!?
Albert: Geldiğinde devam etmek çok istiyorum Richard fazla vakit kaybetme!
Kıkırdayarak Albert'e tamam dedim. Kapıya doğru yöneldiğimde kalbimde tarif edemediğim bir his vardı. Kalbim sıcacık olmuştu, belki de yanıyordu. Dudağımı yaladım, başımı dikleştirdim ve patronun girdiği odaya doğru yöneldim. Şirket hakkında hiçbir bilgim yoktu, ama sanki bir şeyleri biliyormuşum gibi davranıyordum. O sırada fark ettim, ben bu şirkette çok daha mutluydum. Ben burada kalbimin diğer yarısını bulmuş gibiydim, ve ben burada korkmuyordum. Merdivenlerden aşağıya indim ve çıkış kapısının çaprazında duran odaya yöneldim. Bu şirket gerçekten çok büyüktü. 4 katlıydı, ama sadece 2 katını ev olarak kullanıyorlardı. Her yerde bir insan görüyordum, ve bana attıkları garip bakışları. O bakışları her gördüğüm zaman heyecanla atan kalbim sıkışıyor, ve çok hafif utanma geliyordu içime. Odanın karşısındaydım. Bir yanım Neden Burdasın Richard? Diye çığlık atıyordu, ama ben sadece aklıma koyduğumu yaptım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Siyah Beyaz Perde
Science FictionDüşman şirketlerin düşman çocukları düşman olmaz aksine dost olursa?