Öncelikle herkese merhaba! Uzun bir süredir bölüm atmadığımın farkındayım. Yeniden dönüyorum, bu sefer fazla aralık koymayacağım. Bu bölüm elfxb1 ile bağlantılı, kendisi çok etkileyici bir yazar. Yerinizde olsam göz atardım.
İyi okumalar!
Kendimi yatağa attığım bir günün sabahıydı. Çok yorulmuş hissediyordum ve uykumu almış olmama rağmen çok uykum vardı. Aklımda sürekli bir şarkının melodisi tekrarlanıyordu, hangisi olduğunu ben dahil bilmiyorum. Birden aklıma dün gece geldi. Elina ile ettiğimiz kavga, biliyorum umrunda değilim. Yine de duyduğum gereksiz duygular beni mahvediyor. Bir daha asla Elina ile karşılaşmak istemiyorum, neden mi? Korkuyorum.
Düşüncelere dalmışken kapı tıkırtısıyla yerimden kalktım. Kapıyı açmaya giderken bile yaşamak için bir neden arıyordum.
Kapıyı açtığımda karşımda Amy vardı. O gerçekten etkileyici bir kızdı. Saçları uzundu ve doğuştan geldiğini farz ettiğim kırmızı saçlar kavherenginin arasına karışmıştı. Fazla güzeldi ama bir o kadar da acımasız olduğunu düşünüyorum. Gözlerindeki duygu sürekli aynı, mutlu,üzgün ya da şaşırmış olsa bile.
"Hey, Richard beni dinliyor musun?" dedi duygusuzca.
"Kusura bakma Amy! Kafam farklı yerdeydi. Sorun nedir? Lütfen yeniden tekrarla" dedim, açıkcası bir üste nasıl davranılır bilmiyorum. Daha önce bir eğitim almadım.
"Tren 1 saat sonra kalkacak, ana kadro senin aptal olduğunu bildiği için önceden valizini topladı. Sandalyede serili takımı giy ve trene gel. Tamam mı?"
"Pekala! Teşekkür ede-"
kapının önünden ayrıldı. Hızlı adımlar ile odamı terk etti, bu biraz şaşırtıcı geliyordu çünkü Amy de daha önce böyle bir hareket sezmedim. Bana denileni yaptım ve hızla giyindim. Bundan yıllar sonrası tahmin edemiyordum, belki ben de Amy gibi duygusuz olurdum? Kim bilir...
Giyinip aşağıya indim, son gelen ben olmalıydım. "Çoçuklar gerçekten en son ben mi geldim." Dedim bıkkın bir sesle. Albert ciddiyetle "En son gelecek tek kişi Elina" dedi. Bekle, ne oluyordu?
...
"Onuda mı ana kadroya aldınız?" Dedim gülmekle karışık bir ses tonuyla. Kimseden cevap gelmeyince" Onun bir gücü bile yok" dedim. Jennie girdi araya; "Sakin ol Rich, Elina ana kadroya istese bile giremez. Her birimiz büyüyüp bu dünyanın en küçük yerine bile yayılacağız. O minik güvercin bahse girerim ki kandan korkuyordur, biz ölümle dans ederken."
Konuşmak istedim ama ağzımdan bir kelime bile çıkmadı, sanki tüm laflar bana söylenmişti. Kendimi telefona gömülmüş halde buldum. Bert'in iştahlar açan sesiyle kafamı kaldırdım, karşımda bana bakan Elina'yı görmek çok komik bir deneyim olmuştu, yalan yok.
Amy "gidiyoruz çoçuklar" dedi ve hepimiz onu takip etmeye başladık, bana bakan Albert' i hissedebiliyordum. Albert ile yanyana oturmamız gerekmiyor muydu? Neden Micheal'in yanında acaba? Yanıma Elina gelecek ve bunu biliyorum. Gözlerimi Amy den alamıyorum, nasıl bu kadar duygusuz olabilirsin?
Her şeyi tek tek kaybediyordum, bu bir şanstı. Düşündüm, uzunca bir süre... En sonunca Elina' nın kulağına eğilip "Sarhoştum, söylediğim hiçbir şey doğru değildi. Ben sadece seni seviyorum Elina, kalbimde sadece sen varsın. Ne Linda, ne de bir başkası; sadece sen."
Diyerek fısıldadım, umarım bu onu yumuşatmıştır. Yüzüme baktı ama hiçbir şey demedi. Anlayabiliyordum, bu ona yetmedi.
"Hadi ama, gerçekten sarhoştum. Hiçbir şeyin farkında değildim Elina. Ben seni çok seviyorum. Senden başka kimsem yok. Bunu bana yapma" dedim yalvarırcasına
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Siyah Beyaz Perde
Science FictionDüşman şirketlerin düşman çocukları düşman olmaz aksine dost olursa?