Richard telefonunu çıkarttı ve Albert'i aradı, telefon çaldı, çaldı, çaldı...
Uzun süre çaldı ama açan kimse olmadı.
Telefonun karşısındaki çaresiz Richard telefonunu cebine koymaktan başka bir şey yapamazdı. Odasına doğru merdivenlerden çıkacakken sert bir omuz ile dengesini kaybeden Richard, merdiven tutacaklarından tutundu. Şaşmaz, ona çarpan ablası, Rayne'idi.Rayne: Önüne baksana be!
Kıkırdaşmalar
Richard: Önüne bakmayanın kim olduğu gayet ortada.
-: Sanırım sana karşılık verdi Rayne, kimse hükümdarına karşılık veremez değil mi?
Rayne: Haklısın dostum, haddini bilmeyen çok velet var.
Rayne, Richard'a doğru yanaştı, ve dirseği ile Richard'ın göğüsüne hamlede bulundu.
Richard kendini geriye doğru itti, haliyle Rayne'nin hamlesi boşa gitti. Richard boşa gelen dirseği tuttu, ve Rayne'yi kendine doğru çekti, Rayne diğer eliyle ani bir şekilde Richard' a vurdu. Richard sağ gözünün altını tutarak geri çekildi. Geri çekilmek zorundaydı. Ablası ona vurduğu zaman ablasının tuttuğu elini yere ittirerek ablasını yenebilirdi. Ama bunu yaparsa, başına gelecekleri biliyordu. Ablası övünüyordu, çünkü arkasında babası ve annesi vardı. Önü sürekli desteklemişlerdi. Her zaman Richard'ı dinlemek yerine, Rayne'yi dinlemek istemişlerdi. Rayne'nin Richard' a olan kini başa kimin geçeceği ile alakalıydı. Bu dünyada cinsiyetin bir önemi yoktur. Bu dünyada adaleti belirleyen şey cinstir. Richard'ın babası tüm genleri taşırken, annesi sadece bir gelindi. Haliyle güçleri hükümdar olmaya yetmezdi. Sadece hükümdarın eşi, hatun olabilirdi. Çocuklarda başa geçecek gücü belirleyenler ise genlerdi. Elementi ateş olan bu şirketin patronu, bu krallığın hükümdarı olacaktı. Lise dersleri ile ortaya çıkacak olan elementler aslında kendilerini belli ederlerdi. Ve ablası ateş elementine sahip olmadığını gayet iyi biliyordu.
Rayne: Seninle akşam görüşeceğiz biz daha aptal! Bana iğrenç ellerinle dokunmanın cezasını ödeteceğim sana! Hadi kızlar, şu eziğin yanından gidelim.
Richard içinden ne kadar siktirin gidin diye bağırsa da gerçekten uğraşmak istemiyordu. İki gün sonra özel lise sınavları vardı ve bu puanlar gidilecek liseleri, liseler elementleri belli ediyordu. Richard, Albert ile puanı düşük olmasına rağmen en iyileri çıkartmış, zorba bir okula gidecekti. Çünkü çevrelerindeki kimse onları tanımazdı. Tek sorun okulda sadece element olmayacaktı, bu okulda periler, vampirler, kurt adamlar, cadılar, sihirbazlar, elementler ve dışlananlar vardı. Bu ikiliye gayet güzel bir macera çıkartırdı, çünkü ikisi de hayatlarından biraz uzaklaşmak istiyorlardı.
Albert hala aramamıştı. Antrenmanda falan olamazdı çünkü tüm şirketler büyük sınav yüzünden antreman ve dersleri iptal etmişti. Richard aynı şehirde yaşadığı halde yüzünü bile göremediği, görse bile ailesi yüzünden sadece bakabildiği, gece uyurken yanımda olsaydı neler yapardık diyerek onu düşünen garip bir hissiyata boğulmuştu. Richard'ın ilk ve son arkadaşı Albert olmuştu. Kendi şirketinde Richard ile yaşıt kişiler vardı elbette, ama Rayne hepsini kendisine çekmişti bile. Aksine Albert, şuan yeni arkadaşları ile beraber takılıyor bile olabilirdi.
Richard odasına çıktı, ve kendini direkt yatağa attı. Bu zamanlarda hayatı sorgulamaktan başka bir şey gelmezdi aklına. Hani, yatağa gittiğiniz zaman orda hiç ses olmaz ya. Hani, boş duvarı seyrettiğiniz zaman, aklınıza en boktan anılarınız gelir ya. Neden yaşıyorum ben? Amacım ölmek olduğu halde, 'Neden yaşıyorum ben?' dersiniz. Gözleriniz dolar, hissetmezsiniz belki de, nefesiniz titrer ya o sessizlikte. Siyah beyaz görürsünüz hayatı, renkler vardır ama size renkli gelmiyordur.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Siyah Beyaz Perde
Fiksi IlmiahDüşman şirketlerin düşman çocukları düşman olmaz aksine dost olursa?