BÖLÜM-6-

1K 86 53
                                    

Merhabalaaar efenim! 

Uzun bir aradan sonra ben geldim. Sizi beklettiğim için üzgünüm ancak nedense bölüm kalemimden çıkmadı. Bir de sınavımdan kalmış olmam da bir etken olabilir arkiler:(

--------------------------------------------------------------------

Alışkınlıkla attığı sessiz adımları ile dış kapıya doğru yürüdü. Babasının uyandırmamak için çokça dikkatli olması gerekiyordu çünkü. Vakit öğlene yakındı ancak babası, içtiği o kötü kokulu içecek nedeniyle derin bir uykuya dalmıştı. Uzun zamandır dışarıda top oynayan arkadaşlarını görüyordu. O da onlarla oynamak istiyordu ama babası kızdığı için arkadaşları ile oyun oynamayı bırakmıştı. Şimdi hazır babası derin uykusuna dalmışken birazcık oyun oynasa sorun olmazdı. Hem babası uyanmadan geri eve gelirdi. Kapıyı yedi yaşındaki çocuktan beklenmeyecek bir sessizlikle kapatıp ayakkabılarını giydi ve babası uyanmadan oyuna yetişebilmek için koşar adımlarla eskiden arkadaşlarıyla oynadığı yere geldi. Arkadaşları her zamanki gibi futbol oynuyorlardı. Onları görünce bir an duraksadı. Annesi varken sürekli oyun oynar belli bir zaman sonra annesi çağırıp eline salçalı ekmek verirdi Annesi eline ekmek verene kadar acıktığını anlamazdı ancak o verince de elindeki ekmek çok tatlı gelirdi büyük bir afiyetle ekmeğini yerdi. Şimdi annesi yanında yoktu. Evlerinde ona yemek hazırlayan da yoktu artık. Babası vardı sadece. Bir de bazen evlerine yemek getiren komşu teyzeler. Evleri de artık eskisi gibi temiz kokmuyordu. O her ne kadar küçük boyuna bakmadan annesinden gördüğü gibi yapmaya çalışsa da annesinin yaptığı gibi olmuyordu. Annesini düşününce kalbine çöken o zamanlar adını dahi bilmediği özlemi onun tabiriyle ağrıyı göz ardı etti ve gözlerinden gelen minik damlaları koluyla sildi babasının tabiriyle erkek adam ağlamazdı çünkü. Adımlarını hızlandırarak arkadaşlarının yanına vardı.

"Ben geldiiiim. Mert, Ahmet, Efe bende geldiiiim. Beni de takımınıza alııııııın." Arkadaşları onu görünce oynadıkları oyunu durdurmuşlar ve onu beklemişlerdi. Futbolun iki mahalle çocukları arasında yapıldığını görünce gülümsedi. Ona göre en çekişmeli ve en eğlenceli geçen oyunlar bunlar olurdu. Ve oyunu kazandıkları vakit tadından geçilmezdi. Kendi arkadaşlarının yanına gelince karşı takımdan tanımadığı bir çocuk seslendi.

"Hayır, takımlarımızı belirledik bir kere. Giremezsin." Arkadaşları hemen onu kolladı.

"Hayır, o da bizim takımımıza girecek." Yaşına göre fazla iyi oynardı bunu mahallede bilmeyen çocuk yoktu. Bu yüzden onun da takımda olması kendi mahallelerinin kazanma şansını arttırırdı.

"Hayır, girmeyecek. Hem ben bu pis çocukla oyun oynamam. Annesi olmayan çocukla oyun oynanmaz bilmez misiniz siz?" Evet bazen çocuklar fazlasıyla acımasız olabiliyordu. Zeyd de onlardan birine denk gelmişti. Yine anlamadığı şekilde kalbi ağrımıştı. İleride bu kalp ağrısını çok iyi anlayacaktı ancak buna bir çarenin de olmadığını bilecekti. Belki başka şekillerde kendini avutmak isteyecekti ancak hayat ona en acımasız yönlerini gösterecekti. O daha yedi yaşında bir çocuktu şu an yaşadığı tanımadığı bir çocuk tarafından kalbinde oluşan ağrıyı nasıl tarif edebilirdi ki. Yine de başını dik tuttu. Ancak sesini çıkaramadı onun yerine arkadaşları onu kollayıp oyuna aldı. Ve oyun oynamaya başladı her ne kadar bir yanı buruk da olsa.

Oyun oynamaya başlayalı yarım saat olmamıştı ki son bir yıldır hayatını zindana çeviren o ses kulaklarına ilişti. Halbuki o içinde oluşan burukluğu yeni unutmuş ve oyundan yeni zevk almaya başlamıştı.

"Zeeeyd. Ne yapıyorsun lan sen burada?" Babasının sesiydi bu. Ölesiye korktuğu babasının -istediği bir şey olmadığı zaman vücudunda yaralar açan babasının-

MEFKUT(KAYBOLMUŞ)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin