Onuncu Bölüm

47 4 0
                                    

KEYİFLİ OKUMALAR SEVGİLİ OKURLARIM :)

    Allah kahretsin ya neden tüm aksilikler beni buluyor cidden baygınlık geçireceğim titremelerim başlamıştı Tan'a baktığım da öfkeden deliye dönmüş bir biçim de bir elini beline koymuş diğer eliyle de başını sıvazlıyordu şuan da oda da duyulan tek ses Tan'ın kırmızı görmüş boğa gibi soluma sesiydi off yeter ama Allah'ım neydi benim günahım neden sürekli bu kulunu cezalandırıyorsun...

   Aradan kaç saniye hatta kaç dakika geçmişti sayamamıştım bile yere çökmüş gözüm dosyalara takılmış bir vaziyette duruyordum dışarıdan bakılınca çok acınası bir halde olduğuma eminim Tan'ın omzuma dokunmasıyla yerimden sıçrayıp kendime geldim ve hemen ayaklandım bana şu saat 'den sonra ne cezası verirdi tam kestiremiyorum ama ses çıkarmaya hakkım olmadığı kesin. Yavaşça kafamı kaldırıp yüzüne baktım kafasını tavana dikmiş derin nefesler alıp veriyordu daha sonra yüzüme baktı gözlerim ela gözleri ile buluştuğu an gözlerimdeki çaresizliği görmüş olacak ki sinirden netleşen yüz hatları biraz olsun gevşedi , ardından içine derin bir nefes daha çekip oldukça sakin bir ses tonun da "Lavinia, çık dışarı" dedi bu anı bekliyormuş gibi hemen kapıyı açıp kendimi dışarı attım.

Odadan dışarı çıktığım da nefes almam zorlaşıyordu, sanırım panik atağım geliyordu koşarak bahçeye çıktım. Soğuk havayı içime çekmeye başladım biraz olsun nefes alış verişlerim düzene girmeye başlamıştı, etrafıma bakındığımda yanı başımda bulunan duvara çöktüğüm gibi gözyaşlarım aniden boşalmaya başlamışlardı. 

   Bütün bunlar neden hep benim başıma geliyordu şu hayatta sadece mutlu olmak istemiştim ama hayat onu bile bana çok görmüştü. Nerede hata yapıyordum ya da hata yapan sadece ben miydim? geçmişin gölgesi ne zaman peşimi bırakacaktı? ben ne zaman mutlu olacaktım? hayat ne zaman bir kerede benim yüzüme gülecekti? . Bu zamana kadar kimse beni anlamamıştı ya da anlamaya çalışmamışlardı mı demeliyim; Kendi evimde anne baba sevgisinden mahrum sığıntı gibi yaşamıştım gördüklerim sınırlı kişilerdi onlarda beni anlamamayı seçmişti... Şu hayatta kendime soracağım çok soru vardı yüreğime yara olup da dilimden dökülemeyen yada cevaplarının altında ezilmekten korktuğum için kendime sormaya cesaret edemediğim. 

   Evet şuan etraf kalabalık ama ben şunu anlıyorum ki kalabalığın için de de yalnız olabiliyormuş insan , babamın yanın da iken beni anlamak istemediler burada da görmek istemiyorlar onlar da haklı herkesin kendi telaşı var ev hayatı, iş hayatı , ailesi , sağlık sorunları anlayacağınız herkesin aslın da kendince tonlarca derdi var.  Fakat çevrem de oturan dertleşen arkadaş grupları var hani demiştim ya eskiden penceremden bakarken gördüğüm arkadaş gruplarına özenmezdim diye sanırım şimdi özeniyorum. Ben de dertlerimi sorunlarımı yakınlarımla paylaşmak istiyorum ama yok benim derdimi anlatacağım ,sorunlarımı paylaşacağım kimsem yok.  İnsanlar yolda gördüklerine selam veriyor hal hatır soruyorlar ancak burada da bana bunu çok görüyorlar aslın da anlamak zor değildi hepsi babamın emirlerine itaat ediyorlardı. Gerçi kendi öz ailesinden sevgi görmemiş birinin zaten başkalarından merhamet beklemesi komik bir durum. 

   Artık gerçekten farkın da olduğum tek bir şey vardı yorgundum, tükenmiştim ama üstüme üstüme gelen duvarların altın da kalmayacak her şeye rağmen dik durmayı öğrenektim...

BÖLÜM SONU...

LAVINIAHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin