["You heard me."]

109 16 21
                                    


"Kal."

"Ne?"

"Sağar değilsen duymuşsundur gerizekâlı."

Izuku yutkundu,

"Yanlış bir şey mi yaptım?"

Katsuki bunu duyduğunda, kaskatı kesildi. Elindeki ilaçları öylece bıraktı ve arkasını dönmeden sert bir sesle konuştu.

"Seni bunu düşünmeye iten şey nedir?"

Göz ucuyla karşısındaki genci süzdü Katsuki,

Izuku gözlerini kaçırdı ve titrek bir sesle mırıldandı.

"Demek istediğim, s-sen genelde-"

"Otur şuraya."

Katsuki gencin sözünü, oturduğu yatağın hemen yanındaki koltuğu işaret ederek kesti.

Izuku derin bir nefes alarak koltuğa oturdu, ne yapması ya da ne düşünmesi gerektiğini bilmiyordu.

"Bak, olabildiğince sakin olacağım."

Her ne kadar şaşkın ve tedirgin olsa da kendini gülmemek için zor tuttu çilli oğlan.

"Tabii Kacchan.."

Katsuki derin bir nefes aldı,

"İnsan ilişkilerinde iyi değilim. Fakat yine de,  -hayatımda ilk defa-  seni ciddi anlamda dinleyeceğim. Sadece kendimi önceden açıklamak istiyorum."

Bu sefer kaskatı kesilme sırası Izuku'daydı. Tek yapabildiği yutkunarak başını sallamak olmuştu.

Katsuki stresten alt dudağını kemiriyordu, söyleyeceklerini tarttı ve devam etti.

"Aslında tüm bunları sana aylar sonra, kendimi gerçekten hazır hissettiğim bir zamanda açıklamak istemiştim. Fakat hâlihazırda zaten geç kaldığım yetmezmiş gibi, gözünde değerimi iyice düşürdükten sonra sana tekrar eskisi gibi yakın olmaya çalışmaya başlamak istemedim.
Dün gece, uyuyamamıştım ve aklıma Sidi-..Denki gelmişti. Onu ziyarete gittiğimde Kiri de oradaydı. Onunla biraz konuştuktan sonra,  -onu fazla hırpalamışım ki-  yüzüme aylardır ve hatta yıllardır kaçmaya çalıştığım gerçekleri vurdu."

Sarışın tekrar derin bir nefes alıp geriye yaslandı, Izuku'nun gözlerine bakmayı reddediyordu.

"Ve şimdi hiç planlamadığım bir şekilde şu an açıklayacağım sana her şeyi."

Katsuki eliyle alnını ovalayarak orada boncuk boncuk biriken terleri sildi.

"Özgünlüğünün olmadığını ilk öğrendiğim zamanlarda, hastalıklı bir mutluluk hissetmiştim. Çünkü seni garip bir şekilde hep kendimden üstün görmüştüm ve sen, ilk defa benim arkamda kalmıştın. Fakat her şekilde seni daha önde görüyor olmak o iğrenç hastalıklı egomu ve içimi kemiriyordu. Bundan nefret etmiştim. Hâlâ ediyorum. Fakat artık seni önde görüyor olmaktan veya önde olmandan değil, bir zamanlar ne kadar gerizekâlı ve gamsız olduğum gerçeğinden. Asla senden nefret etmemiştim, fakat seni ve o her koşulda suratında gamsızca beliren gülüşünü her gördüğümde; sinirim tepeme çıkıyordu. Bu yüzden seni kendimden uzaklaştırmak için sana sataşıp durdum. Ergence bir şeydi, benden soğumanı ummuştum. Fakat sen zoru severdin, ve nedense benim seni hakettiğimi düşündün. Ben ise seni reddederek kendimi üstün görmeye çalışan aptal bir ergenden fazlası değildim. Özellikle söylediğim o kelime, seni çatıda gördüğüm o gün. Aşağı boş boş bakıyordun! Atlarsın diye ödüm kopmuştu. Atlasaydın aşağı atlamaktan çekinmezdim elbet fakat seni kurtaramasaydım kendimi asla affedemezdim de!"

Katsuki kendini sakinleştirebilmek için bir süre nefesler alıp verdi,

Izuku ise çoktan gözyaşlarına boğulmuştu. Boğazı bir şey söylemek için fazla acıyordu.

"Sana karşı hep kaybediyordum ben. UA'ye girdiğinde, bana somut anlamda eriştiğinde, senin altında iyice ezilmiştim ve UA'ye girdikten sonra bile işler hiç istediğim gibi gitmemişti. Her gün gelişiyordun, olgunlaşabiliyordun! Ben ise her geçen gün aslında ne kadar zayıf olduğumu farkediyordum. Yıllarca ne kadar 'yüce' olduğumu söylediler bana. Tüm çocukluğum boyunca ve ben şımartılarak büyütüldüm. Yıllar sonra her zaman benden daha aşağı bir konumda olduğunu düşündüğüm bir çocuğun gelip aksini istemeden, hiç efort bile sarfetmeden kanıtlaması beni deli etmişti."

Izuku'nun sesi titredi. Bir şey söylemek için ağzını açtığında, sözü bu cümlelerle kesildi.

"Bunları yüksek sesle sana söylemek bir şey değiştirir mi bilmiyorum. Ama bunlar benim hislerim, Izuku."

Gözleri faltaşı gibi açılmıştı çillinin, göğsü nefes almak için çırpınıyordu, hızla inip kalkıyordu ve Izuku nefes aldığını ve hatta nefes almaya ihtiyacı olduğunu bile hissedemeyecek kadar karşısındaki gence odaklanmıştı.

"Yaptığım her şey için senden özür dilerim, Izuku!"

Izuku kendini tutamadı, göz yaşlarını saldı, ciğeri çıkana kadar ağlamayı hedefliyordu.

Katsuki ise sadece sustu. Bir anlığına elini gencin omzuna atıp onu sakinleştirmeyi düşünmüş olsa da, onun kızgın olma ihtimâliyle yüzleşmek istemedi.

Izuku hışımla ayağa kalktı, bacakları onu zor tutuyordu.

"B-beni dinleyeceğini söylemiştin... Fakat ben şu an hiç- hiç konuşabilecek *hık* durumda değilim. D-daha sonra şansımı değerlendirim, özür- özür dilerim."

Katsuki ayağa kalktığında, Izuku çoktan odayı terketmişti.

Yatağa tekrar oturdu ve kafasını kollarının arasına aldı sarışın genç.
Her şeyi anlatmayı en çok istediği kişiye anlatabildiği için rahatlamıştı, fakat korkuyordu. Evet, Katsuki Bakugō; Izuku Midoriya adlı bir gencin kininden korkuyordu.

----663 kelime----

<3

Mina'nın Yeni Yıl HedefleriHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin