Beraber Halledeceğiz

34 6 0
                                    

Ücreti gelişi güzel taksicinin eline tutuşturup arabadan indim.Babamı kapıda beni izlerken buldum.Sıçrayarak mecbur yanına ilerledim.
"Oo,Ada!Hoş geldin!"
Sessiz kaldım,ne diyebilirdim ki?Bana eve gir işareti yaptı ve ikimiz de eve girdik.Eve girmemizle bağırması bir oldu.
"Ne yaptığını sanıyorsun sen?"
"Üzgünüm.."
"Geçen gün de bir gariptin zaten,anlamalıydım!Gece evde değilmişsin!Bir de Ayşe'ye yalan söylemişsin.Su'larda kalmadığını biliyorum,konuştum ailesiyle!Bu yaşta gece nerelerdeydin?!"
Terleyen ellerimi pantolunuma sildim.
"Açıklayabilirim..düşündüğün gibi bir şe-"
"Seni fazla serbest bıraktım!Yanlış yapmışım.Öğretmenlerinle görüştüm,bir süredir aktif de değilmişsin!Ne zaman gevşesen sonuç bu oluyor..!"
"Baba.."
Beni dinlemedi,yüzü kıpkırmızıydı,onu hiç böyle sinirli görmemiştim.
"Ben senin için gece gündüz çalışırken senin yaptıklarına bak!"
Başımı kaldırıp yüzüne baktım,söyleyebilecek bir şey aradım ama haklıydı ne diyebilirdim ki..?
"Kim o?"
"Ne?-"
"Görüştüğün çocuk kim?!"
"Kimseyle görüştüğüm yok,öyle bir şey değil.."
"Ne o zaman?"
Nefeslendim ve her şeyi anlatmaya koyuldum.Bittiğinde anlayış göstereceğini düşündüm ama bu onu daha çok sinirlendirmişti.Belki de anlatmamalıydım..
"Yakında son sınıf olacaksın,sınava hazırlanman gerek,okullar kapanıyor.Bunlarla vakit harcayamazsın!Sanane kaza geçirdiyse!Eskiden de tanışıyorsanız ne olmuş?Ailesi bile olmayan bir adamla..!"
Hayretle suratına baktım.
"Baba!"
"Bir daha onunla görüşmeyeceksin!Kendini hatırlatmak mı,peh!Bu daha iyi,seni hatırlamamalı ve senden uzak durmalı!"
"Baba,bu-"
Lafımı kesti.
"Telefonunu bana vereceksin,kimseyle iletişim kurmak yok!Yeni arkadaş edinmek yok!O çocukla konuşmak yok!Eve geç gelmek yok!Okul bitene kadar,önümüzdeki birkaç haftada deli gibi çalışacaksın ve farkı kapatacaksın!Olacak son sınavlarda en yüksek notu sen alacaksın yoksa bir süre daha telefonunu vermem,okul bitince hemen eve döneceksin,ekstra hiç bir harcama yapmayacaksın,yatana kadar ders çalışacaksın,tuvalet ve yemek dışında mola vermek yok!Eski düzene geri dönüyoruz,anlaşıldı mı?"
"Baba bu çok fazla,bunları yapamam!Yaptığım yanlıştı ama çok abartıyorsun! Bunları konuşmuştuk!"
Dediğimi görmezden geldi.
"Yaz için de planlarım var."
Biraz sakinleşmiş görünse de işim cidden çok zor olacaktı.
"Şimdi üstünü değiştir ve okula git,acele et.Geç kalıyorsun."
Çaresizce başımı salladım.Çıkmadan telefonumu ve cüzdanımı da almıştı.
♡︎♡︎♡︎♡︎♡︎♡︎♡︎♡︎♡︎♡︎♡︎♡︎♡︎♡︎♡︎♡︎♡︎♡︎♡︎♡︎♡︎
"Ee,ne yapmayı düşünüyorsun?"
Su da bıkkınca konuşuyordu,başımı yavaşça iki yana salladım.
"Benim hatam ve dikkatsizliğimdi,cezamı çekeceğim."
Saçını okulda genelde yaptığı gibi yukarıdan toplamıştı,havalar git gide sıcakladığından uzun saçlarını açık bırakmak zor oluyordu.Eliyle yelpaze yapıp ofladı.
"Onu vazgeçirmenin bir yolu yok mu?"
"Babam bir şeye karar verdiyse onu asla vazgeçiremezsin.."
Kafasını masaya gömdü.
"Bu çok can sıkıcı!"
"Bir de beni düşün!"
"Bir kazanın bunca şeye sebep olacağını kim bilebilirdi ki?"
"Aynen öyle..Ama elden ne gelir?"
O sırada yine tüm enerjikliğiyle Oğuz yanımıza geldi,yine neden sinir bozucu gelmişti ki?
"Selam kızlar!"
Su moralsizce mırıldandı.
"Selam Selena."
Kıkırdadı.
"Aslında saçım biraz daha uzun olsa benden iyi Selena olurmuş."
"Sence tek sorun saçının uzunluğu mu?"
Dediğim şeye karşı gülüp yanımıza oturdu.Öğle saatlerindeydik ve okulun kafetaryasında tatlı yiyorduk,en azından hayatımızda güzel bir şey olmuştu.Tabii benim yanımda param olmadığı için benimkini de Su ödemişti,bu daha da güzel yapıyordu.Oğuz bir çatal kapıp pastamdan biraz aldı,tam ağzına atıp yiyecekken çatalını kendime çevirdim ve hızlıca öne atılıp kendim yedim.Hayretle dondu kaldı ve sonra çatalı hızla elinden bıraktı.
"Elimi de yiyeceksin sandım,bir an!Nasıl korktum!"
Komik söyleyişine gülüp rahatça arkama yaslandım.Hâlâ aklım Barış'ta olsa da gülmeye ve belli etmemeye çalışıyordum.
"Sanki hayatında hiç tatlı yemedin,bencil insan!Ben de azıcık yeseydim ne olurdu?"
Dil çıkardım.
"Sen eskiden bana şekerlerinden vermiyordun!"
Eliyle kendini savunmaya geçti.
"Çünkü baban şeker yemene kızıyordu! Ayrıca bu 10 yıl önceydi,ne kadar kincisin,inanamıyorum.."
"Gizli gizli yiyebilirdim!"
"Beni kötü emellerine alet etme."
"Hep böylesin."
"Bak sen de aynısını yapıyorsun!"
Omuzlarımı kaldırıp indirdim.
"Artık bö-"
Su'yun bir anda kafasını kaldırıp bağırmasıyla irkildik.
"Yeter!"
Yüzüne gelmiş saç tutamını üfleyip uzaklaştırdı ve yüzümüze sinirli bir hâlde baktı.
"İçimi şişirdiniz."
Oğuz ağzına görünmez bir fermuar çekip şirince gülümsedi,benim de aynısını yapmam üzerine memnun bir ifadeyle gözlerini bizden ayırdı.
"Of,sınavlar da yaklaştı."
Oğuz da sıkıntıyla başını salladı.
"Senenin son sınavları."
Bu sefer kafamı gömen ben oldum.
"Eğer çok yüksek notlar alamazsam,ben bittim."
Sıkıntılı bir nefesten sonra konuşmaya devam ettim.
"İşin kötü yanı,son zamanlarda dikkatimi veremedim ve sınavda çıkacak konuları neredeyse hiç anlamadım,sıralamam da düştü.Sınavlara dört gün falan kaldı..nasıl toparlayacağım?Ahh..her şey berbat!"
Su beni omzumdan kaldırdı,diğer elini de Oğuz'un omzuna yerleştirdi ve kendinden emin bir şekilde bir bana bir de Oğuz'a baktı.Oldukça korkutucu bakıyordu ve bu Oğuz'un hafifçe geri kaçmasına neden olmuştu.
"Ne oluyor kızım?"
Oğuz'un sorusuyla Su'yun gülümsemesi daha çok büyüdü.
"Dört gün varımızı yoğumuzu ortaya koyup çalışacağız,beraber.Amacımız Ada'ya yüksek notlar aldırmak,hem de en yüksek notları!Gece geç saatlere kadar çalışıp başaracağız!Var mısınız?"
Su'yun hevesle ve hırsla konuşmasına gülümsedim ama başımı iki yana sallayıp omzumdaki elini tuttum.
"Su..üzgünüm ama babam buna izin vermez.Tek başıma odamda çalışmazsam kızar."
"Biz onu ikna ederiz,hem bir kere Oğuz da bizle gelecek,bu demek oluyor ki kesin izin verecek!Hem tek fark odanda tek değil beraber çalışmamız olacak!"
"Yine de..sanmıyorum."
"Denemekten zarar gelmez.Beraber halledeceğiz. Sen bize güven."
"Peki öyleyse deneriz."
İkimiz de Oğuz'a döndük,rahatça bize bakıyordu.
"Bir dakika,size yardım edeceğim bilgisi nasıl ulaştı size tam olarak?Ben öyle bir şey demedim."
"Ya Oğuz!"
Su'ya bakıp gülümsedi ve öne doğru çekilip onun yanaklarını sıktı.Su bir anlığına donup kalsa da sonra tekrar kaşlarını çattı.
"Niye rakiplerime yardım edeyim ki?Sonuçta benim de yüksek almam lazım."
Hayret edermişcesine ağzımı araladım.
"Ne?Hayat böyle işliyor."
Su yanağındaki elleri itip sinirle nefesini dışarı verdi.
"Yardım etsen ölür müsün?"
"Hayır."
"Ya hem sen de çalışmış olursun,hm?"
Su bu ifadenin işe yaramayacağını anlayınca şirin bir ifade takınmıştı suratına.
"İkiniz çalışın işte.Benim mükemmel zekama mı ihtiyaç duyuyorsunuz?Öyleyse sizi anlarım."
Su'yu kaldırıp arkamdan çekiştirmeye başladım.
"Aman ya!Ona çok ihtiyacımız var sanki!Gel Su!"
"Görüşürüüz!"
Arkamızdan pişmiş kelle gibi el sallayıp gülümseyen Oğuz'a masadaki pastanın kalanını işaret ettim.
"Al ye onu da!Gözün kaldı!"
♡︎♡︎♡︎♡︎♡︎♡︎♡︎♡︎♡︎♡︎♡︎♡︎♡︎♡︎♡︎♡︎♡︎♡︎♡︎♡︎♡︎
"Su ve sen?İkiniz?"
Su şirince başını salladı ve iki elini birleştirip kafasının üstünde tuttu,gözlerini kapayıp konuştu.
"Lütfen Hakan Amca,lütfen lütfen.Söz çok başarılı olacağız!"
Su'yun bu halleri normalde her zaman işe yarardı ancak babama bu numaralar sökmüyordu.
"Olmaz.Sen de daha fazla burada dil dökme kızım.Fatih seni götürür evine.Hadi."
"Baba,lütfen.Buna ihtiyacım var."
Su da başını yana eğip gülümsemeye devam etti.
"Sen o hakkını çoktan kaybettin Ada.Şimdi arkadaşın gitsin,sen de başla çalışmaya.Çabuk."
Tam gidecekken onu durdurdum.
"Baba,lütfen,son bir şans ver.Söz veriyorum iyi iş çıkaracağız."
Babam elini kaldırdı ve gitmemizi işaret etti.
"Yeter,Ada.Şansını zorlama."
Tam vazgeçecekken kapı çaldı.Üçümüz oraya doğru yöneldik ve ben kapıyı açtım.Karşımda sırıtan bir Oğuz görmeyi beklemiyordum.Bana garip bir kibarlıkla selam verdi.Hayretle çekildim.Sırıtmasını yok edip babamın önünde 'mükemmel çocuk' gülümsemesini sundu ve eğildi.Babam memnunca gülümsedi ve konuştu.
"Oğuz,burada ne işin var oğlum?"
Babamın bazen Oğuz'u benden bile daha çok sevdiğini düşünüyordum.
"Babamın selamını getirdim efendim."
"Ah,o kadar resmi konuşmana gerek yok."
"Peki Hakan Amca."
Babam samimi bir gülümsemeyle Oğuz'un omzuna vurdu.
"Sen de selam söyle.Çok memnun oldum.Yakın zamanda görüşelim.Hem şu önemli meseleyi de tekrar konuşuruz."
O önemli meselenin Oğuz'la bizim 'resmi evliliğimiz' olduğunu anladığımda gözlerim büyüdü. Tamamen aklımdan çıkmıştı..babam sadece kağıt üzerinde olacağını söylese de..hayır hiçbir şekilde bir evlilik yapmayacaktım.
"Baba bununla ilgili düşüncelerimi söylediğimi sanıyordum!"
Babam bana dönüp uyarıcı bir bakış attı. Oğuz ise bana baktı ve babamın göremeyeceği bir şekilde gözlerini kapatıp açtı. Bu güven verici bir bakış olsa da içimi rahatlatmamıştı. Oğuz kısa bir nefes verip gülümsemeye çalışarak tekrardan babama döndü.
"Babama iletirim."
Babam başını salladı.Su ise bize bakıp anlamaya çalışıyordu. En sonunda bu konuyu sonraya ertelemeye karar verdim ve sesimi çıkarmadan bekledim. Ayrıca..Oğuz neden gelmişti? Su ile birbirimize baktık ve aynı şey hakkında düşündüğümüzü fark ettik.
"Yalnız,benim size demek istediğim bir şey var,izninizle."
"Tabii?"
Oğuz boğazını temizledi ve beni gösterdi.
"Ada son zamanlarda biraz geriledi derslerde,farkındasınızdır.Sıralaması da düştü."
Babam bana bakıp kaşlarını çattı sinirle.
"..Farkındayım."
Buraya beni gömmeye gelmemişti umarım.
"Ancak benim derslerim tahmin edeceğiniz gibi yine çok iyi."
Babam gururla gülümsedi,elbette biraz da zoraki bir gülümsemeydi ama babam ortağının oğlu olmasının dışında Oğuz'u küçüklüğünden beri severdi.
"Aferim."
"Demek istediğim..ben Ada'ya yardımcı olabilirim,malum sınavlar da yaklaştı.Üçümüz birlikte hallederiz."
Derin bir nefes verdik Su ile. Demek bunun için gelmişti..
"Emin olabilirsiniz ki geç saatlere kadar sadece ders çalışacağız.Ada'ya yardım etmek istiyoruz.İzin verirseniz tabii.."
Babam arada kalmış gibiydi.Bir süre duraksadı,hepimiz nefesimizi tutmuş cevabını bekliyorduk.
"Tamam,sana güveniyorum.Ama sadece ders.Ve sonucunda iyi notlar almazsanız.."
"Söz alacağız!"
Su hevesle atladı.
"Pekii o zaman."
Bizi değil de Oğuz'u dinlemesi moralimi bozsa da şuan hiç olmadığım kadar mutluydum.
"Teşekkürler baba!"
Oğuz tekrar saygıyla eğildi.
"Teşekkürler Hakan Amca."
"Teşekkürler!!"
Su mutlulukla merdivenlerden çıkmaya başladı.Biz de peşinden çıktık.Odaya geldiğimizde tek kaşımı kaldırıp Oğuz'a baktım ve alayla konuştum.
"Hani rakiplerine yardım etmezdin?Vicdana mı geldin yoksa..?"
Yanıma yaklaştı ve saçlarımı karıştırdı.Ondan kendimi kurtarırken o ise gülümsüyordu.
"Saçımı bozdun!"
Aynaya bakıp düzeltirken bir yandan da gözüm ondaydı.
"Hadi,başlayalım.Babana söz verdim,o sınavların hepsinden çok yüksek almazsan..hoş şeyler olmaz."
Su kıkırdayıp Oğuz'a döndü,başına odama girer girmez bulduğu kedi kulaklı tacı takmıştı.
"Teşekkürler Oğuz."
Oğuz Su gibi yatağıma oturdu ve Su'yun omzuna kolunu atıp onu kendine çekti.Su ise eskisi gibi utanmadan ama yine eskisi gibi büyük bir mutlulukla başını Oğuz'un omzuna yasladı.Oğuz çenesini onun başına koydu.Odada gözle görülür bir huzur vardı.Merakla kaşlarımı çattım ve yüzümdeki istemsiz tebessümü silmeden onlara baktım.
"Bir anda neden böyle değiştin?Neler oluyor anlamadım..Hiç böyle sevgi dolu olmazdın,bu kadar.."
Oğuz gözlerini kapayıp bir süre daha Su'ya yaslanmaya devam etti.Sonra ise bir anda geriye yaslanıp yatar konuma geldi,bacakları yataktan sarkarken belinden yukarısı yatar pozisyondaydı,gözlerini açıp buruk bir halde gülümsedi.
"Söylesenize,sizden başka kim var hayatımda?Hem Su'yun dediği gibi beraber halletmeliyiz,biz arkadaşız."
Bir süre gerçekten durup düşündüm,annesi gününün yarısını kuaförde ve arkadaşlarıyla geçiren türden,'ilgili' görünen ilgisiz bir anneydi.Babası desen zaten babamla aynıydı.İş odaklı.Çocukluktan beri benim gibi arkadaşları hep gözden geçirilirdi,gerçi hiç bir zaman da arkadaş bulmayı denememişti.Sadece benimle konuşurdu,biz de aman aman yakın değildik.Kardeşi yoktu,tek çocuktu.Okuldan yakın olduğu biri yoktu,bizden başka.Herkese gerçek 'o'nu göstermezdi.Genelde 'soğuk','sessiz' ve 'umursamaz' biriydi.Hiçbirimiz de onun soğuk ve mesafeli tavırlarını garipsemezdik.
"Neden hiç arkadaş bulmayı denemedin?Ya da hiç kimseye herhangi bir hoşlantı hissetmedin?"
Sorumu bir süre düşünüp yanıtladı.
"Eskiden hep 'mükemmel evlat' olmayı amaçlardım ve ailemin sözünden çıkmazdım o yüzden bunu denemedim,okul dışında hiçbir şeyle ilgilenmezdim,şimdi de.."
Cesaretini toplayıp konuştu,kendiyle yüzleşiyor olmalıydı.Biz de bunu beklemiyor olsak da dikkatle onu dinledik.
"Korkuyorum sadece.Bunu hiç denemedim ve denemekten korkuyorum çünkü..yenilemem.Asla kaybedemem.Bir şeyi yapıyorsam,en iyisini yapmalıyım,o konuda kaybetmemeliyim,anlıyor musunuz?Ada gibi özgür ruhlu değilim,Su gibi sosyal değilim..ben buyum."
Acaba bizle mi yoksa kendisiyle mi konuşuyordu?Onu sessizce dinlerken Su ile tekrar göz göze geldik. İkimizin de gözlerinde acıma vardı,Oğuz'a değil. Yaşadıklarına ve düşüncelerine.
"Mükemmel Oğuz.Başarılı Oğuz.Zeki Oğuz.Zengin Oğuz.Yakışıklı Oğuz.Şımarık Oğuz.Bencil Oğuz.Soğuk Oğuz.Yalnız Oğuz."
Tavana bakmaya devam etti.
"Asla 'Sadece Oğuz' olamadım."
Acıyla gülümsedim.Su gözünden akan yaşı elinin tersiyle silip kafasındaki tacı çıkardı,sonrasında da ayağa kalktı.
"Şey,derse başlamalıyız artık."
♡︎♡︎♡︎♡︎♡︎♡︎♡︎♡︎♡︎♡︎♡︎♡︎♡︎♡︎♡︎♡︎♡︎♡︎♡︎♡︎♡︎
"Şu soruyu yapabildiniz mi?"
Kalemle soruyu işaret ettim.Oğuz test kitabını elimden çekip kendi kalemiyle soruyu anlatmaya başladı.Ben onu dikkatlice dinlerken Su dördüncü oflayışını gerçekleştiriyordu.Soruyu anlayıp şıkkı işaretleyince Su'ya döndüm.
"Ne oluyor be?"
Su sandalyede iyice kayıp bayılmış gibi davrandı.
"Beynim almıyor artık!Tam dört saattir çalışıyoruz!Tuvalet molası vermeme bile izin vermediniz!"
Oğuz saate baktı.
"O kadar olmuş mu ya?"
Başımı salladım.
"Ben de farketmemişim."
Su ağlamaklı bir hâlde daha da kaydı sandalyesinde.
"Allah'ım..bu ultra mega zeki varlıkların arasında olmak çok zor..dilim tutulsaydı da söylemeseydim şu fikrimi ya.."
Oğuz gülerek ayağa kalktı,benim de sırtım tutulmuştu.Üçümüz de kalkıp gerindik ve beraber aşağı indik.Oğuz bizi bırakıp mutfağa yöneldi.Onu salondaki koltuklarda beklerken,elindeki bardaklarla geri döndü.
"Kahve?"
Su koşarak bir bardağı kaptı ve ağzına dikti.Güldüm ve ben de birini alıp yudumlamaya başladım.Normalde kahve sevmezdim çünkü hep acı gelirdi ama bu kahve tatlı ve süt ağırlıklıydı,içindeki buzlar da serinlettiği için iyi gelmişti.
"İyi düşünmüşsün."
Kahvelerimiz bittikten sonra gitmek istemişlerdi.Ben de yorulduğum için memnuniyetle kabul etmiş ve onlarla bahçe kapısına kadar gitmiştim.Hava almak da iyi gelmişti.Fatih abi onları bırakacaktı.Gitmeden son kez arkalarına döndüler.
"Teşekkür ederim çocuklar.İyi ki varsınız."
Gülümsememe karşılık verdiler ve arabaya binip gözden kayboldular.İçeri girip arkamdan kapıyı kapadım.Ayağıma gelen Çilek'i kaldırıp kucağıma koydum.
"Nerelerdeydin sen?"
Genelde ya saklanıyor ya da kendi kendine oyuncaklarıyla oynuyordu,bazen onu koltukların altında uyurken buluyordum.
"Barıştık sanırım,hm?"
Kafasını öpüp kucağımda onunla sallanarak odama çıktım.
♡︎♡︎♡︎♡︎♡︎♡︎♡︎♡︎♡︎♡︎♡︎♡︎♡︎♡︎♡︎♡︎♡︎♡︎♡︎♡︎♡︎
"Günaydın."
Oğuz bahçede yanıma gelmişti,okul daha yeni başlıyordu ve sabahın erken saatlerindeydik.Sızlanarak çantamı çekiştirdim.
"Bu çanta niye bu kadar ağır?"
Çantamı bir çırpıda alıp boşta kalan omzuna taktı.Bunu yapmasını garipsesem de beni bu ağırlıktan kurtardığı için minnet duymuştum.Okula doğru ilerledik,Su sınıfta bir kızla konuşuyor ve gülüyordu.Yanına gittik,gülmesini durduramadan bize baktı.
"Selam çocuklar."
"Selam da.."
Yanındaki kızı işaret ettim.
"Öyle sabah erken geldim de,ikimiz vardık sınıfta,konuştuk."
Gülmesi sonunda durmuştu.
"Çok eğlenceli biri."
Çekincence bize el sallayan kıza gülümsedim ve başımı salladım.Kız bir anda Oğuz'u süzmeye başladı.Gözleri önce onun hafif dağınık ama bir o kadar da düzgün olan formasında,sonra da yüzünde dolaştı.Oldukça düzgün olan,minik,kalkık burnuna,süt gibi bembeyaz tenine,yeşilimsi gözlerine ve açık kumral,parlak saçlarına baktı.Oğuz uzun boylu biriydi,bu da onu incelerken kafasını istemsizce kaldırmasına neden olmuştu.Beğeniyle süzüp ona yanaştı ve ona ifadesizce bakan Oğuz'un omzuna dokundu.
"Daha önce de seni görmüştüm ama tanışma fırsatımız olmamıştı."
Saçını geriye atıp utangaçça gülümsedi ve biraz geri çekilip elini uzattı.
"Ben Özge."
Kız oldukça güzeldi,kahverengi parlak saçları omuzlarına değiyordu,ela gözleri ve pürüzsüz bir cildi vardı,benim boylarımda olmalıydı,güzel ve sıcak bir gülümsemesi vardı.Oğuz'dan etkilenmiş olmalıydı ancak sanırım bu tek taraflıydı,çünkü Oğuz ifadesizce başını sallamış ve soğukça şöyle söylemişti..
"Oğuz."
Onu dirseğimle dürttüm,'ne var' dercesine bana baktı.Kaş göz yapmamın üzerine yüzüne yapmacık bir gülümseme takıp kıza geri döndü.Özge kıkırdayıp bana bakmıştı.
"Sorun değil.Böyle biri olduğunu hissetmiştim."
Oğuz'un ilk defa ilgisini çekmişti konu.Öyle olmalı ki yüz ifadesi ilk kez değişmiş,meraklı gözleri devreye girmişti.
"Nasıl?"
Özge bu sefer ona baktı,gülümsemesini asla bozmuyordu.
"Benim hislerim güçlüdür..bir insanın enerjisini hemen farkederim,nasıl bir enerji yaydığını..hem yüzüne bakınca da analiz edebiliyorum.Tabii bunun dışında..seni izleme fırsatı buldum.Lütfen yanlış anlama.."
Kız dişlerini göstererek gülümsüyordu ve açıkçası çok sempatikti.Onun da bembeyaz bir teni vardı ve yan yana çok uyumlu duruyorlardı.Buna istemsizce güldüm.Oğuz benim çantamı sırama bıraktı ve kendi sırasına geçti.Ben de ona döndüm.
"Ona bakma.O dışarıya karşı biraz.."
Aklıma dün dedikleri geldi.Silkelendim.
"Soğuktur."
"Ah,sorun değil.Senin adın neydi?Sormayı unuttum."
"Ada."
"Güzel bir ismin var.Ada.."
Beynine kaydediyor gibi görünüyordu.Bir süre duraksayıp sonra bize bakmayı sürdürdü.Su tekrar söze girdi.
"Yalnız hissedersen bizim yanımıza gelebilirsin.Biz buralardayız."
"Gelirim,teşekkürler."
Sonra da içeri öğretmen girdi ve yerlerimize geçip dersi dinlemeye koyulduk.
♡︎♡︎♡︎♡︎♡︎♡︎♡︎♡︎♡︎♡︎♡︎♡︎♡︎♡︎♡︎♡︎♡︎♡︎♡︎♡︎♡︎
Okul bitmişti ve çantalarımızı toplayıp bahçeye çıkmıştık.Su ve Oğuz bir saate yine bizim eve geleceklerdi.Su bana veda edip benden önce bahçeden çıktı.Ali bugün de gelmemişti,ancak onu arayamıyordum çünkü telefonuma el konulmuştu.Bugün Su'yun telefonundan aramayı düşünüyordum.Bir anda gözüm benden biraz uzakta yürüyen Özge'ye takıldı.Telefonla konuşuyordu ve bir yandan da aceleyle kulaklıklarını çözmeye çalışıyordu.Oldukça aceleci görünüyordu ve hızlı hızlı yürüyordu.Gözüm ayağındaki beyaz spor ayakkabılara takıldı,hafif yüksek topukluydular ve o bunu umursamadan dikkatsizce yürüyordu.Düşüp ayağını burkabilirdi.Tam onu uyaracakken yere kapaklanması bir oldu.Gözleri önce büyümüş sonra da acıyla kısılmıştı.Yerde,düştüğü yerde kıvranıyor ve bileğini tutuyordu,etekten açıkta kalan bacakları-özellikle de dizleri- soyulmuş,kanamıştı.Tam yanına yetişmişken koşarak Oğuz geldi ve Özge'nin yanına eğildi.Endişeyle onu kaldırdı,nazikçe ve çok dokunmamaya çalışarak onu arkadaki banklara oturttu.Yanlarına gittim.
"Özge?İyi misin?"
Acıyla buruşan yüzüne karşın başını salladı.
"Sorun yok."
Oğuz doğrulup nefeslendi ve saçını kaşıdı.Onun dizlerine bakmamaya çalışıyordum çünkü kan gerçekten iğrençti.Her zaman öyle olmuştu.Oğuz ise çantasından çıkardığı peçeteyle umursamadan onun dizlerini silmeye başladı.Kan biraz geçmiş olmalıydı,yakında kabuk tutardı herhalde.Aklıma o gün hastanede olanlar geldi,elimi kesmem,Barış'ın yardım etmesi,dedikleri..gözlerim istemsizce elimdeki yara izine kaydı,onu bir şekilde saklamayı başarmıştım.Gözümü ondan ayırıp Özge'ye baktım ve onu benim elime bakarken yakaladım.
"Eline ne oldu?İyi misin?"
Acıyan bileğine karşı bunu düşünmesi güldürse de elimi saklama gereği duymuştum.Konuyu değiştirip Oğuz'a baktım.
"Bileği için ne yapmalıyız?Burkulmuş olmalı."
Bir süre duraksadı ve Özge'den izin isteyip onun ayakkabısını çıkardı.Bileği şişmiş görünüyordu.
"Burada bekleyin,okuldan buz bulayım.Spor odasında ya da kafetaryada vardır.Daha fazla şişmesin."
Özge mahçupça yüzünü eğdi.
"Üzgünüm."
"Sorun yok.Bekle."
Oğuz çantasını banka bırakıp okula doğru gitti.Geri geldiğinde elinde bir bardak buz vardı.Pet pardağın içinde buzlar.
"Eh,sadece bunlar vardı."
Kıkırdadım ve ondan buzu alıp Özge'nin bileğine bastırdım.Sızlandı ama sesini çıkarmadı.Elini uzatınca buzu ona verdim ve kendi bastırmaya devam etti.
"Sizi de uğraştırdım.Siz gidin ben kendim yaparım."
"Seni burada bırakamayız."
"Teşekkürler.."
Bana bakıp gülümsedi.
"Senin için ne yapabiliriz?"
Oğuz'a bakıp kızaran yanaklarıyla ve ağrıyan bileğiyle hafifçe doğruldu.
"Beni..taksiye kadar götürebilir misiniz?Eğer zahmet olmazsa.."
Hemen başımı sallayıp onun kalkmasına yardım ettim.Bir koluna ben bir koluna Oğuz girmişti.Onu taksi durağına kadar götürüp bindirdik.İçerideyken konuştu.
"Tekrardan teşekkürler.Siz olmasanız ne yapardım bilmiyorum..şuan sanırım sızlanarak yürüyor falan olurdum.."
"Lafı bile olmaz.Daha dikkatli ol,eve gidince de yine buz yapmayı unutma."
Başımı iki yana sallayıp kapıyı kapattım ve taksi uzaklaştıktan sonra Oğuz'la yürümeye başladık.İkimiz de arabalara binip uzaklaştık ve evlerin yolunu tuttuk.
♡︎♡︎♡︎♡︎♡︎♡︎♡︎♡︎♡︎♡︎♡︎♡︎♡︎♡︎♡︎♡︎♡︎♡︎♡︎♡︎♡︎
Eve girmiş ve üstümü değiştirir değiştirmez kendimi yorgunlukla yatağa atmıştım.Gözlerimi iki saniyeliğine kapadım ve geri açtığımda karşımda Su ve Oğuz'u görmem bir oldu.İrkilip sıçradım.
"Ne oluyor be..siz..ışınlandınız mı?"
Gözlerimi büyütüp onlara baktım,Su 'ne diyorsun sen?' gibi baktı ve Oğuz da sorumu yanıtladı.
"Geldiğimizde uyuyordun."
"Uyumuş muyum ya?Farketmedim."
"Uyumuşsun ya."
Beni taklit eden Oğuz'a bakarak gözümü ovuşturdum.Su beni kaldırıp sırtımdan sürükledi.
"Napıyosun?"
"Git yüzünü yıka gel."
"Kanka ben de yürüyebiliyorum!Heey! Su!"
Su beni dinlemeden banyoya attı ve kapımı kapadı.Yüzümü yıkayıp yanlarına gittim.
"Siz yeni mi geldiniz?"
"Biraz oldu.Ayşe Teyze bize tatlı yaptı.Onları yedik sen uyurken."
"Bana yok mu?"
Sitemle konuştum,sanki uyuyan ben değilmişim gibi.
"İnanır mısın,hepsini gömdük.Çok da güzel olmuştu.Afiyet olsun bize."
Gülerek karnını ovuşturan Su'ya ve onun gibi yanımda gülen Oğuz'a kötü bakışlar yolladım.
"Siz ne ara bu kadar vicdansız,bencil insanlar oldunuz?İnanamıyorum.."
Su omuz silkti ve gülmeye devam etti.
"Sanırım arkadaşlığımı gözden geçirmem gerek.."
Bir süre daha gülüp sohbet etmiştik ve ben Su'yun telefonundan Ali'yi aramıştım.Ona her şeyi anlattım ve o da Barış'ın şuan arkadaşıyla olduğunu,onun Barış'ı ziyarete geldiğini ve onları yalnız bıraktığını anlattı.İki gün sonra taburcuları gerçekleşecekti ve bugün Barış kimsenin kalmasına gerek olmadığını söylediğinden eve gelmişti.Bana birçok kez üzgün olduğunu söyledi ve ben de ona her seferinde onun suçu olmadığını söyledim.Barış'la birkaç kez bu konuları konuşma fırsatı olduğunu anlatmıştı,Barış her seferinde konuşmayı değiştiriyormuş ama eskisi kadar sinirli davranmıyormuş.Ayrıca Ali'nin düşüncesine göre Barış yavaş yavaş bazı olayları anımsamaya başlıyormuş.Yardımcı olduğu için Ali'ye teşekkür ettim,acil bir durum olursa Su'dan ulaşmasını söyledim ve son olarak Su'yun Ali ile üstü kapaklı flörtleşmesini dinleyip telefonu kapattım.Babam gelene kadar da çalışmaya başlayıp devam ettik.Umarım sınavlardan iyi notlar alabilir ve babamı biraz da olsun yumuşatabilirim.Tek isteğim eskiye dönmek.Derslerimin iyi olduğu,Barış'la konuşabildiğim ve babamla aramın iyi olduğu eskiye.


Selam herkese!
Bu bölümü bir yandan beğendim bir yandan da hiç içime sinmedi..siz ne düşünüyorsunuz?🙊
Bu bölüm hikayemize iki yeni karakter eklendi.Zaman geçtikçe daha da dahil olacaklar ancak yine de anladığınız üzere yan karakter olarak yazıldılar.
Bu bölümde en sevdiğim kısım Oğuz ile ilgili olandı.İlk başta(bu hikayeyi yazmaya başlarken) Oğuz'u kafamda kötü karakter olarak kurgulamıştım,sonra ikinci erkek olmalı diye düşündüm ve en sonunda da soğuk görünse de hikayeye neşe katan "sadece Oğuz" olarak kaldı.Ona özellikle bu bölümde daha da çok ısındım,umarım siz de onu seversiniz..🤍

Ada-Oğuz-Su vibe

Ada-Oğuz-Su vibe

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Bu arada kısaca bir şeyden bahsetmek istiyorum:sırayla karakterlerin görünüşünü paylaşmaya başlayacağımఌ︎Elbette kafanızda nasıl kurguladıysanız,nasıl canlandırdıysanız öyle kalmalı ancak ben bu şekilde düşündüm ve ona göre paylaşac...

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Bu arada kısaca bir şeyden bahsetmek istiyorum:sırayla karakterlerin görünüşünü paylaşmaya başlayacağımఌ︎Elbette kafanızda nasıl kurguladıysanız,nasıl canlandırdıysanız öyle kalmalı ancak ben bu şekilde düşündüm ve ona göre paylaşacağım.Beklemede kalın!!

Çilek Kız(Yarı texting)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin