Annesinin yaramaz oğlu

795 35 23
                                    

Kurs çıkışı karanlık sokakta ilerliyordum. Normale göre fazla sessiz ve ıssızdı. Çantamın kollarını sıkıca tutup emin adımlarla yürüyordum. Sokak arasında birkaç ses duymam ile oraya yönelmem bir oldu.

Gece gece sanki bir marifetmiş gibi hiç düşünmeden sesin geldiği tarafa ilerledim. Duvar arkasından baktığımda yerde dayak yiyen çocuğu gördüm. Etrafında 4 kişi daha vardı ve karnını yumrukluyordu. Böyle devam ederse ölücekti.

Yanı aslında buraya çokkez geldim. Hızlı da koşuyorum. Sanırım onu kurtarıcağım. Evet.

Telefonumu açıp kamerayı açtım. Yanlarına gittim ve beni farketmeleri için seslendim.
"Hey siz sokak serserileri. Polise şikayet ediceğim sizin"
"Sen ne cüretle.."

Elindeki sopayı sıkarak bana doğru koşmaya başladığında arkama bile bakmadan koştum. Aramızda mesafe varken diğer sokağa girdim. Ve onlar farketmeden oradaki küçük duvar arasına girdim. Buraya bakmayı akıl dahi etmezlerdi.

"Koşun sizi budalalar."
"Nereye gitti"
"Bu taraftan."

Koşmaya devam ettiler. Bende duvar arasından çıkıp yerde yatan çocuğun yanına gittim. Onu zor bela yerden kaldırıp en kestirme yoldan evime taşıyacaktım. Ama biraz ağırdı. Zorlanarak onu en hızlı şekilde götürdüm. Evim 1+1 'di ve küçüktü. Teras kattaydı ve dışarıda oturmak için yerler vardı.

Oraya yatırıp içeriye gittim. Ilk yardım kutusu ile geri döndüm. Yüzü kanlar içindeydi. Elime pamuğu aldım ve kanları temizledim. Iyi olduğundan emin olduğumda yara bandını yapıştırdım.

Gözünün oraya yara bandı takıcakken yüzünü ekşitti. Telaşla elim ayağım birbirine dolandı. "Acıdı mı?" Kafasını hayır dercesine sallayıp gözlerini araladı.

"Iyi misin? Bir yerin ağrıyor mu?"
"Hayır ama neden geldin?"

Ayağa kalkmaya çalışıyordu. Onu durdurup yaralarını temizlemeye devam ettim. Üzerimdeki gözler oldukça çekici duruyordu. Kanayan yaraları her temizleyişte daha da kanarken dudağının patladığını gördüm. Oraya da pansuman yaparken sadece bana bakıyordu.

Umursamadan pansumanı bitirdim. 2 tane yeşil çay ile dışarı çıktım. Çayını yudumlarken ona birkaç soru sordum

"Neden orda dayak yiyordun?"
"Çok saçma bir mesele "
"Anlatki saçmalık seviyesini bende biliyim"
"Boşversene"
"Iyi madem"

Çayımı içerken o soru sormaya başladı.
"Adın ne"
" Hong Eunchae senin"
"Nishumura Riki"
"Japon musun??"
"Evet de nerden anladın"
"Annemle küçükken ilk başta ordaydık. Sonra koreye geldik."
"Hmm anladım. Peki ya kaç yaşındasın?"
"16"
"Bende 17 aramızda çok yaş yok desene"
"Öyle"

Sohbete devam etmiştik. Gitmeden önce duraksadı.

"Numaranı versene"
"Neden ki"
"Arkadaş oluruz hem bugün yaptıklarının bir karşılığı olucak"
"Karşılığı olsun diye yapmadım."
"Olsun numaranı ver"
"Tamam ********"
"Iyi geceler"
"Sana da ama sakın motora binme heryerin morarmış ve kaza yaparsın"
"Tamamm anne"
"Görüşürüz oğlum"

Arkasından istemsizce gülümsüyordum. İçeriye girip yatağa girdim. Gelen bildirime tıkladığımda Niki'nin olduğunu anlamam uzun sürmedi.

+82 0****
Annecim benim

Akıllı oğlum
(23.45)

SAVİOR LOVEHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin