Sabah erkenden kalkıp okul için kendimi hazırladım. Her şeyimi aldığımdan emin olunca evin kapısını kilitleyerek yola koyuldum. Her zaman ki gibi benimle birlikte bir sürü öğrenci vardı.
Onlarla konuşmak yerine her sabah balerin kursuna giden Zuha ile konuşuyordum. Ilk tanıştığımızda koşarken bale ayakkabılarını çamur yapmıştım. Onları temizlemek için o kadar dil döktüm ama yedeği var diyerek geçiştirdi.
Şimdi ise yol arkadaşı gibiyiz. Onu bekledim. Geldiğinde sohbet ederek yürümeye başladık. Yollarımız ayrılırken gözüme bir şey takıldı. Bizim okul formasını giyen 5 kişi. Aralarında bir kız vardı ve onlar dünki Niki'yi döven çocuklardı.
Hemen arkamı dönüp hızlı adımlarla otobüse bindim. Onlara görünmemek için o kadar dikkat ediyordum ki kendimi ilkkez böyle görmüştüm.
Aklıma takılan şeyler vardı. Bizim okul formasını giymeleri aynı okulda olduğumuz anlamına geliyordu. Dönem ortası geldiğimden pek arkadaşım yoktu. Okuldaki öğrencileri de fazla tanımıyordum.
Belkide bu yüzden farkedemedim. Düşüncelerimi kalabalık bir otobüs bozdu. Birbirlerini iterek en arkayı bile rahatsız eden, terden leş gibi kokan spor öğrencileri önümdeydi. Cama yapışmış giderken dünki çocuklardan bir tanesi beni farketti.
Bende salak olduğum için saklanmak yerine çaresizce gülüp el salladım. Diğerleri de farkedince otobüse binmek istediler ama otobüs dolu olduğu için kapısını dahi açmadı. Şans benden yanaydı.
Okula varıp hızla sınıfa gittim. Dersin başlamasını beklerken Niki'yle konuştum.
Niki>Eunchae
Niki dün seni döven çocuklarla aynı okuldayım sabah beni gördüler
Niki
Neden beni aramadınSence o anda aklıma geldimi. Hem gelse bile neden arıyayım ki?
Niki
Sana bir şey yapmasınlar diye söyledimKendimi koruyabilirim Niki
Niki
Koruyamazsın demedim. Ama onlar tehlikeli
Onlar tehlikeyse bende tehlikenin içinden geçen Eunchae'yim
Niki
Tamam Eunchae en tehlike sensinTabikide benim ders başlıyor. Kapatmam gerek
Niki
Görüşürüz;)Telefonu kapatıp teslim ettim. Ders başladı ama ilk ders Ingilizce olunca ve hocamız hamile olunca hormonları yüzünden epey bir uykulu geçti. Sadece uyuduğunu hatırlıyorum.
Minji beni dürtüyordu. "Eunchae kalk zil çaldı"
"Ah teşekkürler Minji "Sınıfın biricik başkanı Minji'den iyisini bulacağımı hiç düşünmüyorum. Sıramdan kalkıp dışarı çıktım. Işte şans dediğin şey 1 kez olurya. Beni farkedip koşmaya başladılar. Kaç Eunchae. Sadece kaç.
Okulun içinde kaç tur attım saymadım. Koridorda koşarken onları biraz olsun atlatabilmiştim. Fırsat bu fırsat. Kütüphaneye girip etrafa bakındım. Nöbetçi yerinde yoktu. Nereye saklansam diye düşünürken buldum.
Masanın altındaki dolabın içi hep boştu. O yüzden içine girip kapıyı kapattım. Buradan biraz olsun dışarıyı görebiliyordum. Iki büklüm kaldığım için nefes alırken zorlanıyordum.
Içeri girip bakındılar.
"Bu sefer onu bulduğumda kesinlikle fena yapıcağım. "
"Tamam Suwoon. Buluruz"
"Eric kafani kırdırtma bana"
"Tamam sustum."Etrafa bakındılar bulamayınca oflayarak çıktılar. Hani yani diyelim beni yakaladınız. Ne yapıcaksınız ki? Anlamıyorum şimdiki gençleri
ŞİMDİ OKUDUĞUN
SAVİOR LOVE
Randomsokak arasında dövülen motorcu bir çocuğu kurtaran kız, ve ona karşılığını vermek isteyen yaralı çocuk