Acı ve derimde süzülen sıvı

317 30 9
                                    

Öğle yemeğimi yemiştim. Eric, Sunwoo ve diğer 2 arkadaşları nerede hiçbir fikrim yok. Ama şuan koşuşturma için fazla tokum.

Yanıma bir kız geldi.
"Adın Eunchae'mi?"
"Ah evet"
"Ingilizce hocası seni fen sınıfının önünde bekliyor"
"Tamam teşekkürler"

Kafa sallayıp arkasına bile bakmadan kızı ilkkez gördüm. Hem ingilizce hocası niye beni çağırıyorki? Kollarımı sallayarak fen sınıfının önüne gittim. Kimsenin olmadığını görünce geri dönmek için adım attım.

Karşımda Eric Sunwoo ve arkadaşları vardı. Boku yedin Eunchae. Arkamı dönüp koşabildiğim en son hızda koştum. Merdiven kapalıydı. Hay böyle işin.

Dümdüz koşarak spor salonuna geldim. Kapana kısıldım. Şimdi ise üstüme doğru yürüyorlardı. Onlar yaklaştıkça kaçış yolu aradım. Merdivenlerin üstünde bir kapı vardı oraya gitmeliydim.

Koşmak için gittiğimde Sunwoo denen çocuk beni yakalamıştı. Elinden kurtulmak için dirensemde işe yaramadı.

"Neden videomuzu çekip sonrasında Niki'yi yerden kaldırdın"
"Sanane gidip kendi işine baksana"
"Boyuna göre fazla laf yapıyorsun"
"Beni bırak yoksa sana çok kötü şeyler yaparım."
"Naparsın"

O an sadece ısırabildim. Saçımdan tutarak çekiştirdi. Okulun arka kapısından dışarı çıktık. Ağzıma taktıkları maskenin altındaki bant yüzünden konuşamıyordum. Yardım istemek için direndiğimde canımın acısı ile duruyordum.

Fazla uzak olmayan ama ıssız bir sokaktan başka birşey olmayan bir yere geldik. Camları kırık bir yere girdik. Tamirciye benziyordu.

"Evet küçük video kayıtların nerede?"
"Salakmısın? Elimde kayıt olsa çoktan polise giderdim"
"Fazla konuşuyorsun"
"Sana mı soracağım konuşurken ucube"
"Sözlerine dikkat et yoksa"
"Yoksa ne. Beni de Niki gibi yere yatırıp dövücek misiniz?"
"Evet"

Saçımdan tutup su dolu kovanın içine kafamı soktu. Sağa sola derken nefes alamıyordum. Boğulacak gibiydim. Kafamı çıkarıp tekrar içine soktu. Nefes zorluğunun yanı sıra ağzıma kaçan su midemi bulandırıyordu.

"Akıllanman için yeterli mi haa!!"
"Burdan kurtulunca sana hayatı şehir edicem"
"Ne yaparsın. Niki'ye mi söylersin. Çok korktum desene"

Yere fırlatılmıştım. Sırtım soğuk duvara sertçe çarptığında nefes alışım zorlanmıştı. Beton pürüzlü duvar sayesinde kolum çizilip kanamaya başladı. Elimle kolumu tutarken yanıma geldi.

Ceketinin cebinden bir çakı çıkardı ve elinin iç kısmıyla tuttu.

"Sanırım dersini aldın. Niki ile uzak durursunuz"
"Sen öyle san"

Ayağımla özel organına bir tekme attım. Kıvranarak yere düştü. Diğerleri etrafına toplandığında kaçmak için kapıya koştum. Kolumdan tutup yere fırlatırdım ikinci kez.

Sunwoo elindeki çakıyı unutup tokat attı. Yanağımdaki acı ve akan sıvı ile duramadım. Dışarı çıkıp kapıyı kilitlediklerinde sadece arkalarından bakabildim.

Kapıya gidip vurmaya başladım. Ne kimse vardı ne de sesimi duyan birileri. Kapının arkasında yere çökmüş ağlıyordum. Vücudumdaki acı sızlarken dizlerimin üzerinde uykuya daldım.

SAVİOR LOVEHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin