yeni bölüm geldi❣️ İyi okumalar dilerim..
Era Mercan
Hayat bir oyundu. İnsanlar ise oyuncular. Oyuncular ikiye ayrılırdı: Şeytanlar ve Melekler.
İsminden de anlaşıldığı için, şeytan ismi kötü insanlar için geçerliydi. Şeytanların ve meleklerin beş bölümü vardı. Masumdan günahkara doğru giden beş bölüm.
Ben ise, şeytan mıyım bilmiyordum, fakat dünyada bu kadar insan varken melek olmadığım kesindi.
Elime eldivenleri geçirdikten sonra kendime aynada kısa bir bakış attım. Siyah saçlarıma, beyaz yüzüme, ve gökyüzü gibi kendini belli eden mavi gözlerime. Şuan üzerimdeki hiçbir şey bana ait değildi. Bir şeytan olarak görevimi yerine getirmeye gidiyordum. Çenemi dikleştirdim, ve gözlerime soğuk bir bakış takındıktan sonra arkamı dönüp odayı terk ettim. Odayı kilitledikten sonra uzun koridorda yavaş fakat sağlam adımlarla ilerledim. Şuan toplantı yerine gidiyordum, diğer şeytanlarla kendi cehennemimizi kurmak için. Toplantı odasının kapısını soğuk parmaklarım ile tutup açtıktan sonra gözlerim içerideki şeytanlara kaydı. Herkes buradaydı, beni bekliyorlardı.
Vanessa beni inceledikten sonra boğazını temizledi, ve küçük şeytanlarıyla konuşmaya başladı. "Lilith de geldiğine göre, başlayabiliriz, Şeytanlar. Herkesin zaten görevini bildiğini düşünüyorum, bu yüzden fazla konuşmayacağım. Ve unutmayın, oraya gitme amacınız kurbanınızın kalbini bana getirmek. Sorusu olan?" Vanessa, 43 yaşında, bakımlı ve gayet güzel bir kadındı. Onu Şeytanların lideri yapan şey ise buydu. Öldürücü güzelliğinin yanı sıra, normal bir insanın zekasını alt eden zekası. Vanessa, Şeytanların nefes almasını sağlayan akciğer, yaşamasını sağlayan kalp, ve zekalarını konuşturmasını sağlayan beyin gibiydi. O, Şeytanların yaşamasını sağlayan yaşam kaynağıydı. "Sorunuz yok sanırım, güzel. Ha bu arada Lilith, herkes üçüncü gözünü seçti. Senin üçüncü gözün de Jasmin." Üçüncü göz, bir nevi suç ortağı oluyordu.
Vanessa'nın söylediği akıl almaz şey ile birden Nare'ye döndüm. Beni nasıl yalnız bırakmıştı? Nare üzgün gözlerle bana karşılık verirken Vanessa'ya döndüm.
"Beni Jasmin ile ortak yapamazsın, Vanessa. Onun her şeyi mahvettiğini buradaki herkes iyi biliyor. Senden sonra Şeytanların başı benim. Ve en önemli görevi ben yapacakken bana Jasmin'i vererek başta sen dahil herkesin hayatını tehlikeye atıyorsun," Vanessa ifadesiz gözler ile sakince konuşmamın bitmesini beklemişti. Derin nefes aldıktan sonra diğerlerine dönüp konuştu. "Çıkabilirsiniz, beş dakikaya hazır olun, Şeytanlar."
Jasmin bana yan bir bakış attıktan sonra diğerlerinin peşinden, dışarı çıktı. Herkes gittiğinde Vanessa bana döndü, "Ne söylersen söyle, seninle gelecek. Ve onu herkesin yanında aşağılamayı kes, Lilith." Daha fazla bu saçmalığı dinleyemezdim. Gözlerinin içine baktım, ve başımı sağa eğerek konuştum. "Tamam o zaman, bende bundan sonra yalnızken aşağılarım." Gözlerini sıkıca kapatıp burnundan derince nefes alırken göz kapakları titremişti. Sanırım bugünlük onu bu kadar sinirlendirmek yeterliydi.
Odadan çıktım, ve kapıyı kapatıp hızlı adımlarla Cehennem Krallığı'nın girişine gittim. Herkes oradaydı. Dik omuzları ve karşıya bakmaktan kaçan bakışlarıyla Vanessa'yı bekliyorlardı. Bende yerime geçip onlar gibi durduğumda çok geçmeden Vanessa geldi. Tam ortada durdu, ve her zamanki sözlerini söyledi. " Oraya gidin, ve herkesi kafanızdaki cehenneminizle yakın, Şeytanlar."
Bana baktı yavaşça. "Hepiniz Lilith'in emrindesiniz, unutmayın." Sağlam adımlarla yanıma ulaştıktan sonra eliyle iki kez omzuma vurdu desteklemek ister gibi. Ardından işaret parmağını tam alnımın ortasına, beynimin üzerine getirdi. "Buranın seni yakmasına izin verme." Söylediği şeyi anlamasam da başımı salladım yavaşça. Uzaklaştı, ardından herkese son bir bakış attıktan sonra son sözlerini söyledi. "İyi görevler."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
VEDA İNTİKAMI
Novela JuvenilGökay karısına ve kızına baktı, son kez olduğunu bilmeden. Bardağını tekrar kafasına dikip onlardan gözünü ayırmadan son damlaları içtiğinde, daha çok karısının ve kızının güzelliğine içiyor gibiydi. Ama artık her şey için çok geçti. ...