{Şimdiki zaman}
Jeongguk'dan
Bir kaç gün önce Busan'dan Daegu'ya taşınmıştım.
Sadece artık dayanamıyordum o adamın yaptıkları karşısında. Bende zaten yanıma biraz para almıştım onun dışında izin vermemişti almama parayıda ondan habersiz almıştım.
Ama yapabileceğim başka bir şey yoktu.
Şimdi sorucaksınızdır belki nasıl Daegu'ya kadar geldin? Daegu'da tanıdığın birileri varmı diye. Deagu'ya gelmek benim için hiç kolay olmadı otostop çeke çeke gelmiştim,
burada Yoongi hyungum var. Okuldan arkadaşımdı beni hep korumaya çalışırdı. Sonra taşınma haberini duymuştum ve çok üzülmüştüm. Ama bilin bakalın ben ne yaptım yanıma telefonumu bile alamadım. Yani ymYoongi hyungu nasıl bulucaktım.
Sanki boşlukta gibiydim.
Gidecek hiç bir yerim yok, yapacak hiç bir şeyim yok ve burada hiç bir yeri bilmiyorum. O an sadece yürüme kararı aldım.
Ben evden çıkmadan önce Yoongi hyunga haber vermiştim belki o da beni arıyordur diye umut etmekten başka çarem yoktu.
(...)
Saatlerce yürümüş gibi hissediyordum.Hava kararmıştı. Sadece kendime "hadi jeongguk yaparsın" diyerek gaz veriyordum ama bitmiştim tamamen tükenmiştim.karşımda bir bank vardı belki onda bu geceyi geçirebilirdim.
(...)
Beni uykumdan uyandıran bir çığlık ve bağırış sesleri duymaya başladım. Belki açlıktan zihnim bana oyun oynuyordur diye düşündüm.
Ama hayır tekrardan daha çok bağırma sesleri geliyordu. "Yar-yardım edin" en sonunda bunu duyduğumda o banktan kendimi kaldırdım ve sesin olduğu yere doğru koşar adımlarla yürümeye başladım. Siktir 3 kişi yerdeki bir kişiyi tamamen derler ya püresi çıkmış gibi işte aynen öyle yapmışlardı.
Şuan o kişiye hiç bir şey yapamazdım yoksa o bir kişi bende olabirdim.
Eski geldiğim yöne doğru yürürken taşa takılıp yeri boyladım.
Siktir üçüde bana doğru bakıyordu ve bu hiç iyi bir şey değildi.
Üçüde bana doğru geliyordu. kaç jeongguk kaç bunlar seni çiğ çiğ yer oğlum. Ayağa kalmış ve hızla koşmaya başlamıştım,
"nereye küçük sıçan gel buraya" hayır şimdi ne yapıcaktım. O an önümde orman görünmüştü şükürler olsun onları burada atlatabilirdim.
Ormandan girdiğimde adamlar durmuştu bana " o ormandan sağ çıkabileceğini mi sanıyorsun? Gitte ordaki piçlere yem ol " diyip güldü ortadaki. "biz bile seni daha az hırpalardık " dedi sağdaki. Hayır onlara inanamazdım tekrar koşmaya devam ettim.
Ne kadar koştum hiç bir fikrim yoktu ancak önümdeki evi görene kadar
Siktir cidden önümde kocaman bir ev vardı hatta şöyle şöyleyim saray vardı.
Oraya biraz daha yaklaştım içinden şarkı sesi ve evet..evet cam kırılma sesleri geliyordu. Ben nereye düşmüştüm. Buraya girmeli miydim? Belki yardım ederlerdi ? Ya da o adamların söylediği gibi bir yerse. Tek çarem buraya girmekti. Kapının önünde karar vermeyi bekliyordum.
Kapı baya çelik gibi bir şeydi kapı kulpuda yoktu ben buraya nasıl giricem o zaman.
Belki biri gelir açar diye orada görünmeyecek bir yere geçtim. Bir insan görüş açıma girmişti.
Adam sadece elini cebine atıp kapı kulpu gibi bir şey çıkarıp kapıya tuttu ve kapıyı açtı. Sıra sende jeongguk hadi. Adam kapıyı kapatırken ben kapıyı tuttum cidden kapı çok ağardı. İçeri girdiğimde şok olmuştum.
Gördüğüm şeye inanamamıştım. Bildiğiniz burası bar gibi bir yerdi. Şaşırmayı bırakıp barmenin olduğu yere doğru adımlamaya başladım Çok susamıştım.
"Yakaladım seni" ne yine mi? Kıyafetimin yakasından tutan adam konuşmuştu.
"Buraya nasıl geldin seni ufaklık. buraya gelmenin sorumluluğunu alman lazım .düş önüme." Beni iki kat yukarıya yakamdan çeke çeke çıkartmıştı. En sonunda gerçekten görkemli bir kapının önünde durmuştuk. kapı kesinlikle altındandı.
Kapıyı açtı ve açtığı gibi beni içeriye fırlattı. Sanki çuval fırlatıyon amk. Kafamı kaldırıp odaya baktım. Odanın heryeri para kokuyordu. Karşımda bir tane adam vardı arkası dönük. Kotluğunu bana doğru çevirdi. Yüz yüze gelmemizi sağladı böylece.
Hayır bu kadar yakışıklı birini beklemiyordum.
Dürüst olayım sadece şişman, burnu havada, yaşlı birisini bekliyordum. karşımdaki beni gördüğüne şaşırmamıştı.
Ama ben tersi olarak çok şaşırmıştım.
Karşımdaki adam elini kaldırdı ve çaprazındaki koltuğa doğru oturmam için işaret etti. Yerden kalkıp karşısına oturdum.
Şuan dikkatimi sadece adama ters bir şekilde sırıtan tavşanlı bileklik oldu. Böyle sert bir görünümü olan biri neden tavşanlı bileklik takardı ki.
Sahi ben bu bilekliği nerden hatırlıyordum. O kadar tanıdık gelmişti ki.
Sadece bileklik değil adamın gözlerine baktığımda sanki hiç yapancı gözler değilmiş, yıllardır gördüğüm ve tanıdığım gözlermiş gibi geldi.
Sanki o kehribar renkli göz beni bir karadelik gibi içine çekmişti. Ve ben bu içine çekilmeden hiç rahatsızlık hissetmemiştim.
"Demek sözünü tuttun" adam sonunda konuşmuştu çok derin bir sesi vardı. Ama bir saniye ne sözü. Ben bu adamı hayatım boyunca ilk kez gördüğüme emindim. Ya da öyle sanıyordum.
Adam tekrar konuştu "küçüğüm, yoksa kaplancık beyini hatırlamadın mı?"
...........................................................
S
elam
Bölümü nasıl buldunuz
Sizi seviyorum
Görüşürüz taekookla mutlu mesut kalın
-Okw
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Kaplancık Bey •Tk
FantasyHer şey parktaki salıncakta sallanmak isteyen küçük çocuğun kaplan görmesi ile başlamıştı... . . . Semetae Ukekook