Birinci Bölüm

5.5K 174 57
                                    

"Çok özür dilerim!" Elindeki kahve elimdeki dosyaların hepsini ıslattığında gözlerimi yumdum sıkıca.

Hayır işte, bunları yarın sabah teslim etmem gerekiyordu.

Saruhan abi zaten teslim tarihini geciktirebildiği kadar geciktirmişti. Takımımızın güzide oyuncusu Ferdi Kadıoğlu, sessizliğime karşılık olarak gözlerimin içine bakıyordu.

"Sorun yok." Söylediğim şeye ikna olmuş gibi değildi.

Yaklaşık 1 buçuk aydır Fenerbahçe'de tercümanlık yapıyordum ancak takımla kaynaşmamıştım.

Sadece Mert Hakan ile ara sıra konuşuyor onun dışında pek sohbete katılmıyordum.

"Eğer yardım edebileceğim bir şeyse, lütfen çekinme! Hepsi benim suçum." Ferdi'nin söylediği şeyle derin bir nefes aldım ve bakışlarımı endişeyle bana bakan adama çevirdim.

"Halledemeyeceğim bir şey değil Ferdi, gerçekten. İdmana dönmelisin." Söylediğim şeyle kafasını salladı ama arkasına dönüp dönüp bakıyordu. Eminim aklı bir süre burada kalacaktı.

Odama geçtiğimde bu kadar çeviriyi tekrar yapmak için sabaha kadar burada kalmam gerektiğini fark ettim.

İçeriye giren Sinan abiye baktım.

"Ayris, dosyaları getirecektin?" Saruhan abi ve Sinan abiye ne diyeceğimi düşünüyordum. Sinan abi önümde kahvelenmiş dosyalara baktığında endişeyle bakıyordu bana.

"Abi sabaha kadar halledeceğim." Güveniyordu, daha önce asla yetişmez dedikleri dosyaları yetiştirmiştim.

Kafasını sallamıştı. Odadan ayrıldığında saçlarımı dağınık bir topuz yapmıştım.

-

Saatlerdir çeviri yapıyordum. O kadar yorulmuştum ki, gözlerim kapanıyordu. Karnımın acıktığını hissetmiştim ancak o kadar üşeniyordum ki.

İdman bitmiş miydi yahu?

Azıcık dolaşmak istedim. Oturduğum yerden kalkıp sahaya doğru ilerlediğimde herkes yavaş yavaş toparlanıyordu. Hatta bazıları çıkmıştı bile. Beni gören Ferdi yanıma gelmişti.

"Yardıma ihtiyacın var mı?" Kafamı iki yana salladım.

"Emin misin?"

Değildim.

-

"Yemekler geldi." Poşetlerle içeriye girdiğinde bakışlarımı dosyadan ayırmıştım.

Karnımın gurultusu tüm odayı doldurduğunda Ferdi gülümseyerek odadan ayrılıp yemek almıştı.

"Neden takımda kimseyle konuşmuyorsun? Kısa bir süre önceye kadar adını bile bilmiyordum Ayris." Söylediği şeyle güldüm.

"Ben insanlara karışmakta güçlük çekerim." Söylediğim şeyle kaşları havalandı.

"Mert Hakanla oldukça samimi gözüküyorsun?" Gülümsemem büyümüştü.

"Çünkü ben değil o benle tanıştı." Söylediğim bu şeye anladım şeklinde kafasını sallamıştı.

"Daha çok dosya var mı?" Sorduğu soruyla dudak büzdüm. Fazlasıyla vardı.

"Yetiştirebilecek misin?"

Ben Ayris Zorlu, ben yaparım dersem yaparım. Hep yaptım :)

Yemekten sonra o da elinden geldiğince bir şeylere yardım etmeye çalışsa da pek başarılı olamamıştı. Ne zaman olduğunu anlamasam bile, uyuyakalmıştı ve ben bunu çok geç fark ettim.

Yüzüme yerleşen gülümsemeyle telefonumu elime aldım.

Ayris: Plan an itibariyle başladı.

Arkadaşlar seeelaaamm!!! Valla normalde yazmayı düşünmüyordum ama aniden aklıma düşen kurgu fikriyle yazmaya karar verdim.

Bir de sürekli kendi kurgularımı okuyorum sıkıldıkça, her kurgumu yaklaşık 5 kere okuduğum için ezberledim her şeyini bu yüzden biraz da yeni yazayım dedim.

Kurgularımı sıkı sıkıya takip eden arkadaşlarıma da böyle bir hediye vermek istedim kendimce.

Çok seviyorum, bolca öpüyorum!

Ay Tenli Kadın || Ferdi KadıoğluHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin