Yirmi Sekizinci Bölüm

1.1K 57 46
                                    

"Böyle bir şeyi nasıl yapabilirsiniz Ayris?" Kerem'in bakışları bizim üzerimizdeydi.

"Ya kardeşim dedim ben sana Yunus, nasıl böyle bir insan olabilirsin."

Kerem hayal kırıklığıyla bakıyordu yüzümüze.

"Biz şikeci değiliz Yunus, şikeyle işi olan Galatasaray'da olamaz." Kerem'in sert bir ifadeyle söylediği şeyle gözlerimi kapadım.

Yunus bana bakarak iki yana salladı kafasını. Kerem hızla bizden uzaklaştığında konuşmaya başladı.

"Bırak öyle bilsin, Ali Koç'un kızı olduğunu öğrenirse her şey daha da zorlaşır."

-

Kerem yüzümüze bile bakmıyordu. Yemek sırasında bizi tanıyan herkes aramızda bir sorun olduğunu anlayabilirdi.

"Seni geçenlerde bir kız ile görmüşler Aktürkoğlu." Mert Hakan'ın sosyal kişiliği masadaki kara bulutları dağıtabilirdi belki.

"Evet, kız arkadaşım." Gülümseyerek söylediği şeyle diğer herkes tebrik etmeye başlamışlardı.

"Seni bayadır bizim tesislerde göremiyoruz Ayris Hanım." Barış'ın bana karşı konuşmasıyla gülümsedim.

"Bizim de işler yoğun valla Barışçığım. Gelemiyorum maalesef pek o taraflara." Söylediğim şeyle kafa salladı.

"Tabi ne kadar meşgulseniz." Kerem imayla konuştuğunda derin bir nefes aldım.

Yunus sakin olmamı belirten bakışlarını takınmıştı.

"Evet, tüm gün dosya çeviriyoruz Kerem. Sizler kadar biz de yoruluyoruz. Tek farkımız siz bedenen yoruluyorsunuz biz ruhen."

"Tabi canım, bütün gün dosya çevirmekten canın çıkıyor başka hiçbir şey düşünemiyorsun."

"Kerem, kardeşim yapma." Yunus benim yerime çıkışmıştı çoktan.

"Sen benim kardeşim değilsin Yunus."

-

"Sizin aranızda n'oldu?" Ferdi saçlarımı okşarken konuştu.

"Hiçbir şey."

"Ayris, benden bir şey saklamıyorsun değil mi?" Sorusuyla bakışlarım ona döndü.

Dizlerindeki kafamı kaldırdım.

"Hayır, bu da nereden çıktı?"

"Ayris, yalan söylemiyorsun değil mi?" Sorgulamaya başlıyordu beni.

"Hayır, söylemiyorum."

"Tamam o zaman." Tekrar kafamı dizlerine koydurtmuştu.

Gözleriyle yüzümü ezberlemek istercesine inceliyordu.

"Seni sevdiğimi biliyorsun değil mi?" Söylediğim şeyle gülümsedi.

"Biliyorum, ben de seni seviyorum."

Uyuyakalmıştım.

Sabah uyandığımda Ferdi de yanımda uyuyordu. Uykum ağır olduğu için kafamı dizlerinden kaldırıp yastığa koymuş yanımdaki yerini bulmuştu.

Uyurken yüzünü inceledim.

"Özür dilerim."

-

Bursa'da yaşayan ailelerini ziyarete gitmişti birçok kişi. Gidenlerle birlikte gidenler de vardı. Dolayısıyla otelde çok az kişi kalmıştık.

"Ben de gidiyorum annemin yanına, gelmek ister misiniz Ferdi, Ayris, İrfan, Gözde?" Sorgularcasına baktı gözlerimizin içine.

İrfanlar onayladığında ben de onaylamıştım.
Ferdi de bize uymak amacıyla kafasını salladı.

Evlerinin önüne geldiğimizde Mert Hakan zili çaldı. Kapıyı açan küçük kız çocuğuna baktım. "Hako!"Sımsıkı sarıldıklarında gülümsedim.

İçeriden gelen ve kıza aşırı benzeyen erkek çocuğu gülümsememi büyütmüştü. Ardından annesi olduğunu tahmin ettiğim kadın gelmişti.

"Hoşgeldin oğlum, Hoşgeldiniz çocuklar."

Her birimiz hoşbulduk dedikten sonra içeriye geçtik. "Çay kahve?" Annesinin sorusuyla diğerlerinden kahve cevabı geldiği için ben onlara uymuştum.

"Yardım edelim biz de." Gözde'ye baktığımda gülümseyerek kafasını salladı.

"Yok misafirsiniz siz."

"Olur mu Gönül abla, estağfurullah." Söylediğim şeyle gülümsedi ve biz de onun peşinden gittik.

Özünde iyi bir insansın Ayris.

Olabilirim, belki. Öyleyim değil mi?

Kahveleri hazırladıktan sonra iki tepsi çıkmıştı. Çocuklara da meyve suyu koymuştuk.

Herkese içeceklerini verdikten sonra sohbete dönmüştük.

"Eee oğlum? Seni ne zaman evlendiriyoruz." İrfan'ın pisliğine yaptığı bu hamleyle güldüm.

"Ay evet İrfan oğlum. Konuş ya valla." Herkes yavaş yavaş gülmeye başlamıştı bile.

"Anneciğim yok ki biri hayatımda, olsa söyleyeceğim." Gönül ablanın bakışları bana dönmüştü.

"Kendine Ayris gibi birini bulamadın mı e be oğlum?" Söylediği şeyle gözlerim kocaman açıldı.

"Anne kardeşim gibi o, çek gözlerini üstünden." Bu dediği şeyle ofladı.

"Çok güzel bi' abla." Beren'in söylediği şeyle gülümsedim.

"Sen de öylesin güzellik, gözlerin çok güzeller. Benimkiler de kahverengi işte." Bu dediğimden sonra yanımdaki Ferdi kulağıma eğildi.

"Ela."

"Anlayamadım?"

"Gözlerin diyorum, kahverengi değil ela."

Yine bu konuşma.

"Falınıza bakalım, kapatın fincanları." Gönül ablanın dediğiyle Gözde el çırptı.

Fincanlar soğuduktan sonra ilk Gözde'nin falına bakılmıştı.

Fincanımı eline aldığında bakışlarım ona döndü.

"Burada bir yol ayrımı var kızım. Yukarıda da kalp gözüküyor. Duyguların yüzünden kararsız kalacaksın."

Fala inanma falsız da kalma.

"Çok mu aşıksın?" Sorduğu soruyla gülümsedim. Bakışlarım Ferdi'yi bulduğunda cevapladım onu. "Çok."

"Peki neden onu üzeceksin, çok aşıksan?"

Fallar gerçek değil. Fallar gerçek değil. Fallar gerçek değil.

"İstediğin şeye ulaşacaksın ama çok kalpler kırılacak." Kaşlarım çatıldı söylediği şeyle.

"Plan tamamlanacak."

Ay Tenli Kadın || Ferdi KadıoğluHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin