Bölüm 7

1.8K 105 31
                                    

Vay anam babam be 2K okunma gelmiş benim kurguya.. Duygulandım jndfbdlfa. Hadi neyse bölüm yazdım, atdım, kaçtım. Muahh kocaman.


"Tülin zaten açık olan mutfağa niye getiridin bizi?" diye fısıldadım hafif eğilerek yanımda ki kadının kulağına.

"Ayy heyecanladım Araf ya. Adam geldi girdi salona, beni görünce şoka uğradı resmen."

"Ne şoka uğraması Tülin ya? Yüzünde mimik bile oynamadı adamın."

"Gözleri Araf. Gözleri beni öldürücekmiş gibi baktı." dediğinde şaşkınlıkla dudaklarım aralandı ve "Abartıyorsun." dedim gözlerimi devirerek.

Hemen sonra daha fazla bekletmemek için kekleri ve kurabiyeleri taşıyıp masaya yerleştirdikten sonra sofraya geçmiş olan adamlara baktım. Bize pek fazla misafir gelmediğinden evde ki her şeyi kendi ve Eymenin konforu için dizayne etmiştim. Ve şimdi iki kocaman adamın küçük sandalyerde sıkışık oturması gözüme çok komik gelmişti.

Ne ara odasına geçtiğini bile fark etmediğim Eymen odasından elinde katlanmış bir kağıtla koşarak gelip yeniden Ceyhunun kucağına tırmandı ve yan bir şekilde oturup meraklı gözlerle Demire bakmaya başladı. Kim olduğunu merak etdiği belliydi ama utandığından soramıyordu.

Biraz daha Demiri inceledikten sonra bana dönerek "Baba, bu abi kim?" diye sordu penbeleşmiş yanaklarıyla.

Yavaşca sandalyelerden birini çekip oturduktan sonra bakışlarımı Demire çevirdim. Yüzünde küçücük bir sinyal aradım. Eymene babası olduğunu söylemem için küçücük bir işaret. Ama o kadar fazla donuk bakıyordu ki, bakışları ben ve Eymenin arasında gidip gelirken hiç bir şey söylemiyordu.

Derin bir nefes aldıktan sonra "Bu abinin adı Demir. Benim Üniversiteden arkadaşımdı. Seni Yasemin ablalara bıraktığım gün bir arkadaşımla buluşacağımı demiştim ya? Demir abiyle buluşmuştum." diye açıklama yaptım oğluma.

Hafif gülümsüdikten sonra Eymen bakışlarını benden çekip Demire çevirdi ve "Doğum günüm içinmi geldin?" diye sordu.

Odaya girdiği andan beri Demir ilk kez ağzını açarak "Evet. Baban senden bahsetdi ve doğum gününü davet etdi beni. Bende seve seve kabul etdim." diye cevapladı Eymeni küçük bir çocukla konuşur gibi- ki olması gerekden de bu zaten, amma Eymen için geçerli  değil di bu çoğu zaman malesef. Hatalığı yüzünden istediği hep daha olgun davranmalı olmuştu ve çocukluğunu yaşayamamıştı. Neredeyse hep ev ve hastane arası yol yapmıştık bu güne kadar. Oğlumu bir kez bile lunaparka götürememiştim, normal parklara gittiğimizde bile diğer çocuklarla oynamak yerine benim yanımda otururdu. Çok çabuk yorulduğu için artık bir yerden sonra kendisi de oyun oynamayı ya da koşup diğer çocuklarla eğlenmeyi bırakmıştı.

Boğazımı temizliyerek "Bebeğim sana söz vermiştim mi  ben, bu sene doğum gününde yalnız olmayacağız diye?" diye sordum Eymenin karnını mıncırarak.

Gülerek elimi itti ve "Pasta keselim artık baba" dedi.

Tam kalkıp pastayı getirmeye gidicektim ki Tülin koluma dokunarak oturmam için işaret verip kendisi pastayı getirmeye gitti.

Bir kaş dakika sonra iki katlı yeşil ve mavi renklerin karışımı olan ve üzerini küçük dinozorların süslediği pastayla yanımıza geldiğinde Eymen heyecanla ellerini masaya koyarak Ceyhunun kucağında yükseldi.

"Çok güzel.." diye uzatarak heyecanla konuştu.

Üzerinde mumları yanan pastaya yaklaşarak "Üfleye bilirmiyim?" diye sordu.

"Tabi ki üfleye bilirsin bebeğim." diye cevapladım.

Ellerini çenesinin altında birleştirerek biraz daha pastaya yaklaşarak yavaşca üflediği zaman bakışlarım Demire kaydı. Elinde ki hediyye kutusunu sıkarak oturmuş Eymene bakıyordu. Ne düşündüğünü bilmek istedim o an. Ne düşünüyor, ne geçiriyor aklından deli gibi bilmek istedim. Bizim güzel giden ilişkimizi sırf hırsları ve korkuları yüzünden bitirmiş ve ne beni ne de kendi çocuğunu yıllarca aramamıştı sormamıştı bir kez bile. Ben oğlum için qururumu çiyneyip ayağına kadar gitmesem şimdi burada olmazdı bile.

Tülinin Eymene "Dilek tutmayı unutmadın dimi?" diye sormasıyla düşüncelerimden sıyrılıp Eymene doğru döndüm. Bakışlarını kaçırarak "Evet." diye mırıldanıp kollarını bana doğru uzattı. Ne istediğini anlıyarak hemen kucağıma doğru çektim onu.

Minik bedenini tek bacağımın üzerine oturdukdan sonra "Bir şeymi oldu diye sordum?" gözleri dolmuş olan oğluma.

Kafasını hayır anlamında sallasa bile bir damla yaş gözünden süzüldü. Hemen elleriyle yüzünü kapadığında "Bebeğim noldu? Bir yerinmi acıdı?" diye sordum hızla.

Burnunu çekerek "Hiç." dedi amma sesi hâlâ titriyordu.

Ceyhun yerinde dikleşerek "İlaçlarını içti mi bu gün?" diye sordu.

Kafamı evet anlamında salladım. Derin bir nefes alarak "Bebeğim bize ne olduğunu söylemezsen sana yardımcı olamayız." dedim ve yüzüne düşen saç tutamlarını çektim.

Ellerini yüzünden çekip "Diğer babam gelicekti, gelmedi. Beni hiç sevmiyor." dedi içli içli ve devam etdi "İşi ne zaman biticek baba? Hiç mi gelmiyicek?" diye sordu dolu dolu gözlerle bana bakarak. Aynı anda benimde gözlerim dolunca ne yapacağımı bilmeden Demire baktım. Afalamış bir ifadeyle bize bakıyordu.

Kendimi tutamadım ve benim de gözümden bir yaş aktı o an. Onun karşısında bu kadar fazla aciz gözüktüğüm için kendimden nefret etdim. Hemen gözlerimi silip Eymene dönerek "Bir kaç dakika odaya geçelim mi bebeğim?" diye sordum. Başıyla beni onayladığında kucağımda ki minik bedenle birlikte ayağa kalktım. Son kez Demirin gözlerinin içine bakıp odadan çıktım.





Burda kesiyorum aşklarım, ama valla yb çok bekletmeyeceğim. Yazarım kısa sürede atarım, atmazsam şerefsizim.. (zaten şerefsizim dshfbhkas)

Demir ve Arazın ftolarını atıp gidiyorum.

Bu Araf:

Bu Demir:

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Bu Demir:

Bu Demir:

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
Oğlum İçin / GAYHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin