Bölüm 8

1.2K 87 2
                                    

Bölüm atma perilerim geldi, hadi okuyun sizde XD


Araf, göğsüne kafasını yaslamış oğlunun ipek gibi saçlarını okşarken iç çekti. Bir kaç dakika önce sakinleşmiş ve babasının göğsünde uyuya kalmıştı Eymen. Bu oğlunun son doğum günü ola bilirdi ve Araf minicik bebeğinin bu şekilde üzülüp ağlıyarak günü bitirmesi içini parçalamıştı. Eymen uyuduktan sonra sessizce ağlamaya başlamıştı. Son günlerde zaten her şey kontrolü dışı geliştiği için dolmuştu ve son olarak oğlunun, kendisini hiç ama hiç hak etmeyen bir adam için üzülmesi ve ağlaması suyu taşıran son damla olmuştu.

Bir kaç dakika sonra odanın kapısı tıklama sesleri gelince boşta kalan eliyle hızla göz yaşlarına sildi Araf. 

"Gel" diye mırıldandı sanki kapının arkasında ki kişi duyucakmış gibi. 

Hafif aralık kapıdan Ceyhun içeriye girince, arkadaşının ağlamaktan kızaran gözlerine bakıp iç çekti. Aralık kapıdan içeriye girip Araf ve Eymenin uzandıkları yatağa geçti ve Arafın kolundan sıvazlıyarak "İyimisin?" diye sordu.

Bir kaç saniye önce daha yeni sakinleşmiş olan adam duyduğu soruyla içinde ki duygu patlaması ile göz yaşlarına yeniden boğuldu. İçli içli ağlıyarak burnunu bir taraftan çekiyordu. Ceyhun Eymenin uykusundan uyanmaması için kucağına aldı ve odadan çıkarak yanda ki odaya taşıdı. Havanın sıcak olmasına aldırmadan Eymenin üzerine bir şeyler örtüp hemen sonra yeniden Arafın odasına geçti.

Yatağın üzerinde eliyle ağzını bağlayarak ağlayan Arafın yanına adımaldı ve sırtından destek olaraq doğrulmasını sağladı. 

Sıkıca arkadaşına sarıldıktan sonra "Geçicek Araf, atlatıcaksınız bu günleride." dedi.

Ceyhun Arafla tanıştıktan sonra bir kaç kez bu şekilde içli içli ağlamasına şahit olmuştu ve daha ilkinde bile şimdi sarıldığı gibi sarılmıştı. Hastanede kucağında minicik bebeğiyle çaresizce durmuş, şok olmuş ifadesiyle ne yapacağını bilmeyerek etrafa bakışlar atdığı gün fark etmişti Arafı ilk. Hayal bile edemezdi bir kaç senede hem Arafı hem de Eymeni canı gibi seveceğini. 

Kolları arasında çaresizce ağlayan Arafa bir şey diyemedi. Sadece sıkıca sarıldı ve sakinleşmasi için parmaklarını saçlarında dolaştırdı. 

Araf bir kaç dakika sonra kendisini geri çekti Ceyhunun kolarından. Donuk bir ifadeyle ayağa kaltı ve odasında ki küçün banyoya doğru ilerleyip yavaşca kapıyı arkasından kapadı.

Aynanın karşısına geçerek ağlamaktan kızarmış yüzünü baktı. Kendisine nefret etdi yineden. Nasıl bu kadar aciz ola bilir. Nasıl o adamın karşısında kendisini bu kadar muhtaç göstere bilir diye. 

Hırsla musluğu açtı ve ellerine su doldurdu, kendisine gele bilmek için bir kaç kez yüzüne çarptı. 

Bir kaç saniye sonra dışarı çıkarak yatağında oturmuş olan Ceyhuna baktı ve kafasıyla dışarı çıkmasını işaret etdi. Ceyhun hemen ayağa kalktı ve hafif aralık kapıyı açarak dışarı çıktı. Hemen arkasından Arafda dışarı çıkarak evinin kısa koridorundan salona ulaştı ve içeriye geçti. Demir ve Tülinin karşılıklı oturarak bir birlerine tuhaf bakışlar atdığını fark etdiğinda sırıttı ve sandalyelerden birini çekerek sehpanın önene bıraktı. Hemen sonra sandalye oturarak "Kusura bakmayın. Eymen biraz huysuzlandı."

Bir kaç saniye sonra Arafın bakışları Demire kaydığı zaman kara gözlerini dikmiş kendisine dikkatle baktığını fark etdi. 

 "Çay, kahve? Ne istersiniz?" 

 Ceyhun hafif boğazını temizliyerek oturduğu yerde dikleştiği zaman "Aslında benim gitmem gerek, hastaneden aradılar. Burak rahatsızlanmış diye bu günkü hastalarıyla benim ilgilenmem gerek." diyerek kendini açıkladı. 

"Yaa.." diye uzatarak mırıldandı Araf ve  üzüldüğünü fazla belli etdiğim için hemen toparlanarak "Yani.. sorun değil. Sen git işine, başka zaman telafi ederiz." dedi.

Ceyhun ayaklanarak üzerini düzeltdi ve "O zaman ben kalkayım, size iyi eğlenceler." dedi sırıtarak. 

Onunla aynı anda Tülinde ayaklandığı zaman sen nereye der gibi bi bakış atdı herkes genç kadına. 

Tülin yüzüne dökülen saç tutamını kulağının arkasına sıkıştırarak gülümsedi ve "Annemler bana geçiyorlarmış, anahtarlarını götürmeyi unutmuşlar, bende eve geçeyim ki kapıda kalmasınlar." diye kendisini açıkladığında kafamı anladım dermişcesine salladım. 

İkiside kapıya ilerleyip ayakkabılarını giyindikten sonra bir kaç dakika daha ayak üstü muhabbet etdikden ve Araf geldikleri için teşekkür etdikden sonra  vedalaştılar.

Kapıyı kapadıktan sonra Araf arkasını döndü ve  duvara sağ omzunu yaslamış ve kollarını önünde birleştirmiş Demirle karşılaştığı zaman onu tamamen unuttuğu fark etdi. Boğazını temizliyerek elini kapının kulpundan çekti ve bir adım öne gelerek "Sen gitmiyormusun?" diye sordu ve sorusunun patavatsızca olduğunu düşünerek anlık utanma hissine kapıldı. 

"Gitmemimi istiyorsun?" diye sorusuna soruyla cevap verdi demir ve yaslandığı duvardan ayrılarak Arafın tam karşısına geçti.

Araf burnuna dolan kokuyla afaladı ve geri çekilmek istedi ama çekilmedi. Gözlerini kapayı"Öyle bir şey demeye çalışmadım ama Eymen birazdan uyanır, gitmen iyi olacaktır. Seni görmezse fazla merak etmez." diye kendisini açıkladı.



Devam edirecek...



Ayy ben bir şeyler yazdım işte oturarak..Varya çok riskliydi fdnjfdsfdsnl. Umarım beğenirsiniz ballarım. Uzun bir süredir yazamıyorum ve bölüm pek fazla içime sinmedi ama yinede bir yerden başlamam gerektiğinin farkındayım. Haftaya bir ve ya iki hafta da bir yb atcam. Öpüldünüz kocaman kocaman.  


Oğlum İçin / GAYHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin