İlk Adım

1.1K 68 16
                                    

Masasından kalkıp içeriye gitti. Annesi ve babası yine o çok sevdikleri, on bölüm izlemeseler bile her şeyin bıraktıkları gibi kalacağı dizilerini izleyip gülüşüyorlardı. Kardeşini nerede bulacağını biliyordu. Bahçeye çıkıp evin arka tarafına yöneldiğinde rüzgarın yüzünde yürüyüşünü hissetti. Kardeşi, elinde gitarıyla kendi kendine bir şeyler söylüyordu. Yanına oturdu.

"N'aber?"

Çocuğun canı sıkkındı biraz. Ağabeyinin sorusunu cevapsız bırakıp gitarının tellerine dokunmaya devam ediyordu.

"N'aber dedik be oğlum!"

"Gideceğini biliyorum."

Mete beklemiyordu bunu. Kardeşinin gözlerinin dolduğunu görmesi biraz zaman almıştı. Çocuğun başını şefkatle göğsüne yasladı.

"Sen, benim odamı mı karıştırdın?"

Mete'nin sesinde en ufak bir öfke yoktu. Kırgınlık da. Sadece onunla daha fazla konuşmak istiyordu şimdi. Hiç yapmadığı kadar uzatmak istiyordu.

"Neden bana söylemedin? Ben söylemezdim ki kimseye. Sanki tanımıyorsun beni!"

Mete, kardeşinin saçını okşuyordu, bu dalgalı kahverengi saçlara uzun süre dokunamayacak olmanın hüznü vardı içinde.

"Mert... Söyleyecektim ama fırsat bulamadım."

Ne yalan söyleseydi şimdi? Çocuk bunu kabul etmeyecek kadar zekiydi.

"İyi salladın... Aynı evde yaşıyoruz, gerçi sen pek memnun değilsin ya."

Mete çocuğun sırtına hafifçe vurdu, gülümsemeye çalışsa da sol tarafına bir hüzün çökmüştü.

"Saçmalama. Sen benim her şeyimsin."

Çocuk heyecanla kendisini ağabeyinin kollarından kurtarıp gözlerini kırpıştırarak yüzüne baktı. Ağabeyinden bir şey isteyeceğinde hep böyle yapardı.

"Öyleyse ben de geleyim seninle?"

Mete kaşlarını kaldırdı kendini geri çekerken.

"Olmaz. Okulun var. Üniversite sınavın var."

"Senin de işin var?"

Mete dudaklarını sıkıştırıp başını sağa sola eğdi.

"Var-dı."

"Sen şaka falan yapmıyorsun, ciddisin!"

"Hayatımda hiç bu kadar ciddi olmamıştım."

İkisi de bir süre sustu. Mert gitarının telleriyle mutsuzca oynarken Mete de onu izliyordu.

"Bizimkilere söyledin mi?"

"Daha değil. Sen ağzından kaçırmadıysan, duymadılar."

Kardeşini kızdırmak için söylemişti ama kardeşi kızgın olmaktan çok uzaktı. Omuzlarını düşürmüştü. Elini kardeşinin omzuna koydu Mete.

"Bak, benim buna ihtiyacım var. Hem de çok uzun süredir. Bu hayatın beni daha fazla boğmasını istemiyorum. Her şey güzel evet, ailemi seviyorum, arkadaşlarımı da. İşim de güzel. Ama istediklerim bunlar değil. Ben yaşamak istiyorum Mert, yaşadığımı iliklerime kadar hissetmek istiyorum kardeşim."

Mert burnunu çekti.

"Ne zaman döneceksin?"

"Zamanı geldiğinde."

Mert ağabeyine sıkıca sarıldı. Ağladığını gizleyemeyecek kadar üzgündü. Hıçkırıklarını bastırıp konuşmaya çalışıyordu.

"Ben... Ben ne yapacağım? Sen yokken, ne yapacağım?"

Mete, çenesini kardeşinin başına dayayıp gözlerini yıldızlara çevirdi.

"Büyüyeceksin. Koca bir adam olacaksın. Artık bana ihtiyacın yok."

Mert geri çekilip burnunu çekerken tişörtünün koluyla gözlerini sildi.

"Çok bencilsin! Benim sana hep ihtiyacım var. Hep olacak!"

Mete, Mert'in her şeyi zorlaştırıp onu vazgeçirmeye çalıştığının farkındaydı. "Ben senin ciğerini bilirim oğlum." dediği her zaman ciddiydi.

"Yeter Mert! Ağlayıp durma. Ölmedik ya. İstediğin zaman ararsın konuşuruz."

Mert kendini toparladı, bu ses tonunu hiç sevmemişti. Donuk gözlerle ağabeyine baktı.

"Tamam, güle güle."

Hışımla kalkıp eve girdi, Mete arkasından seslense de dönmedi. Mete saçlarının arasında parmaklarını gezdirirken kendisine kızıyordu, yapmaması gerekiyordu bunu. Sabaha az kalmıştı. Anne ve babasıyla konuşma zamanı gelmişti. Eve arka kapıdan girmek için yerinden kalktığında annesinin kapıda beklediğini gördü.

"Anne... Ne zaman çıktın sen, duymadım?"

Hiçbir şey söylemedi Ayten Hanım. Arkasını dönüp gitti Mert gibi. Mete savaşı kaybetmiş komutan gibi çıktı odasına. Bir kalem ve bir kağıt alıp masa lambasını yaktı.

"Harika! Her şey yine başa döndü. Yine beni vazgeçirmeye çalışıyorlar. Duygu sömürüleri, küskünlükler... Bu sefer olmayacak. Bu sefer yolumdan dönmeyeceğim. Her şeyi hazırladım. Hiçbir sefer bu seferki kadar ciddi değildim. Çantamı ve sırtımı birbirinden daha fazla uzak tutmayacağım."


YolHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin