1

290 24 100
                                    

Şarkı: serendipity-jimin

Hoseok, kruvasan ve kahveden oluşan klasik fransız kahvaltısını bitirdikten sonra yavaşça ayaklandı. Ödemeyi yaptıktan sonra paris sokaklarına adımını attı. Sabahın erken saatleriydi sokakta ondan başka kimse yoktu hoseok nedensizce bundan hoşnut olmuştu. Bir an şehrin sadece ona ait olduğunu düşündü. Dilediği her şeyi yapabilir, dünya'nın acı veren gerçekliğinden kendini soyutlayabilirdi. Ama hoseok'un da bildiği üzere bunlar sadece hayalden ibaretti.

Ara sokaklardan meydana çıktığında yavaş yavaş ınsanlarla dolu olduğunu gördü. Mağazalar, cafeler açılmaya başlamıştı. Paris'e ilk gelişiydi. Gelme sebebi biraz buruk hissetmesine neden olsa da yılladır fotoğraflarına aşkla baktığı ve bir gün gitme hayalini kurduğu bu şehre geldiği için tüm her şeyi unutup onu tanımaya odaklandı. 1 hafta kalmayı planlamıştı şimdi sadece 2 günü kalmıştı ve iyi değerlendirmesi gerekiyordu.

Seul'de o kadar boğulmuştuki kısa süreli de olsa kaçmak istemişti. Menajerine bile buraya vardığında söylemişti her şeyi. Hoseok ülkesinde tanınan ve sevilen ve her adımı takip edilen bir oyuncuydu. Son dizisinde birlikte oynadığı partneri, onun hakkında asılsız haberler çıkarmıştı ve bu da ülkede büyük bir yankı uyandırmıştı.

Hoseok özel hayatını asla paylaşmayan biriydi. Çünkü bunun hem kendisine hemde ilişkisine zarar vereceğinin farkındaydı. Ki en son ilişkisinde aldatılmıştı. O yüzden adımlarını daha dikkatli atıyor, İçinde zuhur eden büyük bir güven eksikliği ile baş etmeye çalışıyordu. Öyle ki artık çevresinde bulunan çoğu kişinin sahip olduğu ünü sevdiğini düşünüyordu ve bu düşüncesinde pek yanılıyor sayılmazdı.

Uzun saçlarını arkaya doğru atıp şapkasını tekrardan taktı. Her ne kadar başka bir şehirde rahat olduğunu düşünse de bazen yüzüne dikkatlice bakanlar olmuyor değildi. Tanınmasa bile hoseok içten içe huzursuz oluyordu. Çünkü özgür olmak en çok istediği ama en çok mahrum kaldığı şeydi. Kısacık kaçamak tatilinde bunun elinden alınmasını istemiyordu.

Sokaklarda yürümeye devam etti. Bugünkü planları arasında tekne turu yapmak vardı. Oraya doğru ilerlerken telefonu cebinde titredi. Menajeri arıyordu açıp açmamak konusunda kararsız kalsa da menajerinin ayrıca en yakın dostu da olduğunu göz önünde bulundurarak açmaya karar verdi.

"Efendim namjoon" diyerek açtı telefonu ve arkadaşının ne diyeceğini merakla beklemeye başladı.
"Tatil nasıl gidiyor kaçak?" Beklediğinin aksine sesi oldukça keyifli geliyordu ve bu durum hoseok'u biraz da olsa rahatlattı. Demek ki kaos azalmıştı veya namjoon onu rahatlatmak için iyiymiş gibi gösteriyordu. "Hmm.. tahmin ettiğin üzere özgürüm ve huzurluyum. Ayrıca kaçak olmak için hiç gelmemem gerekiyor 1 hafta tatil yapıp dönen kaçak nerede görülmüş." Karşıdan minik kahkaha sesi geldiğinde, son dediğine kendisi de güldü.

"Ah seni salak. Sen orada 1 hafta tatil yap diye ben burada 1 yıl yaşlandım haberin yok. Saçlarıma ak düştü. Kısmetim bile kapandı." Yalancı bir hüzünle söylediği bu sözler hoseok'un göz devirmesine neden oldu.
"Senin kısmetin hayatta kapanmaz. Spor salonlarında az paylaşım yapmıyorsun. Bilirsin kaslı erkekler sevilir ki özellikle bu sensen." Sırıtarak söylediği bu sözler biraz da olsa doğruluk payı içeriyordu. Namjoon çok zeki ve güzel vücut hatlarına sahip biriydi. Farklı bir çekiciliği vardı. O yüzden hoseok kısmetinin kapanması olayının bir hurafeden ibaret olduğunu biliyordu.

"Benden önce sevgili yaparsan bu dediklerini sana yediririm hoseok. Neyse daha önemli bir konumuz var. Senden benim için bir şey yapmanı isteyeceğim. Yapacağını düşünüyorum." Hoseok ciddileşerek arkadaşının ne isteyeceğini merak etti. "Bunu menajer namjoon mu yoksa arkadaşım olan namjoon mu istiyor?" Sesi biraz tedirgin çıkmıştı. Arkadaşı için her şeyi yapmaya hazırdı ama bu son çıkan durumlardan ötürü iş konusu onu oldukça geriyordu.

before sunrise || jihopeHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin