12

77 9 29
                                    

"Ama seni düşündükçe güçleniyorum
Tıpkı seni gördüğüm gibi."

Your Existence-Wonstein

Your Existence-Wonstein

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

****

Sabır, özlem ve aşk; bu duygular son zamanlarda Jimin'in hayatında önemli bir yer edinmişti. Jung Hoseok'a duyduğu aşk öylesine kuvvetliydi ki, her şeyi yapabilme gücünü onunla tanıştığından beri kendinde taşıyordu. Bitmiş olan esere uzun uzun bakarak bile bu gücü görmesi mümkündü. Dünya için minik toz parçacığından başka bir şey olmadığını düşünürdü hep; Hoseok'un dünyasına dahil olup, onun için ne kadar önemli olacağını bilmeden. Eliyle ittiklerini severek kucaklıyordu artık; aşık olduğu adamın ruhunda o sevgi dolu kucaklamayı tatmasının da bunda katkısı büyüktü.

Hoseok'un gidişinin üzerinden bir hafta geçmişti. Birkaç gün yanında kalmış, en güzel zamanlarına yenisi eklenmişti. Bu sefer vedaları o kadar zor değildi lâkin vedaların yinelemek zorunda kalınması biraz tatsızdı. Jimin, bunun kısa süreli olduğunu bildiği için Hoseok'a göre daha rahattı. Ondan hemen sonra, bir mail almıştı ve tüm aşamaları geçerek eseri sergiye kabul edildiğini öğrenmişti. Küçük evinde büyük kahkaları eşliğinde tekrar tekrar okumuştu kabul metnini. Bu zamana kadar yaptığı en iyi eserdi, kendinden bile beklemeyeceği ilham ve titizlikle çalışmıştı Jimin.

Birazdan uçağa binecek olmanın verdiği heyecanla oturduğu yerde kıpırdandı. Şehirden gitmeden önceki son günler yoğun geçmişti, eserini önden yollamış ve atölyesini toparlamıştı. Artık bu şehirde durmasını gerektirecek hiçbir sebep yoktu ki bu hep böyleydi. Kendini bir yere ait hissetmeme ağırlığı içinde varlığını sürdürmüştü ama şimdi, yıllardır ayak bile basmadığı ülkesine özlem çekiyordu. Orada kimsesi yokken bir yabancı gibiydi her şey, Jung Hoseok'un varlığı ile ev hissini yavaş yavaş tatmaya başlamıştı. Yalnızlığı en derinin de, yirmili yaşlarının ortasına kadar yaşamıştı Park Jimin. Onu bundan kurtaran adama da kollarını sımsıkı dolamaya ve bırakmamaya yemin etmişti.
Sevginin yüreğinde bıraktığı izler, ölmeden önce kendisine bırakılan en güzel hediyeydi.

Ona kavuşmak için titreyen bedenini sakinlestirmeye çalıştı. Uçağa binmeden aramayı düşündü, uzun süren yolculukta Hoseok kendisine ulaşamazsa endişelenebilirdi. Telefonunu açıp rehbere girdi, sadece Hoseok'un ve Namjoon'un numarası vardı. Hoseok gitmeden önce iki numarayı da kaydetmiş, "bir daha bu riski alamam, ben kaydediyorum." demişti. O anı hatırlayınca gülümsedi Jimin, esmer olanın çocuksu hâllerini ayrı seviyordu. En doğal olduğu anlardan biriydi; hafif kaşlarını çatışı, alnına değen saç tutamları ve kelimeleri hızlı hızlı söylemesi, hepsi hafızasında yerini almıştı çoktan. Kısa bir bekleyişten sonra kulaklarına her tonunu ezbere bildiği ses dolduğunda, kalbinin anlık duruşuna şahit olmuş gibiydi "efendim sevgilim"

before sunrise || jihopeHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin