23~

896 70 145
                                    

"O takımın başkanını gördün mü?"

İki oğlan yumuşak yatağın üzerinde sarı saçlının getirdiği atıştırmalıkları ağızlarına atarken gördükleri başka okul takımlarının dedikodusunu yapıyor, bazıları onlar için alay konusu olurken bazıları korkulacak bir tip hâline geliyor,kendi aralarında onlara yaklaşmamaya karar veriyorlardı.

O sırada banyoda bulunan bir koç,neredeyse dışardaki sarı saçlı oğlanın asla tahmin edemeyeceği bir odada,laflamayı en sevdiği insanlardan birisinin odasının banyosunda gizleniyordu. Öylece klozetin kapağını kapatıp fayansın desenlerini izlemeye koyulurken dışarıda ne olup bittiğini sessizce dinliyor,anladığı kadarıyla boş bir sohbet dönüyordu.

Derin bir iç çekip olduğu konumdan sıkılmaya başlarken elini cebine götürmüş,en azından bu sıkıntılı geçebilecek dakikalardan kurtulmak için telefon bakmanın iyi geleceğini düşünmüştü. Ancak cebine attığı elinde hissettiği boşlukla duraksamış,ardından sessizce yutkunarak banyonun kapısına bakmıştı.

Anlaşılan dışarıda kalmıştı ve o telaşla almayı tamamıyla unutmuştu. Bıkkınlıkla kafasını geriye doğru atarken dışardaki oğlanın onu fark etmemesi için dualar etmeye başlamıştı. Her an minik bir hareketin onun başını belaya sokabileceğini biliyordu ve bu onu deli gibi korkutuyordu.

Mesleğine gerçekten önem veriyordu ve o anlayışsız müdürün kulağına böyle bir şey gitse neler olabileceğini düşünmek bile istememişti. Bu cidden korkunçtu.

Düşüncelerinden biraz daha kurtulma amacıyla kapattığı gözlerini açarken kayıp gitmek üzere olan saç tokasını son anda yakalamış,saçlarının arkasını yeniden toplamaya başlamıştı.

O sırada sarı saçlıyla muhabbete dalan oğlanın içi içerideki adama nazaran tuhaf bir şekilde rahattı. Hemde öylesinde rahattı ki gözüne takılan,kendisinin olmadığına emin olduğu telefonu fark ettiğinde rahatlığının ancak gittiği anlaşılabiliyordu.

Telefonu fark etmesiyle içinden sessiz küfürlerde bulunmuş,sarı saçlıyla konuşmaya devam ediyormuş gibi rol keserken o telefonu nasıl saklayacağını düşünmeye başlamıştı. Dışarıdan bakıldığında yeonjun'un telefonu olduğu kesinlikle belli oluyordu. Ki belli olmasa bile,kilit ekranında kendi fotoğrafı vardı. Bu da sarı oğlanı kandırsa bile olayın çok tuhaf görüneceğini kanıtlıyordu.

Gözünü sarı saçlıdan ayırmadan kısa cevaplar vermeye devam edip gülümserken sakince yastığının hemen kenarında bulunan telefona doğru yaklaşmış,onu yastığın altına iterse hallolacağını düşünmüştü.

Elini çaktırmadan arkasındaki yastığa doğru götürürken fark etmemesi için dualar etmeye devam etmiş,dinliyor rolünü kesmeyi sürdürmüştü.

Ancak bir anda sarı saçlının heyecanla kendisine yaklaşmasıyla hızla telefonu yastığın altına doğru kaydırmış,sarı saçlının heyecanlı sesiyle telefonun yere düştüğünü kanıtlayan tıkırtı sesi birbirine karışmıştı.

Çıkan tıkırtı ile uzun saçlı dudaklarını birbirine bastırmış,fark edip etmediğini kontrol etme amacıyla sarı saçlıya bakmaya başlamıştı. Içinden kendisine sövmeyi sürdürürken, endişeli bakışları ister istemez kendisini belli ediyordu. Sarı saçlı konuşmasını duraklatırken merakla kaşlarını çatmış,ardından uzun saçlıya bakmıştı.

"Bir şey mi düştü?"

Uzun saçlı kafasıyla bunu onaylamadığını belli ederken sarı saçlı gözünü uzun saçlıya dikmiş, 'emin misin?' Bakışlarında bulunmaya devam etmişti.

"Ne oldu ki?"

"Bilmem,sanki düşme sesi gibi bir şey geldi"

"Hmm öyle mi? Bana gelmedi"

No Rules / YeongyuHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin