No Rules / Yeongyu

24~

"A-ah...Yeonjun-"

4 duvar arasında,2 insanin dâhi anca sığabileceği,çoklu kullanılan tuvalette,nefes dâhi alamadıkları sıcakta dağınık bir şekilde sevişiyor,işlerini bir an önce bitirmek amacıyla ellerinden geldiğince hızlı ve 'sessiz' davranıyorlardı.

Elleri büyük olanın saçlarını çekiştirirken dudakları birbirlerini defalarca kez buluyor,bacakları büyüğünün beline yerleşirken klozetten destek alıyor,inlemelerini ağzının içine sıkıştıran adamın dudaklarını istekle öpüyordu.

Kahvaltı masasının altında gercekleşenler her ne kadar engel olmaya çalışsada Beomgyu'yu deli gibi erekte etmiş, kendisinin işi bittikten sonra dımdızlak bırakan bedeni öylece arkasından izlemişti ilk bir kaç dakika boyunca.

Ancak bu şekilde kalırsa hareket dahi edemeyeceğinin farkına varmış, kahvaltı masasından bile zar zor kalkmış ve kendisini öylece bırakan bedencinin arkasından gidip etrafı dâhi kolaçan etmeden koluna yapışmış ve en yakın oldukları tuvalete sokmuştu.

Şimdi ise o tuvaletlerin birinde işlerini hızlıca halletmek amacıyla hareket ediyorlar, birbirleriyle konuşmayı dâhi unutmuş hâle geliyorlardı. Uzun saçlı doruk noktasına ulaştığını hissederken ses çıkmaması için dudaklarını kapatan dudakları öpüyor, arada prostatında hissettiği baskıyla dolgun dudakları ıssırıp çekiştiriyordu.

Dudaklarında hissettiği acıyı görmezden gelen Yeonjun altındaki beden tatmin olana dek elinden geleni yapıyor, kasıklarına çarpan bedenle inlemelerini zorla içine atıyordu. Saçlarını kavrayıp çekiştiren el kendisini daha da hızlandırırken aletini çevreleyen sıkı duvarları hissetmeyi tekrar tekrar delicesine sevdiğini anlıyor,bağımlı hâle gelecek kadar iyi hissediyordu.

"O güzel yüzlü çocuktan mı bahsediyorsun?"

Birbirlerini tamamen kaptırmış ikili, tuvaletin kapısının yeniden açıldığını duymasıyla sessizleşiyor,birbirine kenetlenen dudaklar ayrılıyor ve yapışık bedenler bir süre duraksıyordu.

"Hmhm...takım başkanı yardımcısıymış duyduğum üzere?"

Bir süre. Kesinlikle duraksamaları sadece 'bir süre' sürmüştü çünkü Yeonjun, sırf dışarıdaki kim olduklarını bile bilmediği tahminen 2 tane velet yüzünden işini yarım bırakmak istemiyor,-ki altındaki çocuğun da aynı fikirde olduğuna emin-onları görmezden gelmeyi seçerek hızlı hareketlerine devam etmeye başlıyordu.

Prostanında hissettiği ani baskıyla uzun saçlı ağzından minik bir mırıltı çıkartmış,omzundan tutttuğu adamın omzunu daha da sıkmıştı. Karşısındaki bedenin saç tutamları göz hizasına gelirken sessizce yutkunmuş ve ses çıkarmamak için elinden geleni yapmaya çalışmıştı.

"Evet, öyleymiş...kahvaltıdan önce karşılaşmıştık. Çok sevimli birine benziyor"

Bedeni adeta üzerinde duran bedenin altında ezilirken dışarıdaki çocukların biran önce çıkması için dua ediyor, kalçalarına sessizce çarpan kasıkları hissettiğinde tekrar tekrar alt dudağını ıssırıyordu.-Belkide hazırlıksız,korunmadan yaptıklarından dolayıdır-öncekinden daha da zevk alıyor,üzerinde ki büyük bedeni ilk defa çıplak hissetmenin verdiği hazla vücudu adeta titriyordu.

Dışardaki 2 çocuk ise olaylardan tamamen bağımsız birbirleriyle muhabbet ederken bir yandan ellerini yıkıyor,tam karşılarında duran kapısı kapalı tuvalette neler gerçekleştiğini bilmeden 'asıl rakip takımlarındaki' bir çocuk hakkında konuşuyorlardı.

"Adı Beomgyu'ydu değil mi? Öyle hatırlıyorum"

Zevkten neredeyse bayılacağını hisseden minik beden ağzından istemsizce mırıldanmalar ve inlemeler çıkarıyor, kendisine daha sert ve hızlı çarpan bedene tutunması zorlaşıyordu. Seslerin dışarı gitmemesi için sifona basan büyüğü kendisine alayla sırıtıyor,fıdıldayarak kulağına doğru söyledikleri yutkunmasına ve kızarmasına sebep oluyordu.