4

6 1 0
                                    

       Gece elindeki minik bardağı dikledi ve yorgun aynı zamanda da baygın gözlerini Aras'a dikerek sesini duyurmak için bağırdı. "Sen içmiyor musun!?" Aras müzikten dolayı hafifçe ona doğru eğilerek aynı şekilde yüksek sesle konuştu. "Birimiz ayık kalsın!" Gece başını salladı ve uzun bar taburesinden kendini atıp kalabalığa doğru yürümeye başladı. Bir yandan da hafif hafif sallanıyordu. 

      Gece'nin başı delicesine dönüyordu. Şarkıya uyum sağlamak için deli gibi hoplamaya başladı. O sırada sarışın bir çocuk yanına gelip bağırdı "Dans edelim mi!?" Gece aynı şekilde bağırdı "Sarışınlardan nefret ederim!" çocuk gülerek konuştu "Harika! ben de esmerlerden nefret ederim! İyi bir çift olacağız!" 

      Gece zihnine dolan anılarla kaşlarını çattı "İyice esmer oldun güzelim." ve onun güzel gülüşü. "Ben esmer değilim Emir! Sadece güneşte hızlı kararıyorum!" gerçekten de süt gibi güzel bir teni vardı ama yazları hızlı karardığı için hafif esmer gözükürdü. Gözünden bir damla göz yaşı aktı. Değişen yüz ifadesi yüzünden çocuk telaşlı bir sesle konuştu. "İyi misin!?" 

        Gece cevap bile veremeden aniden kolundan sertçe çekildi ve yapıştığı göğüs ve burnuna gelen tanıdık koku ile kollarını çarptığı bedenin belinde sıkıca kenetledi. Sarışın çocuğa ne olduğunu bilmiyordu ama umrunda da değildi, burnuna dolan tanıdık koku ve kendini saran tanıdık sıcaklık içinde başı öylece dönerken bu iki bedeni saran kalabalık delicesine dans edip hopluyordu. Yukarı bakmadan konuştu, baktığı yüzün ona ait olmamasından  veya bir rüya misali silinip gitmesinden korkuyordu. Beline kadar uzanan uzun siyah saçlarına değen el ile titredi. Gözlerini sımsıkı kapatıp fısıldadı "Seni çok özledim..." güçlü bir el beline dolanırken bu hissi ne kadar çok özlediğini düşündü ve burnuna gelen keskin koku ile gözleri kararırken sarhoşluğun da etkisiyle başı dönerek belindeki ele doğru yavaşça yığıldığını hissetti...

....

          Gece gözlerini açtığında satanist odasına benzeyen kapısı kapalı bir odada uyandı. Hızlıca üzerindeki yorganı atıp üzerine baktı. Üzerinde beyaz elbisesini görünce derin bir rahatlama ile nefes verip şimdi de nerede olduğunu anlamak üzere hızla yataktan fırladı. Odanın arkasında erkek kıyafetleri asılı olan eski kapıyı sertçe açıp koridora fırladı ve tanıdık ev mimarisi içinde odadan salona geçince koltukta uyuyan Aras'ı gördü ve rahatlamış bir biçimde iç çekti ama sonra neden Aras'ın evinde olduğunu hatırlayamayınca teleşla etrafına baktı. En son dün kendisini taciz etmeye çalışan adamı ve aynı sokakta olan Aras'ı hatırladı... Sonra da içmeye gitmek istemişti ve Aras onu bir club'a götürmüştü içiyordu... ve devamı yok. Aras'ı kolundan dürttü. Hafifçe göz kapakları titreşen Aras gözünü ovarak esnedi ve uyandıktan sonra esneyerek baygın gözlerle Gece'ye baktı. "Günaydın." Gece başını yana yatırarak konuştu. "Neden buradayım?" Aras güldü "Bana da günaydın canım Aras." Gece tek kaşını kaldırıp ellerini beline koydu. Aras pes etmiş biçimde ciddileşip konuştu "Kalabalıkta bir hareketlenme oldu ben de o tarafa ne oldu diye bakmaya gidince seni yerde öylece baygın gördüm. Dans ederken sızmışsın galiba. Ben de seni anahtarın üstünde olmadığı için evime getirmek zorunda kaldım ve çok ağırsın neyse ki mükemmel kaslı kollarım var." Gece şaşkınca bakıp itiraz edercesine konuştu "52 kiloyum ben!" Aras dalga geçer bir sesle konuştu "Takıldığın kısım bu mu yani? Kendini baygın bir orangutan gibi yerde yatarken görseydin buna daha çok üzülürdün." Gece eline geçen yastığı Aras'ın kafasına fırlatıp bir hışım evden çıktı ama kapısının önünde anahtarsız ve telefonsuz öylece durduğunu fark ettiğinde sinirle yerinde tepinip arkasını döndü ve Aras'ın kapısını tıklatıp beklemeye başladı. Aras alaylı bir yüz ifadesiyle kapıyı açıp konuştu "Beklediğimden çabuk geri döndün." Gece gıcık olmuş bir sesle konuştu. "Çilingir çağırır mısın?" Aras iç çekti ve arka cebinden çıkardığı kredi kartıyla Gece'nin ev kapısına yürüdükten sonra kartı kapı arasına sokup birkçak kere hareket ettirip bir şeyler yaptı ve kapı tık diye açıldı. Gece korkmuş bir ifadeyle konuştu "Kapıyı değiştirsem iyi olacak." Aras bir kahkaha patlattı "Açamayacağım kapı yoktur." Gece gülme ağlama arası bir ses çıkardı "Güven verdiğin için teşekkür ederim." Aras reverans yaparak konuştu "Rica ederim." Gece huysuz bir sesle sormadan edemedi. "Madem kapıyı açabiliyordun niye beni evime bırakmadın ki?" Aras omuz silkti "Kucağımda sen varken zor olurdu, kendi kapımı anahtarla açmak daha kolay geldi." Gece göz devirdi ama daha sonra içten bir gülümsemeyle "Bu aralar çok arkamı topluyorsun. Teşekkür ederim. Bu arada tanışmış sayılmayız ben Gece ." deyip elini uzattı. Aras da onun küçük eli iri avuçlarında yok olsada elini sıkıp hafifçe salladı. "Aras." Gece gülümsedi. "Memnun oldum Aras." Aras da yanı şekilde gülümsedi. "Ben de." Gece elini nazikçe geri çekip eve girdi ve baş selamı verip kapıyı yavaşça kapattı. Topuklu ayakkabılarını çıkarıp nazikçe postalların yanına koydu ve elbisesini de çıkarıp makineye attıktan sonra kuvetine su dolması için sıcak ve soğuk musluğunu aynı anda açtı. "Emir evlenince evimize bebek mavisi bir küvet alalım mı!?" Emir yanağını öpüp gülümsemişti "Elbette alacağız." Gece küvetin kenarında bulunan duş jelini suya döküp köpürttü ve yavaşça küvete girip başını geri attı. Vücudunda onun etrafında olduğu zamanlarda gelen o huzuru hissetti. Acaba dün gece rüyasında onu mu görmüştü. Nereden geliyordu ki bu huzur? Psikoloğu haklıydı belki de. Tüm bunları unutup yeni bir hayata başlamalıydı. Yeni bir ev, yeni bir iş, yeni kıyafetler... Gözleri hafifçe doldu. Sadece neden bu kadar zordu ki... yaşamak neden bu kadar zordu...mutlu olmak neden zordu...

Ölmek Zorundaydım SevgilimHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin