Bir ince çığlık bayılırken duyduğu son ses olmuştu Mar'ın Müdire hanımın ,ince ve tiz çığlığı ardından o hissiz uykunun kollarına düşerken ardında endişeden ve korkudan kalpleri ağzında atan iki erkek kardeşinden başkası yoktu aklının en ücra köşelerinde rahatsız bir huşu içinde uyur iken Ne Mir ne de Mer kız kardeşlerini revire ne ara getirdiklerini fak etmemişlerdi bile... Mie kolundaki saate bakmaktan bir an bile vazgeçmeden beklerken otuz altıncı dakikanın sonunda kapının açılması ile Yeşim hemşire kapıda Hacer hanım ile konuşmaya başladı;
- Hacer Hanım durumu iyi şuan uyandı da zaten serumu bitince çıkabilir bol bol da dinlensin yanına geçebilirsiniz Esra hemşire serumu çıkarmaya gelir
- Tamam Yeşimciğim sağ ol sen gidebilirsin
Küçük bir tebessüm ile başını hafifçe eğerek merdivenlere doğru yönelen Yeşim ile konuşmaya başladı Hacer Hanım
- Çocuklar ama kendinizi düzeltin Mar görmesin sizi böyle hadi içeri girelim duydunuz Yeşim ablanızı uyanmış bile
***********************************************************************************************
Son duyduğu tiz ve ince çığlık sesi ile girdiği giz aleminde nefes alırcasına ciğerlerine çektiği huşu boşluğunda minik minik karıncalanmalar oluşturuyordu Mar 'ın. Nasıl olduğunu anlatmaya dağarcığı yeter miydi bilmiyordu amma hissettiğini anlatmaya kalksa aynen şunları söylerdi;
Kafamın içinde sıra sıra çekiç darbeleri vurulurken midemden yukarı doğru sağa sola milim milim dönerek çıkan solucanların yüreğimin diplerinde bir yerlerde kozaya yatmış kelebeklerimi teker teker uyandırdığını hissediyorum ve bu fazlasıyla garip lakin nedensiz bir gariplik amma bu gariplik nedir denirse bilmiyorum. Hayır hayır hayır hayır . Biliyorum. Biliyorum dimi ?Tabi ki de biliyorum nasıl bilmem ki ?İşte garip olanda bu değil mi zaten hayatım boyunca hissetmediğim duyguyu bilmek garip olan tam da bu karıncalanma dediğim içimi dışıma çıkmak istercesine hareketlendiren şey bu bildiğim dediğim şey ümit evet evet içimdeki boşluğu hareketlendiren şey kocaman bir ümit ama ya bu ümit bizi uçurumdan aşağıya sürüklerse? Dayanamam zaten kanadı kırık bir kuş iken çatlaklarım ile ayakta durmaya çalışıyorken tek bir darbede tuz buz olurum ya da oluruz
Düşler dehlizinde yavaş yavaş vaktini bitiren Mar' ın hayatının bundan sonrası koca bir muallak iken Yeşim hemşirenin sesi ile ayıldığını fark eden Mar içinden sadece şunları geçirdi;
Dert etme Mar üçüzlerin her daim yanında
-Uyanmışsın geçmiş olsun canım iyi misin ?
- İyiyim abla iyiyim ben de ne oldu bana ?
- Müdüre hanımın odasında bayılmışsın canım ben kapıdakilere haber veriyim de rahatlasınlar herkes çok endişelendi senin için serumun bitince çıkarsın zaten bir şeyin yok
- Sağ ol Yeşim abla
- Önemli değil canım sen dinlen.
Her bir kelime Mir ,Mar ve Mer 'in kulağını tırmalıyordu sanki gecenin köründe parkın ortasında oturan üçüzlerin hayatları hiç zor değilmiş gibi birkaç saat içinde tepe taklak olmaları üzerine konuşuyorlardı daha doğrusu konuşmaya çalışıyorlardı. çünkü daha hiç biri bir kelam dahi etmemişti ki ilk konuşan Mar olmuştu.
-Ne yapıcaz ?
.
.
.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ÜÇÜZLER
Teen FictionÜÇÜZ KARSEŞLER ON YEDİ YILLARINI TERK EDİLMİŞ OLDUKLARINI SANMAKLA GEÇMİŞTİ NEREDEN BİLEBİLİRLERDİ Ķİ KALABALIK AİLENİN KALABALIK ÇOCUKLARINDAN BİRİ OLACAKLARINI HAYAT ONLAR İÇİN ÇOK ŞEY GETİRECEKTİ PEKİ ÜÇÜZLER BUNA HAZIRMIYDILAR? TABİ Kİ DE DEGİ...