Asher zaten oldukça uzun ve yapılıydı,şimdi önünde dizlerimin üstüne çökmüş dururken daha da devasa ve korkutucu bir hal almıştı.
Hemen toparlanıp ayaklandım,en azından ayaklanmaya çalıştım.Dizlerimin titrediğini ve dengemi sağlamakta zorlandıklarını hissedebiliyorum ama her ne kadar güçsüz de olsam en azından bunu belli etmemeye çalışmalıydım.
Arkamı dönüp şu sersem ahtapot Otto'nun bunun bir şaka olduğunu söyleyip beni çemberden çıkarmasını bekledim ama sırıtmaya ve gözüyle ilerlememi işaret etmeye devam etti.Burda aklı başında bir insan hiç mi olmazdı,gerçi ne bekliyordum ki nerde olduğumu kendime hatırlatmam artık beklentiye girmemem için yeterliydi.
-Orda durmaya devam mı edeceksin,Çaylak?Bu kadar korkmana gerek yok pes edersen sağ salim burdan çıkıp gidebilirsin.
Pes etmek mi?Eminim burdan kurtulmak bu kadar kolay değildir.Öyle olsa bile bunu söyleyen kişi Asher olunca işin içinde bir bit yeniği olduğundan emin oluyor insan.
Tam o anda Asher üzerime doğru koşmaya başladı.Fark etmemle kendimi yana doğru atmam bir oldu.İşte yine dizlerimin üzerindeydim,bu durum fazlasıyla can sıkıcı olmaya başladı.
Asher üstüme gelmeye devam ederken kendimi yerde ordan oraya yuvarlamaya devam ediyordum.Tanrı aşkına iki saniye duramaz mıydı?
-Daha ne kadar sürükleneceksin bakalım,bu iş sıkıcılaşmaya başladı.Canın yansın istemiyorsan sadece "Pes ediyorum.Lütfen beni bağışla Asher!" diyeceksin,o kadar da zor olamaz değil mi?
Bu kadarı yeterlydi tüm gücümle ayağa fırladım.Asherin ağzında bir kıvrılma gördüğüme emindim.
"Pekala,bu tam olarak nerde sona eriyor?" diye sordum
Evet,kesinlikle sırıtıyordu.
"İkimizden biri devam edemediğinde."
Bu çocuğa karşı olan öfkem gittikçe artıyordu,yanaklarım yanmaya başlamıştı sanki,öfkeden mi yoksa sabahtan beri yerde verdiğim mücadeleden mi emin değildim.
Asher artık sürekli üstüme gelmeyi bıraktı ama sanki daha büyük bir şeye kendini hazırlıyordu.Bir saniye sonra parmaklarının ucunda gördüğüm şeyler kıvılcım mıydı?
Aniden üzerime doğru alev parçaları savurmaya başladı,cidden bu kadar sert mi oynayacaktı?
Bu kez sürekli koşmaya başladım ama alevlerden biri botlarımın ucuna geldiğinde irkildim ve ağzımdan küçük bir çığlık kaçırdım.
Asher'ın keyfi iyice yerine gelmiş gibiydi.Kafamı kaldırıp etrafıma baktığımda çemberin üstümüze kapattığı buğulu kalkanın ardında Cider'ın endişeli bakışlarını sezebildim, ve yanıbaşında Jace'in ifadesizce gözlerini gözlerime dikmiş bakışlarını da gördüm.Muhtemelenb halime acıyordur diye düşünürken bakışlarını ellerine indirdi.
İşaret ettiği yerde hiçbir şey yoktu ki.Sonra dönüp kendi ellerime baktım,bileğime.
Başımı çevirip bakışlarımı Asher'in gözlerindeki korlara diktim.Kimse ne olduğunu anlayamadan üzerine doğru koşmaya başladım.
Asher ne olduğunu anlayamadan onu kalkana doğru sert bir biçimde ittim.Kalkan özel bir büyüyle yapılmıştı dışarıdan izin olmadıkça çıkmamızı engelleyecek ve kaçmaya çalıştığımızda canımızı yakabilecek cinsten.
Asher'ın beklenmedik biçimde bağırmaya başladığını duydum,çlığlık değildi ama onu şaşırttığım ve biraz etkisizleştirdiğim kesindi.
Benden çok daha güçlü olduğu için beş saniye içinde beni üzerinden atmayı başardı,ama ben amacıma ulaşmıştım.
Asher öfke içerisinde bana bakarken elimi oyuncu bi havayla yukarıya kaldırdım.Asher'ın üzerinde kırmızının ilk kez gördüğüm tonlarından oluşan bir taş olan altın bilekliği ellerimdeydi.Gücünün kaynağını almış ve onu yorgun ve zayıf bir halde kalkanın dibinde bırakmış ayakta dimdik duruyordum.
Bay Otto'nun tuhaf kahkaha ve 8 elden çıkardığı alkış sesleriyle kalkan yavaşça ortadan kalktı.
"İyi işte Bayan Samantha,tuhaf ve normal şartlarda etkisiz bir yöntemdi ama neticede kazandınız."
İnsanlar da büyük bir şey başarmışızcasına çevremde sevşnmeye,hoplamaya zıplamaya başladılar.
Cider koşarak arkamdan üzerime atladı,kulağımın dibinde bağrıyor olsa da neşesi ve desteği hoşuma gitmişti
Yüzümde oluşan tebesüm eşliğinde gözlerimle teşekkür edebilme için Jace'i ararken Asher'la göz göze geldik.
Gördüğüm tek şey vardı saf öfke ve hırs.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Questial
Fantasy17 yaşındaki Samantha liseden mezun olmak üzeredir. Sonunda kendisini asla ait hissedemediği tüm o koridorlardan ve insanlardan uzaklaştığını ve artık farklı şeylere odaklanabileceğini düşünen Samantha'yı çok farklı bir gerçeklik beklemektedir.