1539'
Öyle ki bilincimin bulanıklaştığını, gözlerimin karardığını ve hatta uykumun geldiğini hissettim. Bir yandan hala çekiliyordum. Hatırımda kalan son şeyler ise kızların korkuyla çığlık atmalarıydı. Bilincim tamamen kapandı ve beni derin bir uykunun kollarına teslim etti.
Dünya garip bir yer ve sırlarla doluydu. Neyin ne olduğunu anlamadan öylece zamanda savruluyordu insan. Mesela şöyle bir şey düşünün, uzun bir yoldasınız ve zihnimizde düşündüğümüz tenimize değen yağmurun, güneşin sıcaklığı ve dinginliğiyle yürüyorsunuz. Aslında neleri neleri düşünürüz. Zihnimiz o kadar bulanıklaşır ki yürüdüğümüz yolu unutur öylece hayaller aleminde buluveririz kendimizi sonra ayaklarımız bizi bilinçsizce götürür bir yerlere ve bizler onlara itaat ederiz...
Kaç saattir uyuyorduk, neredeydik, bize ne olmuştu? Hiçbir şey bilmiyorduk. Yumuşacık bir şeyin üstünde yattığımı farkettim gözlerimi açmakta güçlük çekiyordum ve sırtıma iğne gibi bir şeylerin battığını hissettim. Gözlerimi yavaş yavaş araladığımda ahşap tavanı gördüm. Yerimden doğrulduğumda kızlar iki tarafımda baygın yatıyorlardı.
Elimi bir şeyin ısırmasıyla aslında saman birikintilerinin üzerinde yattığımı fark ettim. Başım hafif dönüyordu olanları hatırlamaya çalışıyordum. Zihnimde son kalan şeyler ise en son bir kapıdan geçmiş ve küçük bir odaya çıkmıştık. Orada bulunan bir başka kapıyı incelerken kapı yavaşça açılmıştı bir ışık hüzmesi gözlerimizi kamaştırırken artık başka bir şey hatırlamadığımı fark ettim. Sonra ise karanlık koca bir boşluk ve ardından şimdi buradaydık.
Ayağa kalkmadan kızları uyarmaya çalıştım çünkü burası neresiydi, biz neredeydik? bilmiyordum.
"Kızlar kalkın hadi etrafınıza bir bakın neredeyiz biz?"
"Yaa beş dakika daha..." Sena yüzünü buruşturup uykusuna sağ tarafında devam etmek için döndüğünde ben onu kolundan tekrar dürttüm.
"Sena saçmalama, ne beş dakikası evde değiliz." Sena'yı bırakıp Burçak'a döndüm. O hâlâ uyumakta meşguldü. Geçtiğimiz kapıda her ne olduysa bizi çok fena uyutmuştu öyle uyumak ki sanki saatlerdir uyuyor gibiydik.
"Burçak sen kalk bari, hadi kalkın ya..." Bu kez ayağa kalktım ve ikisininde kollarından çekiştirmeye başladım. Burçak daha fazla karşı koyamayıp uyandı. Gözlerini ovuşturarak etrafına bakınıyordu. Sena ise nihayet uyandığında üçümüz de nelerin olup bittiğini çözmeye koyulduk.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ANAHTAR
Fantasy2023'ten 1539'a... Elif, Burçak ve Sena'nın sırlarla dolu yolculuğu... Üç yakın arkadaş bir gün pikniğe ormana giderler her şey çok güzel giderken içlerinden biri telefonla konuşmak için uzaklaştığında yerde parlak bir şey fark eder daha yakına geld...