Gizli gerçekler...
Dünya'ya misafir geldik misafir gidiyoruz. Şu ahir zamanda savrulup duruyoruz.
Daha düne kadar bir evi bir yurdunun olduğunu zanneden Sena'nın bile aslında hayatının koca bir yalandan, koca bir boşluktan ibaret olduğunu nereden bilecekti ki. Sena, bu duydukları karşısında gerçekten yıkılmıştı. Kendince bir kanıt arıyordu ama bu devirde pek mümkün görünmüyordu. Her yeri yıkıp dağıtmak istese de bununla bir yere varamayacağını da çok iyi biliyordu. Ama yine de şansını denedi.
"Madem benim annem olduğunuzu iddia ediyorsunuz. O halde ispatlayacaksınız."
Sena oturduğu yerden kalkıp kadının karşısına dikildi. Burçak ve ben olanları şaşkınlıkla izlemekten başka bir şey yapamıyorduk. Zaten ne yapabilecektik ki. Kadın Sena'nın sözlerinden sonra oturduğu yerde derin düşüncelere daldı. Ve tekrar Sena'ya dönüp,
"Pek âlâ eğer kanıtlarsam bana inanacak mısın?"
"Eğer senin kızın olduğumu kanıtlayabilirsen inanırım tabi ki"
Kadın oturduğu yerden kalktı ve tekrar yan odaya geçtiğinde Sena da yanımıza tekrar oturdu. Sena'yı kolundan dürtüp,
"Sena iyi misin sen, nasıl kanıtlayacak bize kızın olduğunu?"
"Merak etmeyin kızlar bu devirde o kadar kolay bir şey değil kanıtlayamaz." Burçak konuya girip,
"Dediğime geldiniz sonunda, kadın bizimle alay ediyor resmen." Aslında ben de şimdiye kadar hak veriyordum kadına gerçekten üzgündü kızını kaybettiği için ama şimdi bize nasıl bir kanıt sunacak gerçekten merak ediyordum.
Yaklaşık bir kaç dakikanın sonunda elinde kese kağıdına benzer bir kağıtla geri döndü. Elindekinin ne olduğunu anlamaya çalıştığımız sırada tekrar sedire oturdu ve kağıdı bize uzattı.
"Bu kağıt ne biliyor musunuz?" Kadın üçümüzün de gözlerinin içine bakarken biz tek kelime etmeden dinlemeye devam ettik.
"Bu kağıtta Sena'nın doğum izi var. Yani Sena'yı doğurduktan sonra doğum izinin aynısını bir kağıda çizmiştim. Senin doğduğun yıllarda, yani 1519 yılında çok sayıda bebek çalınıyordu. Eğer başına bir şey gelirse bu çizim sayesinde seni bulabileceğimi umut ederek çizmiştim. Kısmet bugüneymiş."
Sena kağıdı kadının elinden alıp katlanmış yerinden açtı. Ve hepimiz gözlerimize inanamadık. Kağıtta Sena'nın doğum lekesi vardı kayısı şekline benzeyen bir izdi. Biz kağıda şaşkınlıkla bakarken kadın devam etti.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ANAHTAR
Fantasy2023'ten 1539'a... Elif, Burçak ve Sena'nın sırlarla dolu yolculuğu... Üç yakın arkadaş bir gün pikniğe ormana giderler her şey çok güzel giderken içlerinden biri telefonla konuşmak için uzaklaştığında yerde parlak bir şey fark eder daha yakına geld...