Kurtlar & Tilkiler

Bölüm 1: Tanışma

Selam ben Mert. 16 yaşında lise 2 öğrencisiyim. Bugün yeni bir okula nakil oldum. Dönem başında geldiğim için biraz gerginim.

Şuan da yeni gereksiz okulum için hazırlanmak gibi bir zahmete girdim. Abimin o cırtlak sesi ile uyanmasaydım daha enerjik ve mutlu olabilirdim.

Gereksiz olduğunu düşündüğüm okul kıyafetlerimi giyip aynadan saçımı yapmaya başladım. Okula pek gitmek istemiyordum. Çünkü okul, tilkilerin ve kurtların aynı katlarda ve sınıflarda olduğu bir okuldu.

Tilkiler ve kurtların uzun yıllardan beridir hiç bozulmamış bir düşmanlığı var. Sebebi ise, kurtların biz tilkilerle anlaşma yapmasına rağmen bunu bozması. Yani yıllardır bize böyle anlatılıyor.

Ha bu arada söylemeyi unuttum, kurtlar tilkilerden daha üstün olduğu için biz tilkileri hep ezip aşağıladılar. Çünkü biz tilkiler kurtlar karşısında pek bir şey yapamıyoruz. Ama ben bu düzeni bozmak için buradayım. Herkes boyum nedeniyle bu hayalden vazgeçmemi söylüyor. Ama ben asla vazgeçmeyeceğim. Çünkü neden olmasın? Sadece intihar edecek başka bir nedenim yok.

Pheonix: HADİ LAN!
Mert: TAMAM BE!

Bu bağıran öküz benim ağabeyim Pheonix. Olmasa da olurdu. Ama ikimizinde herkesten sakladığı bir sır var... Neyse artık gitmeliyim yoksa bu salak benim kafamı patlatacak.

~~Okula varınca~~

Ayyy, çok gerginim. Ayrıca buraları hiç bilmiyorum. Bir dakika... Bir şaşkoloz bana doğru mu koşuyo yoksa-

Mert: AAHH!

Bir anda bu salak şaşkolozun benim üzerime zıplamasıyla beraber yere yapıştık. Önce kendisi üzerimden kalktı, sonrada bana elini uzatıp kalkmama yardım etti.

X: Merhaba! Ben Ruby! Bu okulda yenisin galiba, seni hiç görmemiştim!

Dedi salak şaşkoloz. Ona mal mal baktım sonra da ayıp olmasın diye tam cevap verecektim ki... Üzerime arkadan kocaman bir gölge düşmesiyle şaşkın şaşkın arkamı döndüm. Oha! O ne be, böyle boyu olan liseli mi olur?! Umarım o bir hoca değildir... Çünkü sabah sabah bir de hocayla uğraşamam.

X2: Merahaba! Yeni misin? Ben Louis. Senin adın ne?

Mert: M-mert..?

Ruby-Louis: Tanıştığıma memnun oldum!

Mert: Bende... Galiba.

Bunlar kim hiç bir fikrim yok ama umarım aynı sınıfta değilizdir... Zaten dinlemediğim dersi bunların dırdırıyla geçirip ilk günden disiplin yiyemem. Neyse...

Louis: Hangi sınıftasın? Seni götürelim! Hem ayrıca zil çalmadan da okulu gezdirmiş oluruz.

Mert: 2/A

Lütfen başka sınıfta olsunlar, lütfen başka sınıfta olsunlar...

Ruby: Aaa, şansa bak sende bizimle aynı sınıftasın! Hadi gidelim!!

Bir anda kolumdan tutup beni sürüklemeye başladı enerjik dut.

Peki ya okulu ne zaman gezdireceğiz?!
Dedi fasulye sırığı bize yetişmeye çalışırken.

Ruby: Teneffüste!!

Louis: Tamam...

Ağlak fasulye sırığı kırılmış gibiydi. Aman banane. Şunlardan hemen kurtulayım yeter.

~~Sınıfta~~

M. Öğretmeni: Evet çocuklar, herkes yerine! Sessiz olun! Ahmet in sıradan! Napıyorsun orada? Allah'ım sabır..!

Hocaya acıdım valla. İmanlı bir de... Belki anlaşırız, yani umarım. Herkes yerine oturduktan sonra imanlı hoca yine söze başladı. Hiç susmuyorlar...

M. Öğretmeni: Evet çocuklar, bugün aramıza yeni bir arkadaşımız katıldı. Mert, kendini tanıtabilirsin. Seni dinliyoruz.

Mert: Ben Mert, 16 yaşındayım. Bir gümüş tilkiyim. Aynı zamanda da bir melezim. Hobilerim, müzik dinlemek, kaykay sürmek, gitar çalmak vesaire vesaire. Sevmediğim şeyler, kurtlarla muhattap olup uğraşmak, ders çalışmak, sabit durmak falan filan.

M. Öğretmeni: Tamam evladım. Sen. Immm... Ruby'nin yanına geçebilirsin.

Mert: Teşekkürler hocam.. Galiba.

İstemeyerek de olsa bana parlayan heyecanlı gözlerle bakan enerjik dutun yanına geçtim. Önümüzde de... Ağlak fasulye sırığı mı?! Ben nası görcem önümü amk! Neyse işime gelir...