Bölüm 5: Hastalık

25 5 2
                                    

Hızla kıyafetlerimi giyindim ve kapılarında camlarımı kilitledim. (İkinci kapı balkonun kapısı sorarsanız) Bunun bir kabus olması umudu ile yatağa girdim ve uykuya daldım...

~~~~

Bugün pek iyi uyuyamamıştım. Sürekli sıcak basmış, midem bulanmıştı. Gidip lavaboya öğürüyordum ama kusamıyordum. Bu beni daha kötü hissetiriyordu. Yemek yenemiştim... Belki ondandır. Belki de stres ve gerginlik gir, kim bilebilir ki..?

Elimi yüzümü yıkamak için yataktan kalktım. Önce saate baktım. Saat 6.30'du...
Şuan da uyuyor olmam gerekiyordu. Neyse. Bu halde ıyuyamam. Lavaboya gidip elimi yüzümü yıkadım ve aynada kendime baktım. Kıpkırmızıydım... Ablamın fondotenini odasından gizlice aldım ve dikkatle yüzüme sürdüm. Artık o kadar da belli değildi.

Saçımı yaptım ve kıyafetlerimi giyindim. Okul gömleğimin üzerine yeşil örme bir süveter ve bol kalın bir ceket giydim. Şortumun kemerini taktım ve ekstra olarak da bir zincir. Kafama da şu çıtçıt tokalardan taktım. Artık hazırdım.

Annem ben hazırlanasıya kalkıp kahvaltıyı hazırlamıştı bile. Ama benim iştahım yoktu. Anneme aç olmadığımı ve yürüyerek gideceğimi söyledim. Çıkarken beyaz spor ayakkabılarımı giydim ve yola koyuldum. Bir kez daha onunla karşılaşmak istemiyordum... Çünkü içimden bir ses onu bir kez daha görürsem bayılacsğımı söylüyor.

Yolda giderken ayağıma bir kedi dolandı. Çok tatlıydı. Sırtı gri karın tarafı ise beyazdı... Onu kucağıma alıp biraz sevdim. Baktım beni bırakacağı yok, bende onu kucağımda tutup onunla beraber yürüdüm.

~~~~

Okula vardığımda kedi uyuyordu ancak ben durunca uyandı ve kucağımdan indi. Midem hâla çok bulanıyordu. Ama buraya kadar gelmiştim, artık çok geçti. Okul kapısından içeriye girdim. Etrafta pek birileri yoktu. Belli ki daha çok erkendi. Yaklaşık 10 dakika bekledikten sonra servisler geldi. Hemen sonrasında da diğerleri...

Herkes gelince sıra olduk. Sabahımızı selamladıktan sonra sınıflara dağıldık.

~~~~

Dersi zar zor atlatmıştım. Ruby de sürekli soru sorup duruyordu zaten. Bi ara midem çok bulandığından dersin ortasında lavaboya gidip kusmuştum. Şimdi ise öğle arasındaydık.

Ruby: Bir şeyler yemeyecek misin?

Mert: Yok yemeyeceğim.

Louis: Ama yemen gerek. Sabah kahvaltı yapmadığını söyledin. Ayrıca yüzün iyice solmuş. Hasta falan mısın. Derste de miden çok bulanıyordu. Hatta gidip kusmuştun.

Ruby: İstersen revire gidelim. Belki de önemli bir şeyin vardır.

Mert; İyiyim ben. Revire gitmeye gerek yok.
Dün gece midemi üşütmüşüm galiba...

Louis: Pek inanmadık ama sana güveniyoruz.

Ruby: İstersen gelip bizimle oturabilirsin.

Mert: İstemem. Bahçeye çıkıp hava alacağım.

Louis: Çok durma ve taşa oturma.

Ruby: Hava soğuk, rüzgar da çok esiyor. Dikkat et de daha fazla üşütme.

Mert: Hmhm

Arkamı dönüp yürümeye başladım ve dışarıya çıktım. Okulun arkasındaki gizli yerime gitmek için duvardaki küçük çatlaktan geçtim. Bir gün bu çatlağı kapatmamaları için dua ediyordum.

Çiçeklerin ve yeşilliğin ağır bastığı ve koca çınar ağacına yaptığım ağaç ev... Burası benim gerçek evimdi. Başka yerde kafamı toparlayamıyordum. Burası benim güvenli bölgemdi. Çünkü burayı ben yapmıştım.

Kurtlar & Tilkiler Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin