33- Sınırsız

234K 9.9K 12.2K
                                    

Maroon 5 - Animals

Elley Duhe - Middle Of The Night

"Sizin acilen sevişmeniz lazım."

Buse'nin önündeki tatlıyı kaşıklayarak kayıtsızca, sanki havadan sudan bahsediyormuş gibi kurduğu cümleyle içtiğim kahve boğazıma kaçarken öksürdüm. Kendime gelebilmek için suyumu yudumladığımda gözlerimi belertmiş, Buse'ye uyarırcasına bakmıştım.

"Ne?" dedikten sonra tek omzunu silkti. "Yalansa sen söyle."

"O kadar anlattığım şeyden çıkardığın sonuç bu mu?" diyerek yakındım. Can'ın bizim evde kaldığı gün, kavgaları hakkında konuşabilmek için Buse'ye yazmıştım ve ancak şimdi müsait olmuştu. Aradan birkaç gün geçmişti. Ve onun eşiyle yaşadığı kavgayı dinlemek için buluşmayı teklif ettiğim Buse'ye kavga anlatan taraf ben olmuştum.

Sorunlarımı anlatmaya alışkın değildim ama Buse, bana güven veriyordu. Ve bir yandan Rüzgar'la yaşadığımız kavganın canımı çok fazla sıkması da vardı. Rüzgar'ı görmüyordum. Kliniğin başına gelenlerden sonra eve zaten geç gelmeye başlamıştı ancak en azından yüzünü iki dakika da olsa görüyordum. Oysaki şimdi...

Eve geliyor muydu, ondan bile habersizdim. Sanırım sadece uyumaya geliyordu. Onu görmek için beklemek istiyordum ancak geç saatlere kadar ayakta kalamıyordum. Hem yarı zamanlı bir işte çalışıyor hem de eve gidince kitaplara gömülüyordum. Zaten sınava da çok az kalmıştı. Artık bir aydan düşmüştü ve oturtmaya çalıştığım bir uyku düzeni vardı.

"İkiniz de çok gerginsiniz çünkü sevişemiyorsunuz." Tatlısından bir kaşık daha alıp iştahla yerken konuşmaya devam etti. "Cinsel gerilimden birbirinize patlıyorsunuz resmen."

"Aramızdaki sorunun bununla hiçbir alakası yok," diye mırıldandım. Beni duymamıştı bile. Tatlısını yemeye odaklanmıştı. Dudaklarında belli belirsiz bir tebessüm vardı. "Sanırım bahsettiğin eylem Can'la olan gerginliğinizi çözmüş," dedim düşünmeden.

Buse'nin gözleri bana döndüğünde dudaklarını utangaç bir gülümseme sarmıştı. Hafifçe iç geçirdi. "Çözdü," dedi. "Çözmez olur mu? Hem de ne çözdü..."

"Neden kavga etmiştiniz?" diye sordum, bir de ondan dinlemek istiyordum. Çocuk meselesi yüzünden olduğunu Can söylemişti, belli tahminlerim vardı ama hem konuyu Rüzgar ve benim sevişmemiş olmamızdan uzaklaştırmak, hem de olayı Buse'nin ağzından dinlemek istiyordum.

"Biz Can'la çok uzun süredir birlikteyiz," diyerek anlatmaya başladı Buse. "Liseden beri, yani sen düşün kaç sene olduğunu. İlişkimiz başladığından bu yana evlilik, çoluk çocuk bunlar hep konuştuğumuz konulardı. Eğer yeni tanışmış olsak çocuk için ben de beklemek isterdim ama kendimden çok Can'ı tanıyorum ben. O da aynı şekilde. Bu yüzden evlendiğimizde hemen çocuğumuz olur diye düşünüyorduk."

Elini saçlarından geçirirken yüzünde o günleri anımsadığını belli eden bir tebessüm vardı. "Evlendiğimizde birbirimize alışmakta hiç sorun yaşamadık çünkü zaten beraber büyüdük. Yine de Can, çocuk için işlerini yoluna sokmayı beklemek istedi. Ben de tamam dedim ama içten içe bahane olduğunun farkındaydım. Evlenmek için de işlerimizi yoluna sokmayı beklemiştik. En sonunda bu konuyu açtığımda Can onayladı beni, çocuk sahibi olmanın zamanının geldiğini söyledi. Ama ağzından çıkanlarla hareketleri uyuşmuyordu birbirine. Çocuk istediğini söylüyordu ama..."

Dudaklarını birbirine bastırıp yüzüme baktı. "Yapmıyorduk," dedi. Anladığımı belirtircesine başımı salladım. Buse, konuşmaya devam etti. "Bu yüzden de kavga ettik. Anlık sinirle kovdum onu evden. O da gitti hemen, ona da ayrı sinir oldum. İnsan bu kadar da söz dinlemez ki!"

KUTLU OLSUN (Kitap Oldu)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin