41- Bilinmezin Son Eksiği

145K 7.4K 3.3K
                                    

Merhaba, bölümü kontrol etme şansı bulamadım. Yazım hataları varsa kusuruma bakmayın.

Aaryan Shah - Renegade

Keyifli okumalar. Yorum yaparken lütfen başka kitaplardan ve karakterlerden bahsetmeyin. ♥

"Seni seviyorum, Meltem. Hep sevdim."

Hayatım boyunca sevgi arayışı içerisinde olmuştum. Çocukluğumun en ve de tek güzel yanı, Rüzgar'la geçirdiğim yıllardı. Yaşımın küçüklüğünden hepsini hatırlamasam dahi onun beni sevdiğini bilmiştim.

Çok sevmişti. Sevmeyi ondan öğrenmiştim. Ben azar yemeyeyim diye kendisi de çocuk olmasına rağmen suçumu üstlenen, düşüp ağladığım için ağaçlara kızan, bana beraber kurtulacağımız sözünü veren, hep istediğim o bebeği almak için tamircide fazladan çalışıp para biriktiren Rüzgar'dan öğrenmiştim. Birbirimize olan bağımız, hiçbir şeye benzemiyordu. 15 yıl hiçbir iletişim kurmamış olmamız dahi unutturamamıştı bize birbirimizi.

Bundan daha iyi bir hayatım olsaydı da onu unutmayacak kadar çok sevmiştim. Ailem, beni yetimhaneden geri aldığında gerçekten sevselerdi bile Rüzgar'ın varlığını, sevgisini arardım. Ama beni gerçekten sevselerdi, en başında hiç yetimhaneye bırakılmazdım.

Beni öyle bir seviyordu ki, "İyi ki terk edilmişim." diyebilecek raddeye gelmiştim.

O yokken kalbimde taşımıştım sevgisini. Sevilmediğim her an onu hatırlayarak hayatta kalmıştım. Onu hep sevmiştim. Bana olan sevgisi ise tutunduğum tek daldı yokluğunda. Hayatına yeniden girdiğim ilk zamanlar bunu söylediği için ona çok kızsam da şimdi hak veriyordum. Çünkü şimdi onun yaşlarla parlayan koyu kahvelerine bakarken hissettiklerimi biliyordum. Önceden hissettiklerime benzemiyordu.

Önceden hissettiklerim, şu an hissettiklerimin yanında çok zayıf kalıyordu. Senelerce yaşadıklarıma rağmen beni hayatta tutan hissettiklerimdi söz konusu. Nasıl şu an ona bakarken hissettiklerimin yanında ufak kalabilirdi? Kalıyordu işte. Çünkü çok fazla seviyordum onu. Çok âşıktım. Tanımlayamayacağım, kalbime sığdıramayacağım kadar âşıktım.

Sevgisini hep hissettirmişti. O sözleri söylemese bile bakışları haykırıyordu. Bakmayı bildikten sonra bana yaklaştığı her anda görmüştüm bunu. Ama insan bir yerde duymak istiyordu. Ve şanslıydım ki Rüzgar, en çok ihtiyacım olan bu zaman diliminde hislerini büyük bir içtenlikle itiraf etmişti bana.

Kalbim heyecan içinde çarparken günler sonra ilk kez bu denli canlı hissediyordum. "Rüzgar..." dedim şaşkınca. Yüreğim ona heyecan içinde karşılık verirken dilim ancak çözülmeye başlıyordu. Çok hafif bir şekilde gülümsedim. Gülüşüme hasretle baktı.

"Sen beni çok zor bir duruma soktun şu anda."

"Umurumda bile değil," dedi bakışlarını gülüşümden ayırmadan. İç çekti. "Seni seviyorum."

Başparmağımla elmacık kemiğinin üstünü okşarken "Olmalı," diye itiraz ettim. Duyduklarım karşısında çocuk gibi mutlu olmuştum. "Beni en son delirttiğinde bir daha benden bu sözleri duyamayacağını söylemiştim çünkü. Ama şimdi sen söyledin ve ben çok zor bir duruma düştüm."

"Söylemek zorunda değilsin. Ben zaten biliyorum."

"Duymak istemiyor musun?"

"İstiyorum ama hiç söylemesen de olur. Bunu hak ettim. Çoktan söylemem gerekirdi. Ben..." Gözlerini gözlerime çevirdi. "Bilemedim."

KUTLU OLSUN (Kitap Oldu)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin