..but he didn't laugh

147 34 12
                                    

Şu an maalesef müdürün odasındayım. Gururum okşanmadı değil ama...

Heeseung cidden gidip Yungho hocayı dövdü... İçimin yağları eridi evet ama bir yandan da alacağı cezayı düşünüyorum.

"Yungho hoca bildiğiniz Sunooyu taciz etmiş. Görüntüler de var. Neyi tartışıyoruz ki hala?"-Hee

Tabii ki hemen araya girdim.

"Yok öyle bir şey hocam. Arkadaşım yanlış anladı sadece."

Şu an Heeseung'un bana öldürecek gibi baktığının farkındayım ama bunu yapmak zorundaydım.

"İyi tamam. Sunoo'nun hatrına bir şey yapmayacağım şimdilik. Sadece uzaklaştırma alacaksın."-Müdür

"Ya siz ne saçmalıyorsunuz? Burnum kırıldı, burnum! Ne uzaklaştırması? Direkt okuldan atılmalı bu manyak."-Yungho

"Ulan seni varya."-Hee

Heeseung hocanın üstüne gidince onu tuttum. Bunu yapmamalı. Aslında biz neden burdayız ki zaten. Bunların hiçbiri olmamalıydı.

"Gidelim Heeseung lütfen."

Elimi kolundan ittirip odadan çıktı. O kadar hızlı yürüyor ki koşmak zorunda kalıyorum.

"Hee yavaşlar mısın lütfen?"

"Gelme peşimden. Bir süre seninle konuşmak istemiyorum."-Hee

"Yaşadıklarımı bilmeden davranışlarımla beni yargılayamazsın Lee Heeseung. Bekle lütfen."

Sonunda durdu. Bende biraz soluklandım.

"Anlat o zaman Sunoo. Neden böyle yapıyorsun anlamıyorum. Anlamamı sağla lütfen."-Hee

"Tamam ama burda olmaz. Bahçeye çıkalım hadi."

"Hey! Beni de bekleyin."-Jaeyun

"Sen gelmesen olmaz mı hyung?"

Sonuçta benim geçmişimi projesine konu etmek istiyen oydu. Ona asla güvenemem.

"Saçmalama Sunoo. Ben olmasaydım orada atak bile geçirebilirdin farkında mısın?"-Jaeyun

"Offff tamam. Gel hadi bahçeye çıkıyoruz."

Aslına Heeseung'a da her şeyi bütün şeffaflığıyla anlatmayacaktım. Ama anlaşılan şimdi hiç bir söylediğim gerçek olmamalı. Jake hyung her ne kadar iyi biri olsa da yapmak istediği meslek onu yanıltabilir ve beni kullanabilir.

Bahçeye geçip banka oturduğumuzda ikisi de anlatmam için bana bakıyordu.

"Öncelikle her şeyi anlatmayacağımı bilin. Sadece Yungho hocayı neden şikayet etmediğimi öğrenin istiyorum."

Kafalarını aşağı yukarı salladıklarında devam ettim.

"Daha önce de aynı şeyi yaşadım. Lisede. Yine bir hocam beni aynı durumdayken görmüştü ve diğerlerine şikayette bulundu. Maalesef bütün hocalar ve müdür Yungho hocaya inandı ve beni korumaya çalışan öğretmenim okuldan atıldı. İftiracı olarak anıldığı için de hiçbir okul onu kadrosuna almıyor. Şimdi de aynısı olsun istemiyorum."

"Ama çok saçma. Hem sen, hemde o hocan aynı şeyi söylediyse size nasıl inanmadılar?"-Jaeyun

"Ben söylemedim. Yani söyleyemedim. Korkuyordum çünkü. Tehtit ediliyordum..."

"Ama şimdi aynı şey olamaz Sunoo. Şimdi bir çok kişi var. Kanıtlar da var. Emin ol onu çok kolay bir şekilde içeri attırabiliriz."-Hee

"Anlamıyorsunuz. Yungho aptalı her işten kolayca sıyrılabilir. Çevresi çok geniş. Lütfen bu işe karışmayın ve sadece bana bırakın."

"Tek başına ne yapabilirsin ki Sunoo? Bırak yardım edelim işte."-Jaeyun

"Daha fazla ısrar etmeyin hyung. Çünkü kim sorarsa sorsun inkar edeceğim. O zaman da suçlu yine siz çıkarsınız."

"Peki Yungho yine seni tehtit ederse? Sonuçta bizim öğrendiğimizi artık biliyor."-Jaeyun

"Bir sikim yapamaz. Sunoo'nun yanında ben varken saçına bile dokunamaz. Hem artık Sunoo'nun eskisi gibi olduğunu düşünmüyorum."-Hee

Sonradan küfür ettiği için özür diledi.

Heeseung benim yanımda olduğu sürece saçıma bile dokunamazmış... Pek sanmam aslında ama buna inanmak bile çok iyi hissettiriyor.

Neden bilmiyorum ama Hee bana hep çok iyi hissettiriyor. Henüz yeni arkadaş olmuş olsak da onunla ilgili en ufak kötü düşüncem bile olmadı. Ki ben her şeyi ve herkesi eleştiren bir tipim...

"Teşekkür ederim ama korumana ihtiyacım yok. Dediğim gibi. Siz sadece karışmayın. Çok önemli bir şey olursa size söylerim zaten."

Yalan. Asla söylemem. Benim başım yandı diye onlarınkini de yakamam.

"Tamam Sunoo. Haberdar et ama mutlaka. Bende IU hocayla konuşmaya gideyim. Eminim o da bir şeyler düşünür."-Jaeyun

Kafamı salladıktan sonra yanımızdan ayrıldı.

"O adam sana yine bir şey yaparsa söylemeyeceksin değil mi?"-Hee

Gözlerimin içine öyle bir şekilde bakıyor ki. Kendimi o hayal ettiğim ütopyalardan bile daha muhteşem bir yerdeymiş gibi hissetmeme neden oluyor.

"Evet söylemeyeceğim. Beni tanımaya başlıyorsun yavaş yavaş ha?"

Ben gülerek söylemiştim ama o gülmemişti.

"Lütfen söyle Sunoo. Söyle ki bileyim lütfen. Bilinmezlikten nefret ediyorum. Özellikle de seninle ilgili olanlardan."-Hee

Ve yine yaptı. Bu yaklaşımının arkadaşça olduğunu düşünmüyorum... Gerçi arkadaşça olmaması çok hoşuma gidiyor ama imkansız denen bir şey var.

O ve ben. Sadece yeni tanıştık ve etkilendik. Muhtemelen gizemli oluşumdan etkilendi. Ya da bilmem. Her neyse işte. Bir önemi yok. Çünkü biz diye bir şey asla olamaz.

Belki de ben bu haraketlerini fazla büyütüyorumdur bilmiyorum. Belki de sadece her zamanki paranoyadır.

"Merak etme Hee. Seni tanıdıkça kimseye anlatmadığım şeyleri bile anlatmak istiyorum. Ama henüz çok erken. Ve şu an ki konuya gelirsek... Gerçekten çok önemli olursa söylerim."

"Tamam. O zaman anlat bana. Olmaz mı? Kimseye anlatmadığın şeyleri anlat hadi. Seni her şeyinle tanımak istiyorum Kim Sunoo biliyorsun. Hep yeni arkadaş olduk diyorsun ama çoktan 2 buçuk ay oldu. Ve ben sana kimseye söylemediğim bazı şeyleri anlattım bile. Peki sen? Neden böyle yapıyorsun? Neden kendini bana bırakmıyorsun? Belki anlatmak iyi gelir."-Hee

"Kimseye anlatmadığımı da nerden çıkardın?"

"Az önce kendin söyledin."-Hee

"Canlı olarak kimseye anlatmadım evet. Ama bütün olan biteni anlattığım bir hayal dünyam var. Belki bir gün seni de götürürüm ne dersin?"

Sonunda yüzünde bir gülümseme oluşturabildim...

"Onur duyarım."-Hee

~

799

dream | heesunHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin