Ben güçlüyüm. Bu zamana kadar çok şeye dayandım. Çoğu şeyi görmezden geldim. Ama artık yoruldum. Sürekli geçmişe gitmekten, sürekli geçmişimin yüzüme vurulmasından, sürekli aşağılanmaktan, ezilmekten, dövülmekten...
Kabul ediyorum eğer zihnim olmasaydı hayatta kalamazdım. En azından şimdiye kadar bununla yaşadım. Hayal ettim, mutlu oldum, her şeyimi resimlere döktüm, asla pes etmedim.
Aslında tam şu an başka dayanağım olmadığı için buna tutunduğumu anladım. Başka bir amacım yok. Bu hayatta yaşamak için başka bir amacım yok. Ve bu amaç da o kadar büyük gelmiyor artık. Ne yani? Sırf zihninin ufukları geniş diye bütün bu olanları benden başka gözden gelebilecek biri olabilir miydi? Hiç sanmıyorum. O yüzden bu zamana kadar yaşananların hepsinin saçmalık olduğunu şimdi anlayabiliyorum.
Yine de sırf bunun için kendimi öldüreceğimi söylemiyorum. Çünkü şimdi yeni bir dayanağım var. Heeseung.. O benim şimdiye dek düşündüğüm bütün şeylerden daha olağanüstü ve harika. İnanılmaz derecede harika hem de.
Ve tabii arkadaşları. Arkadaşlarım yani. Bunca zamandır kendi zihnimde bile bu kadar güzel arkadaşlar yaratamamışken onlar bana mükemmel bir dost oldular. Şimdi ise onlarla beraberim ve çok mutluyum. Hiç olmadığım kadar hem de.
"Birinin yine gözleri dolmuş."-Hoon
Kafamı aşağı doğru eğip bacağıma kafasını koyan Sunghoon hyunga baktım ve gözümden bir damla yaş düştü. Hem de onun alnının tam ortasına.
Kaşlarını çatıp eliyle alnını sildi.
"Neden ağlıyorsun?"
"Sunghoon hyung."
"Efendim?"
"Seni çok sevdiğimi biliyorsun değil mi?"
Anında gülümsedi. Gülümsemesini de çok seviyorum. Tıpkı cennetten bir parça gibi.
"Ben de seni seviyorum Sunoo-ya."
Kolunu kaldırıp saçımı karıştırdı.
"Eeeee ama ben? Beni de çok seviyorsun değil mi hyung?"-Jungwon
"Bu dünyada seni sevmeme gibi bir seçeneğim yok Won."
"Diğer dünyanda var yani?"-Won
Güldüm.
"Hayır. Hiçbir dünyada seni sevmeme gibi bir seçeneğim yok."
Koltukta zıplayarak bana kalp yaptı. Çok tatlı.
Jay hyunga da baktım. Aynısını ona da söyledim. O da bana. Bilmiyorum böyle şeyler düşünmeye başlayınca otomatik olarak çok duygusallaşıyorum -normalde de çok duygusal değilmişim gibi-.
"Neden ağladığını hala söylemedin?"-Hoon
"Ağladı mı?"-Hee
Sonunda gelmişti.
"Bir damla sadece."
"Evet ve ne olduğunu söylemiyor."-Hoon
Hee Sunghoon'u yerinden kaldırıp yerine geçti. Kafasını bacaklarıma koyduğunda kalbim delirmiş gibi atmaya başladı.
O bunu yaptıktan sonra diğerleri odadan çıktı ve bizi yalnız bıraktı. Ve ben de Heeseung'a bakmamak için o orda değilmiş gibi davranmaya başladım.
"Bana da mı söylemeyeceksin?"
"Bir şey olmadı."
"1 damla bile olsa ağlamışsın. Ve ben senin saçından bir tel koparılsa dahi neden olduğunu bilmek istiyorum."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
dream | heesun
Fanfiction[tamamlandı] 🂱 hasta değilim... hayal dünyam çok geniş sadece... 🂱 •heesun •wonki •jayhoon