cemetery

177 32 11
                                    

"Sunoo hyung."-Jungwon

"Heeeyyyyy."-Jungwon

Jungwon elini yüzümün önünde sallayınca anca kendime gelebildim.

Dalmıştım ve bu sefer hayallerim yüzünden değildi.

Önümüzde oturan bir aileye bakıp dalmıştım. Eskilere... Biliyorum klasik olucak ama, neden benimde onların ki gibi bir ailem olmadı sanki? Neden mutsuzluğa mahkum edildim?

Şu an etrafımda onlarca aile var ve hepsi birbiriyle gülerek, eğlenerek anlaşıyorlar, mutlu mutlu kahvaltılarını yapıyorlar. Oysa ben gittiğim ilk yemekte... Neyse.

flashback

Aşırı heyecanlıyım. Hatta öyle ki şu an heyecandan kolumu fena morarttım. Çünkü şu an olan şeylerin gerçekliğini fena sorguluyorum.

"Hadi Sunoo. Sabaha kadar seni bekleyemem ya."-Bayan Kim(Annesi)

"Tamam anne. Geldim."

Saçıma küçük süslü tokamı da takıp son noktayı koyduktan sonra geri çekilip aynada kendime baktım. Belki biraz abarttım ama kesinlikle değer.

Ne oluyor diye kafa karışıklığı yaratmamak için söyleyeyim; az sonra annemle ilk kez dışarı çıkıp yemek yiyeceğiz.

İLK KEZ.

15 yaşındayım ve ilk kez. Ne kadar inanılmaz değil mi? Benim için de öyle. Ama ben buna üzülmüyorum. Sadece şu an olan şeye şükrediyorum.

"Saçına şu şeyi takmasan olmazdı sanki. Aynı kızlara benziyorsun."

Yüzüm düştü. Ne vardı da söyledin bunu şimdi?

"Hep böyle söylüyorsun anne. Bir önemi yok. Artık çıkalım mı?"

Annem bir şey demeden kapıya yöneldi. Çok geç olmadan dışarı çıkıp arabaya bindik. Annem arabayı sürmeye başladığında heyecanlı heyecanlı konuşmamı durduramadım.

"Nereye gidiyoruz? Geçenlerde açılan yeni yere mi yoksa babamın hep gidip de ballandıra ballandıra anlattığı yere mi? Ya da hmmm. Şey olabilir mesela, 2 sokak ötemizde de bir restorant var. Orası da çok güzel diyorlar. Başkaaa, hmm. Melek geçidi olabilir mesela, ya da dejavu durağına gidebiliriz. Aslında-"

"Kendi uydurduğun saçma saçma isimleri saymaya başlama yine. Ne dediğinden bir bok anlamıyorum. Gerçek isimlerini söylersen beraber düzgünce düşünebiliriz."

"Haklısın... Ama-"

"Gerçek isimlerine asla bakmadın bile değil mi? Hah. Bende ne sanıyorsam. Neyse Sunoo. Gidene kadar dilediğince konuş. Bir daha sesini duymayacağım zaten."

"Anlamadım? Ne alaka?"

"Soru sorma Sunoo. Soru sorma. Sadece konuşabilirsin. Soru sormak dışında her şeyi yap."

Ama ben tam tersi gideceğimiz yere kadar ağzımı dahi açmadım.

Söylediği şeyler o kadar kafamı karıştırdı ki şu an aklımda bin bir türlü olasılık ve stresle gidiyorum oraya. Tabii orası neresiyse...

"Anne, benim bildiğim bu yol kafelere veya restorantlara çıkmıyor. Nereye gidiyoruz? Bana yalan mı söyledin?"

"5 dakika kaldı Sunoo. Az sonra ineceğiz zaten. Daha fazla soru sorma. Sorsan da cevap vermeyeceğim."

İnene kadar sormaya devam ettim ve dediği gibi asla cevap vermedi.

Sonunda durduğumuzda nerede olduğumuza baktım. Hiçbir şeye benzemeyen eski bir binanın önündeydik. Kırık dökük olmasına rağmen bir okulu andırıyor ve oldukça büyük.

dream | heesunHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin