|²|

12.8K 1.3K 2.1K
                                    

"Buyrun siparişiniz Kihyun bey"

Tatlı oğlan elindeki kutuyu kurdeleyle bağlayıp, karşısındaki gence uzatırken o da aynı samimiyetle gülmüştü sınıf arkadaşına. Çok tatlı gözüküyordu Jisung "Teşekkür ederim, Jisung bey" demişti paketi elleri arasından alırken, bu işlemi yaparken birkaç saniye elleri sürtüşmüş ve bu ikisini de utandırmıştı. Seungmin ikiliye bebek izlercesine bakarken, arkadan sinsi sinsi kasanın önündeki sarışın arkadaşına yaklaşmış ve kalçasına bir tane geçirmişti "Selam Kihyun, nabersin?" Onların tatlı anını bölüp ellerini kasa tezgahına yaslayan oğlan, kahve saçlarını geriye iten oğlanın güzel gülüşünü işitmişti "Finallerim falan var, onlarla ilgileniyorum işte Seungmin"

"Tek onlarla mı ilgileniyorsun?"

O imalı imalı sırıttığında, sarışın oğlan; arkadaşının koluna vurmuş ve uyaran bir bakış atmıştı. Oldum olası Kim Seungmin, arkadaşına manita bulma derdindeydi. Jisung onun bu huyundan nefret ediyordu "Tabii ki tek o'dur Seung. Dersler her şeyden önemlidir, her neyse ya görüşürüz Kihyun" Güzel bir gülümsemeyle arkadaşına dönüp el sallarken, kahve saçlı oğlan da başını eğerek selam vermişti ona "Görüşürüz Sung" Yüzündeki gülümsemeyle pastaneden çıkarken de, Jisung'un temas etmiş olduğu eline bakıyordu oğlan. Bu onu güldürdü "Tatlı çocuk" arabasına binerken de aklımda o vardı yalnızca. Gel gelelim pastanede durumlar bunun tam aksiydi, elindeki tepsiyle siyah saçlı arkadaşının sırtına vuran Jisung; bir yandan da utançtan kıpkırmızı olan yanaklarını gizlemeye çalışıyordu "Seungmin sus! Kafanı ısırırım ya, of"

"Ne var, ortaokulda çocuğa aşk mektubu yazmamış mıydın?"

"11 yaşındaydım" Demişti oğlan isyan edercesine. Seungmin gülerek içeri kaçtığındaysa soluklanmaya başladı, üstündeki önlüğü çıkarırken de şişirip bıraktığı yanaklarıyla nefesini düzene sokuyordu, yorulmuştu şimdiden "Of Seungmin.." kendi kendine bir şeyler mırıldanmaya başladı, ama çok geçmemişti ki, onu bu aktiviteden alıkoyacak olan tanıdık sesi işitmişti Jisung. Bir türlü rahat bırakılmıyordu bugün "SungSung! Tatlım!" Ablası, kolundaki çantasını savurarak bir model edasıyla tezgah kısmına doğru yaklaşıyordu. Bakışlarını ona çevirmesiyle, bir an kendi üstüne baktı oğlan, sweatshirt giymişti, altınaysa şort. Okuldan çıktığı gibi geziyordu etrafta. Ablasıysa tamamen bir moda ikonuydu "Efendim Yuna?" Ellerini tezgaha koyup, başını ilgiyle ileri uzattığında onun tombul yanaklarına ellerini yerleştirdi kız. Çok tatlı bir kardeşi vardı, yanaklarını sıkmadan duramıyordu "Sana bir haberim var olgunlaşmamış çilek"

"Şöyle seslenmesene"

Mızmız birkaç mırıltı çıkardığında, ablası parmakları arasındaki yüzü daha da sıkmış ve oğlanın dolgun dudaklarının büzülmesine sebep olmuştu "Ablayım ben, istediğimi derim. Hem önemli bak diyeceğim şey" Sonunda daha fazla sıkıştırılmaya dayanamayan sarışın oğlan, ablasının ellerini iterken yanaklarını korumak istercesine ellerini oraya yerleştirnişti "Söyle bakalım" Gözü ara ara müşterileri yoklarken, ablası sevinçle gülmüş ve ellerini çırpmıştı. Heyecanlı olduğu gözlerinden belliydi "Minho ve ben nişanımızı şirket içerisinde duyurmaya karar verdik" Söylediği sözle ilgisiz bakışlarını ona çevirmişti Jisung, başından düşen badanasını geri yerine iterken cevapladı Yuna'yı "Benim bu konuyla ilgim ne ki?"

"Partiyi burda düzenlemeye karar verdik!"

"Oh.." şaşkın ve sevimli bir nida döküldü oğlanın dudaklarından. O kadar önemli insan onların pastanesine mi gelecekti? Ve Jisung'un yaptığı tatlıları mı deneyeceklerdi? "Yani abla, başka bir yer yok muydu?" Hafif heyecanlı ama tedirgin sesi, ablasını güldürürken; başını olumsuz olarak iki yana salladı kız. Kesinlikle emindi "Mükemmel tatlılarını herkes tatmalı, ve herkes benim güzel kardeşimi görmeli" saçlarına atılan el, ve ablasından aldığı iltifatla mahçup olan oğlan, teşekkür edercesine başını eğdi. Bu da Yuna'ya onun saçlarını daha fazla okşamak için alan tanıdı "Teşekkür ederim noona, en iyisini yapacağız" Şimdiden akşam için yapılması gerekenleri aklına yazan oğlan, Seungmin ve kendisinin yetmeyeceğini biliyordu. Bunu anlamış gibi kardeşinin yanağından makas almış ve tezgahın önündeki taburelerden birine oturmuştu Yuna. Tüm planı anlatacaktı

Dangerous / minsung Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin