|¹⁰|

8.5K 968 1.9K
                                    

"Teşekkürler Chan hyung, burdan sonra eve gidebilirim"

Oğlanın kafasını dağıtmak için gittikleri kafeden çoktan dönmüşlerdi ve gecenin bir vaktiyken Chan, Jisung'u evinin önüne getirmişti. Arabadan inen sarışın, güzelce gülümsemişti büyüğüne, bugün için ona minnettardı "Hoşçakal hyung" elini hızlı hızlı sallarken söyledi bunu, Chan da gülümsedi aynı şekilde. Gözleri tatlı oğlanın bedeninde gezdi kısa bir an "Ne zaman istersen, gel bana" Başını sallarken son kez el sallamıştı ona Jisung. Vakit hızlı ve güzel geçmişti "Gelirim tabii ki" dedi ve evine doğru savsak adımlarla ilerlemeye başladı. Soğuk hava üşümesine sebep olurken kapıyı çaldı ve birinin açmasını beklemeye başladı, kısa süre sonra hastasının yanından muhtemelen yeni ayrılmış olan annesi açtı kapıyı. Yüzünde sevimli bir gülümseme vardı "Ben hastalarıma çocuklarınızın güvenliğinden emin olun diyorum, benim oğlum gece yarısı eve geliyor"

"Terapi almak istediğimi sanmıyorum doktor, lütfen bana izin verin"

Annesi hafifçe yana kaydığında kapıdan geçmek istedi sarışın oğlan, ancak ani bir hamleyle oğlunun kolunu kavrayan anne, kısa bir şekilde inceledi oğlunun yüzünü. Bir süredir şüphelendiği tüm şeyler kendini gösteriyordu. Şimdi de oğlunun ağlamaktan şişmiş gözleriydi kanıt. Birisi olmalıydı hayatında, onlardan gizlediği biri "O kişi kim bilmiyorum, ama seni ağlatıyorsa, lütfen ona izin verme bebeğim" parmakları, sarışın gencin kolunu okşarken; zar zor bastırmış olduğu ağlama dürtüsü yeniden belirmişti Jisung'un bedeninde. Derin bir nefes aldı soğuktan kızarmış burnuyla "Birisi yok anne, üşüyorum içeri geçeceğim" Oğlan hızlıca içeri girerken, arkasından annesi de kapıyı kapatmış ve onun peşinden gitmeye başlamıştı. Biliyordu, oğlunu tanıyordu ve onun birine kalbini kaptırdığını anlamak hiçte zor olmamıştı "Bebeğim, kalbini kıracak biri mi? Hiçbir şey anlatmıyorsun bana" Olduğu yerde kaldı ve odasının kapısına bakarken gözleri dolmaya başladı Jisung'un, işte bu konu açılınca böyle oluyordu. Dudakları titriyordu şimdi yeniden. Tutamıyordu kendini bir türlü

"Çoktan kırdı bile işte"

Gözlerinden yaşlar akmaya başlarken ellerini gözlerine bastırdı durdurmak ister gibi. Burnunu çekerken kızaran tombul yanakları ıslanmıştı çoktan. Annesine doğru döndü ve kollarını iki yana açtı pes ederek. Sadece onun sarılışına ihtiyacı vardı. Annesinin şefkat dolu bakışları üstünde gezerken, uzun boylu kadın geldi ve oğlunu kolları arasına aldı "Benim güzel oğluşumu kimse böyle ağlatamaz" Parmakları oğlunun yumuşak saçlarını okşarken onun omzunda ağlamasına izin verdi. Onu ilk defa böyle görüyordu. Jisung her zaman hassas bir çocuk olmuştu ama annesine belli etmemek için her şeyi yapardı. Şimdiyse kendini teslim etmiş ağlıyordu

"Beni hiç beğenmiyor biliyor musun?"

Sesi o kadar güçsüz çıkmıştı ki, şişmiş yanaklarını annesinin ceketine yaslamış halde ağlıyordu. Acıyan gözleri etrafı göremiyordu bir türlü "Hiç çekici değilim çünkü, ablam çok güzel baksana, ama ben öyle değilim" Bu lafları üzerine oğlundan bir adım uzaklaştı ve onun kaldırdığı başını iki eli arasına aldı kadın. Her şeyi diyebilirdi ama bu olmazdı. Bebeğinin kendini değersiz hissetmesine izin veremezdi "Sen ne kadar güzel olduğunun farkında bile değilsin" parmaklarıyla oğlunun ıslak yanaklarını sildi. Sonra gülümsedi güzelce "Sana bunu hissettiren birinden ne bekledin ki? Olacağı yokmuş güzel bebeğim benim. Senin güzelliğini en iyi ben bilmez miyim?"

"Of anne"

Mayışan yüzünü annesinin ellerine bırakırken güldü annesi tatlı bebeğine, komidinden aldığı mendille oğlunun yüzünü sildi güzelce. Jisung mızmız sesler çıkarırken karışmış saçlarıyla sızlanmaya başladı "Uyusam olur mu?" Annesi başını sallarken, kendini huysuzca geri çeken oğlan esnedi hafifçe, ağlamaktan uykusu gelmişti. Adımları savsak savsak odasına giderken tekrar ağlamayacağına dair kendine söz veriyordu. Biliyordu ki çok uzun süre tutamayacaktı bu sözü "İyi uykular balım" annesi seslenirken iç çekti, el salladı. Parmakları zar zor odasının kulbunu kavradığında, aklına dolan düşünceyle annesine döndü başı birden, ev bugün fazla sessizdi "Anne" Dedi meraklı sesiyle, kadının başı derhal oğluna döndü "Ablam nerde, yok mu?"

Dangerous / minsung Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin