So..Arda
Alper.. Hiç beklemediğim bir anda hiç beklemediğim bir yerde ve hiç beklemediğim bir şekilde karşıma çıkmıştı.
Hastanede
O an kara gözleri çoğu zaman şahit olduğum keskin hali ile Mert ve benim üzerimde hızlıca gezinip gözlerimi bulmuş ama sonra hızlıca kendini toparlayıp açı değiştirerek, en az bakışları kadar keskin bir soğuklukla çarpan sesiyle birlikte ortamda ki havaya karışmıştı.
'Mert?'
Sert ve sorgulayan sesini duyduğum an içimin titremesine engel olamayıp hızlıca elimi Mert'in elinden çektim.
Böyle bir an da bile beni görüp rahatsız olacak kadar benden nefret etmişti belkide. Belkide.. Beni sevmediğini çoktandır anlamıştım ama nefret ettiğine inanmak, işte bu beni öldürürdü. Fakat öyle soğukkanlı bir yapısı vardı ki kendini çabucak toparlamıştı.Tıpkı bir zamanlar 'aşk böcekleri' gibi beni yanından bir saniye bile ayırmak istemediği bir zaman da, aniden yüzüme bile bakmayacak kadar benden soğuması gibiydi bu. O tanıdık his aniden içimi yakıp kavurduğun da 'Seni en iyi ben tanırım sanmıştım ama büyük yanılmışım' diye geçirmiştim içimden.Bakışlarını gözlerimden beni hiç görmemiş gibi umarsızca çektiği an, gözlerimi acıyla yere eğip, kendimi ağlamamaya zorladım. Beni yok saymak ve yok sayarak canımı acıtmak konusunda takdire şayan bir çabasızlığı vardı.
Eylemsizlik kuramı...Onu görmek artık bana iyi gelmiyordu.
Bu aşikardı.{} Önceki gün hastanede..
"Arda seni bir kez daha uyarmayayım"
Kaşlarımı çattım.
"Ne diyorsun ya?"
Normalde onunla asla bu tonla konuşmazdım , ama beni sokuk bir sebeple terkettiği günden beri hiç bir şey normal değildi zaten. Bana olan duyarsızlığı, soğuk bakışları bana , beni sevmediğini her hatırlattığın da, sesime yansıyan öfkeme engel olamıyordum ve öfkem acımdan besleniyordu.
Çenesi kasılırken dudağının kenarında ki gamzesi belirginleşince istemsizce gelen öpme isteğimle kasılıp yutkundum, Alper ise bu sırada önce etrafa baktı sonra sesini kısık tutarak bana döndü. Bakışlarında ki soğukluk daha sesindeki soğuğu duymadan önce ne söyleyeceğini anlatmıştı bana.
Sahi bunu nasıl beceriyordu? Beni kendine deli gibi aşık etmeyi becerecek kadar bana iyi davranıp sonra bir anda böyle soğuk nasıl olabilmişti?
"Ailemin etrafında görmek istemiyorum seni "
"Ne?"
"Duydun, anladın, salak yapma uzamasın muhabbet"
"Sen ne biçim konuşuyorsun benimle ya?"
"Uzamasın dedim Arda"
Benimle böyle, iki gün takılıp hevesini alıp sonrada bir kenara fırlattığı değersiz biriymişim gibi konuşmasından nefret ediyordum . Sesinde hissettiğim sikimde değilsin tonu, olmayan gururumu daha da dibe çekiyordu çünkü.
Canım acıyordu.
Kaşlarımı, gelen ağlama hissini ezmek ister gibi kaldırabildiğim kadar kaldırdım. Ağlamak üzere olduğumu anlamasındansa şaşırdığımı düşünmesini tercih ederdim.
"Vay anasını ya, ulan bu kadar mı nefret ediyorsun benden?"
Derin ve bıkmış bir nefes çekip geri verdi, eli ile sinirle yüzünü sıvazlayıp gözlerini gözlerimden çekti, az önce kendisinin içerden çıktığı ve diğerlerinin içeri girdiği odanın kapısına çevirdi bakışlarını .
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Guguk Kuşu
General FictionOturduğum kaldırım taşında bacaklarımı uzatmış sokağı izliyordum. Düşünüyordum,son bir kaç hafta yaptığım gibi yine düşünüyordum işte. Yaşanmış onca şeyden sonra bir ben vardım bir de kendi içimde ki ben, yine başbaşaydık. Burnumuza kadar alkole...