chance with you

802 43 15
                                    

Kırmızı rujumu dudaklarıma yaydım.

Nicolo'nun hayatında bir gün geçirecek olmak beni ne kadar geriyor olsa da iddialı olmaktan kaçınmamıştım. Siyah, yırtmaçlı mini bir elbise giymiştim. Üstüme de deri ceketimi almıştım. Açıkta kalan boynumu takılar süslüyordu. İlk randevumuzun aksine heyecanım yoktu. Sadece gergindim. Onunla bir şansımız olsun istiyordum. Bu gecenin iyi geçmesini bekliyordum. İpler benim elimde değildi aslında. Tamamıyla Nicolo'ya bırakmıştım. Şimdi ya da asla durumuydu. Ya olacaktı ya olmayacaktı. Korkmamın tek sebebi de buydu. Olmaması.

Hazır olduğumda aşağı indim. Nicolo'nun gelip gelmemesi önemli değildi. Beklerdim sonuçta. Zaten gelmesi de çok uzun sürmedi ama dışarıda beklediğim için beni kısaca azarlamayı ihmal etmemişti.

"Çok şık görünüyorsun."
"Teşekkür ederim." dedim gülümseyerek. Aramız iyi miydi yoksa gergin miydi seçmek zordu. Onun samimi davranmak istediğini biliyordum ama benim daha önce takınmış olduğum tavır yüzünden ses etmiyordu. Ne kadar uzanıp elimi vitesteki elinin üstüne koymak istesem de kendimi tuttum. Zamana ihtiyacımız vardı. Artık aceleye getiremezdik. Benim senelerdir onu beklediğimi düşünürsek bu benim neden bu kadar sabırsız olduğumu açıklıyordu.

"Partide kimler olacak?" dedim merakla. Açıkça gardımı indirmek için bahane arıyordum.
"Ailem ve birkaç arkadaş. Takım arkadaşlarım belki?" dedi kısa bir an bana dönüp. Onaylayan bir mırıltı çıkardım. Karşımda süt dökmüş kedi gibi olması içten içe beni güldürüyordu.

Mekanın önüne geldiğimizde yavaşça durdu. Arabadan inmeme izin vermeden tıpkı geçen sefer yaptığı gibi kapımı açtı.

"Her defasında bunu yapmana gerek yok Nicolo."
"Bu benim şansım ve iyi kullanacağım. O yüzden bugün şımartılmaya hazır ol."
"Bugün senin doğum günün. Şımartılması gereken sensin."
"Benim tercihim de sensin. Kabul et ve koluma gir. Bizi bekliyorlardır." dedi sol kolunu uzatıp. Dediğini yapıp ellerimi koluna sardım. Her starboyun bir stargirle ihtiyacı vardı.

İçeriye girdiğimizde konfetiler patladı. Bir müzik de eklemeyi unutmamışlardı. Dikkatli dinlediğimde bunun Türk fanların Nicolo'nun editlerine eklediği şarkı olduğunu fark ettim. Yaparım Bilirsin.
Sanırım takım arkadaşları buradaydı.

Kısa sürede içerisi hareketlendi. Dans pisti şimdiden dolmuştu. Ben ise hâlâ Nicolo'nun yanındaydım. Ailesinin olduğu ufak masaya yönlendirmişti beni. Kardeşi, annesi, babası ve Gaspare bize doğru bakıyorlardı. Nicolo onları görünce gülümsedi. Gaspare ile kısa bir el sıkışması gerçekleştirdiler. Ardından beni onlara tanıttı.

"Bu size bahsettiğim kadın Rachel. Rachel bunlar ailem. Gaspare'yi zaten tanıyorsun." dedi gülümseyerek.
Annesi hemen bana sarıldı ve beni gördüğüne ne kadar sevindiğinden bahsetti. Çok zarif bir kadındı.
"Nicolo senden bahsettiğinde bu kadar güzel bir kadın beklemiyordum tatlım."
"Teşekkürler. O sizin güzelliğiniz. Çok şık olmuşsunuz."
"Lütfen bana Francesca de canım."
"Pekala Francesca. Çok memnun oldum."
Francesca gülümseyerek tekrar bana sarıldı. Nicolo'nun kardeşi de bize gülümseyerek bakıyordu.

Yarım saat kadar o masada takıldım. Gerçekten ailesi çok iyi insanlardı. Özellikle kardeşi Benedatta çok tatlı biriydi. Kısa sürede bizim için bir buluşma bile ayarlamıştı. Nicolo bu sırada bizi gülümseyerek izliyordu tabi.

Ardından takım arkadaşlarının yanına götürdü beni. Kerem, Barış, Torreira ve Icardi'yle tanıştırdı. Açıkçası onları gördüğüm için sevinmiştim çünkü hepsi çok yetenekli futbolculardı.

Tüm akşam böyle geçmişti. Birileriyle tanışıp dans etmiştim. Nicolo'nun çabaladığını görebiliyordum. Beni hoş tutmak için elinden geleni yapıyordu. Kendisi pastayı pek sevmese de bir pasta kesimi gerçekleşmişti. Benim favorim olan frambuazlı pasta.
Onu bu kadar uğraştırdığım için kendimi kötü hissetmiştim. Çünkü doğum günü olan oydu. Ama o bundan hiç şikayetçi olmadığını birçok kez belirtmiş eğer bunu yeniden söylersem pastadan bana vermeyeceğini söylemişti. Bu tehditine kahkaha atmıştım.

Gece boyu aramızdaki ufak etkileşimlerden bahsetmemek de olmazdı tabi. İkimiz arasındaki cinsel çekimi herkes görebilirdi. Bazen elini bacağıma koyuyor, insanlar bana iltifat ettiğinde "öyle tabi ki" diyerek yanağıma öpücükler koyuyordu. Ben de ona tekrar aşık olmaktan kendimi alamıyordum.

Gecenin sonuna yaklaşırken herkes hediyesini çoktan vermişti. Ben hariç.
Özel bir an kovalıyordum. Parti biraz sakinleştiğinde anca yakalamıştım bu fırsatı. Çantamdan çıkardığım küçük hediye paketini ona uzattım.

"Bir şey almak zorunda değildin biliyorsun."
"İçimden geldi. Hem ufak bir şey ama birçok şey ifade etmesini bekliyorum." dedim Nicolo hediye paketini hevesle açarken.
Anahtarlığı içinden çıkardı. Hemen kendimi açıklama ihtiyacı hissettim.
"Kodu okuttuğun zaman birbirimize gönderdiğimiz şarkıların olduğu bir playlist açılacak. Bir anahtarlık çünkü ilişkimizin ilk basamağı bu şekilde olsun istedim. Belki bir gün evimizin anahtarını asarız dedim. Büyük bir hayal olduğunu düşünebilirsin ama şu an benim burada olmam da kısmen bir mucize. "
Ben kendimi açıklarken hayranlıkla beni izliyordu.
"Çok anlamlı bir hediye. Çok teşekkür ederim. Burada olduğun için de. "
"Seni öpebilir miyim?" dedim kendimi tutamayarak.
"Bu bize bir şans verdiğin anlamına mı geliyor?"
"Evet Nico. Bunu hak ediyoruz." dedim gülümseyerek.
Nicolo bana yaklaşırken gözlerimi kapattım. Daha sonrasında hissettiğim ise yumuşacık dudakları olmuştu.

--------

Destek veren herkese tesekkur ederim. Merak etmeyin bolumler duzenli olarak gelecek. Kendinize iyi bakin 💞

timezone | nicolo zaniolo Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin