11. Bölüm

206 11 0
                                    

Merhaba! Kitabıma hakettiği değerin verilmediğini düşünüyorum bu sebepten dolayı bu bölümde de oy ve yorum gelmezse diğer bölüm için biraz bekleyeceğiz gibi görünüyor🌸

İyi okumalar!🌸

-----------------------
"BİLİNMEZLİK"
-----------------------

Ağlamak her insan için acizlik midir? Yoksa her gece ağlayıp, her şeyi içine atıp duygularını yok sayan insanlar için midir ağlamanın acizlik olması?

Duygularımızı ağlayarak, gülerek, bağırarak, çığlık atarak yansıtırız ama en önemlisi ağlamak da duyguların yansımasıdır.

Peki ya ben bunlardan hangisiydim?

Düşmanımın ağladığımı görüp beni aciz sanmasından korktuğum için ağlamıyordum.

Güven duygusu, herşeydir.

Çünkü onların geleceğini biliyordum.

En çok onlara ihtiyaç duyduğum anda ki, düşmanım karşımda pis pis sırıtarak beni izliyorken asla ama asla ağlamayacaktım.

"acaba seni salmasak mı ya? bu güzelliği başa nerede bulabiliriz ki?" dedi alayla ve bozuk türkçesiyle karşımdaki pislik.

"sizi yaşatacaklar sanki.." dedim alayla gülerek. ellerim yaslı olduğum duvardaki zincire bağlıydı ve çok zonkluyordu. ayaklarımı da bağlamışlardı pislikler.

sinirle oturduğu yerden kalktı ve üzerime doğru geldi.

"Senin dilin çok uzamış!" Dedi ve sol yanağıma Tokat attı. Başım sağ omzuma dönerken aynı zamanda tokat attığı yerde çok sızlıyordu. Yine de yılmadım.

Tekrar ona dönerek kahkaha attım. "Sence bu beni öldürür mü?"

"Seni öldürmemi çok istiyorsun herhalde!" Bu sefer sağ yanağıma bir tokat attı, bir tokat daha ve bir tane daha. Dudağının kenarına gelen darbeyle dudağım patlamış, kan akıyordu.

Tekrar ona döndüm ve acımı belli etmeyerek güldüm. "Bunların acısını senden çıkaracaklar biliyorsun değil mi?"

"Hâlâ yaşıyor olursan çıkarırlar sürtük"

Tam arkasını dönmüş yerine gidiyordu ki sözlerimle durdu.
"Sürtük senin anandır!"

İçimden söylemişimdir umarım.

"Anam?" Dedi tekrar bana dönerek.

Bana yaklaşmaya başladı. "Anam ha?"

Tabii, ben hiç durur muyum. "Evet."

Sabrının sonuna geldiğini biliyordum ve görebiliyordum. Hızlıca yanıma geldi ve yüzümü avucunun içine alarak sıkmaya başladı.

"Sürtük asıl sizin analarınız, duydun mu beni?" Avucunun içindeki yüzümü öyle bir sıkıyordu ki, canım yanıyordu.

Bir Türk annesine laf ediyordu, yiğit doğuran kadınlara, annelere. Edemezdi.

"Beni bulduklarında da böyle konuşabilecek misin? Çok merak ediyorum." Dedim. Hâlâ yüzümü sıkmaya devam ettiği için sesim boğuk çıkmıştı ama duyduğuna emindim.

"Seni sağ bulacaklarını sanıyorsun?" Nispet yapar gibi güldü.

"He sanıyorum." Dedim aynı onun gibi konuşarak. Kulağıma doğru eğildi, söylediği şeyler ise kanımı dondurmaya yetmişti.

"Seni sağ bulamayacaklar." Dedi ve geri çekildi. Kahkaha atıp odadan çıktı gitti.

Bu ne demekti? Beni öldürecek.

Lütfen dillere destan bir aşk yaşamadan ölmeyeyim.

Hem abim beni bulurdu ki, bırakmazdı. Küçük kız kardeşini bırakmazdı.

Beni Neriman teyzenin dayağından kurtardığın gibi buradan da kurtar ağabeyciğim lütfen.

Gözümden bir yaş akarken içeriye kimsenin girmemesini umdum, zira ağlarken görünmek isteyeceğim son kişilerdi.

O seni bulur. Dedi içimden bir ses.

Tek dileğim bulmasını ummaktı.

Tabur, Hakkari.

Delirmek üzereydi utku. Ondan hiçbir haber yoktu. Tabur'da bir oraya gidip bir buraya geliyordu.

"Çok dellendi yalnız." Dedi kerim, utku komutanına bakarak.

"Ya kardeşim sevdiği kaçırılmış, sence de çok normal değil mi?" Dedi Sülo.

"Haklısın kardeşim." Diyince kerim, Süleyman dönüp bir baktı garip garip.

"Araştırmadınız mı telefondan?" Diye gidip sordu tahammülsüz bir şekilde siber ekibe.

"Hâlâ bir sonuç yok sinyal engelleyici koymuşlar, araştırıyoruz komutanım."

"Hızlı olun!" Diye yükseldi utku.

Arkasından gelen "Komutanım biraz sakin mi olsanız?" Diyen sesle arkasını döndü utku.

"Sakin olayım öyle mi Mustafa? Bak gayet sakinim bak!" Kendini göstererek. "Bir git Allah aşkına!"

Mustafa ise utku'ya sinirli olduğu zamanlar karışılmayacağını bildiği için usulca geri çekildi ve tekrar geri döndü.

"Ooov, anlaşıldı her an patlamaya hazır bomba." Dedi odadan çıkan Mustafa'yı görünce Sülo. "Eren komutanım nerede?" Mustafa ise ellerini açarak bilmiyorum işareti yaptı.

----

"Yeter! Tamam dur yapacağım istediğini dur!" Diye bağırdım, elindeki kızgın demiri başıma yaklaştırmakta olan pisliğe. Utku'ya; iyi olduğumu, gelmemeleri gerektiğini söyleyen bir video çekmemi istiyorlardı.

"Yürekli kızsındır ha." Dedi pislik.

Yüzümden ve dudağımın patlaması sebebiyle akan kanları hissedebiliyordum.

Göz kapaklarımın ağırlaştığını hissederken tek umduğum, bir an önce beni bulmalarıydı...






❤️❤️❤️❤️❤️

Selamlar! Uzunca bir aradan sonra birlikteyiz. Açıkçası ne yazacağımı bilemedim, konu bulamadım. Teşekkür ederim okuduğunuz için, lütfen yorumlarınızı eksik etmeyin.

Ayrıca kitapta eksik gördüğünüz yerleri iletebilirsiniz, hoşçakalın🥰✨

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Nov 23, 2023 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

FİRUZEHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin