48. Cafe

879 51 91
                                    

Eren yalçın'dan..

Nihayet hafta sonundaydık.

Okulun kapanmasına çok çok az kalmıştı. Sonunda yaz tatili geliyordu. Bütün hafta çok yorucu geçmişti.

Arkadaşlarla buluşup kafeye gitme planı yapmıştık. Üzerime salaş gri şort ve kırmızı Oversize tişört giydim. Saçlarımı her zamanki gibi dağıtıp parfümümü sıktım.

Uzun bir süredir eve gitmiyordum. Bu akşam Nazlı'yı görmeye gidecektim. Arabama bindim ve arabayı çalıştırdım. Çok geçmeden Cafe'nin önünde durdum.

Sarının ışıltısı cafe.

Güneş gözlüğümü çıkardım Cafe'ye girer girmez. Hasan abi kasada oturup deftere birşeyler yazıyordu. "Kolay gelsin." Sesimle kafasını kaldırıp yüzüme baktı. İlk başta tanıyamadı.

"Aa! Hoşgeldin Eren." Dedi en sonunda. "Damla kızımız yok mu?" Diye sordu arkama bakarak. Sanırım ayrıldığımız dan haberi yoktu.

"Hayır yok."

"Sözde geleceğim demişti. Kesin yine uyuya kaldı deli kız!" Sesi sitemkâr çıkmıştı. "Neden gelecekti ki?" Diye sordum bende merakla.

"Senin haberim yok mu? Damla burada çalışmaya karar verdi, tabi ki sürekli olarak değil. Biliyorsun, Damla herşeyden sıkıldığı için en fazla bir kaç gün gelip bırakır. Onunla birlikte bir çocuğu daha işe aldım."

"Anladım, kim peki bu çocuk?"

"Bilmiyorum ki, Damla'nın arkadaşıymış. İsmi Baran mı, Boran mı neymiş. Dün geldi bütün gün çalıştı. İyi bir oğlana benziyor, hadi hayırlısı."

Baran mı?

Damla'ya, hafifsin diyen Baran mı? Hani kucağına alan Baran.

Birşey söylemeden etrafıma bakındım.  Gözlerim arkadaşlarımı ararken cam kenarında ki masada gördüm onları. Hemen baş köşeye oturup telefonu sertçe masaya bıraktım. Mert yüzüme baktı. "Birşey mi oldu Eren?"

"Hayır,"

"Emin misin? Canın sıkkın gibi." Dedi bu sefer de. Diğerleri ise bana meraklı gözlerle baktı. "Damla burada çalışıyormuş ona canım sıkıldı."

"Ee bunda ne var ki?" Bu sefer konuşan kişi Murat'dı. "Baran diye biriyle beraber çalışacakmış. Olaylar çok karışık, boş verin." Dedim ayağımı titreterek.

"Bakar mısınız?" Seslenen kişi de Ömer'di. Hasan abinin yanında duran orta boylu esmer çocuk bize doğru geldi. "Buyurun,"

"4 tane kutu kola alabilir miyiz? Bol buzlu olsun." Dedi Ömer. Esmer çocuk gülümsedi genişçe. "Tabi efendim." Çocuk yakışıklıydı fazlasıyla.

Arkadan koşuşturma sesi duyulunca esmer çocuk da dahil hepimiz girişe baktık. İçeriye koşarak bir kız girdi. Bu kız Damla'ydı.

Üzerinde turuncu bir tulum giymişti. Üzerinde siyah çizgiler vardı. Tulumun altı şorttu ama önden etek gibi duruyordu.

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
DamerHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin