53. kâbus

861 53 89
                                    

Yerde kanlar içerisinde yatan Eren'e baktım.

3 kurşun yemişti göğsünden. Rasim onu öldürmüştü. Son ana kadar beni korumuştu ama kendini korumayı becerememişti. Bana bir hayat vad ederken o ölüyordu.

Eren'i vurduktan sonra Rasim tüm adamlarını da alıp terk etmişti depoyu.

Rasim'den nefret ediyordum. Eren'i öldürürken özellikle beni yaşatmıştı. Çünkü acı çekmemi istiyordu.

Eren'in göğsüne saplanan 3 kurşun, beni öldüren Eren'in çığlığı.

"Damla." Dedi nefes nefese. Bu an, babamın öldüğü an ile aynıydı. Ben ikisini de aynı şekilde kaybetmiştim.

"Eren yaşayacaksın, nefesini tüketme." Dedim ağlayarak. Gözlerimden akan yaşlar onun yarasına damlıyordu. Eren dişlerini sıkarak "bu sefer olmadı, bu sefer kurtulamadım. Sanırım öleceğim."

Çığlık attım. "ölmeyeceksin! Ölmeyeceksin Eren! Senden sonra yıkılırım. Gitme, dayan nolursun!"

Eren acıyla gülümsedi. "Ben gitmiyorum güzelim, ben senden gidemem." Dedikten sonra gözlerini gözlerime dikti.

"Beni iyi dinle. Toparlan ve babamın seni bulamayacağı bir yere git. Seni de öldürmesine izin verme. Sakın ağlama arkamdan. Benim en çok korktuğum şey yanlızlık. Ben yanlız ölmüyorum, huzurla ölüyorum. Belki de dünyanın en güzel ölüm şekli senin kokunla, senin dizlerinde ve senin gözlerine bakarak ölmektir. Son nefesim de senin kokunu almaktan mutluyum." Dişlerini sıkıyordu acıdan.

Ağlamam hızlandı. Onu kaybedeceğimi bilmek nefesimi kesiyordu. Dudaklarıma baktı Eren. "Hadi," dedi nefes nefese. "Son nefesim de yorgunluğumu al."

Biliyordum, ölecekti. Dediğini yaparak üzerine eğildim. Göz yaşlarım akarken dudaklarına uzandım. Dudaklarımız değdiği anda Eren'in gerçek anlamda gülümsedğini görüyordum.

Dudaklarından ayrıldım. "Böyle bitmemeli. Böyle yarım kalmamalı." Nefesim dudaklarına değiyordu.

Eren dişlerini sıktı gözlerini kapatırken. Ve tam o anda son sözlerini getirdi.

"Bizim aşkımız yarım kalmadı. Aşkımız ölümsüz oldu güzelim.."

***********

"Damla?" Eren'in yüksek çıkan sesiyle çığlık atarak uyandım. Bir kaç saniyelik nerede olduğumu anlamaya çalışırken kendime geldim. Trabzon'daydım. Dün geceye ait hiçbir şey hatırlamıyordum. Sadece hayalî kesitler vardı.

Başım çatlayacak gibi ağrıyordu. Oturduğumuz kumlardan bu yatağa beni Kuzey taşımıştı. Eren beni kucaklamak için hareketlendiğin de ona izin vermemiş, Kuzey'e tutunarak odaya kadar gelmiştim.

Herkes çok yorgundu.

Etrafıma bakınırken diğer yatakta Zeynep'in uyuduğunu gördüm. Bakışlarım Eren'e döndüğünde bana değil de yatağa baktığını fark ettim.

Bakışlarımı aşağı indirir indirmez elimle ağzımı kapattım. Yatak kanlar içerisindeydi.

Bir yerim mi kanıyordu?

Hayır, bu regl kanıydı..

Yerin yarılmasını ve içine girmeyi isterken Eren "ımm," diyerek başını ovaladı. Düşünceli bakışları gözlerimi bulurken "sen kalk üzerini değiştir, ben hallederim."

DamerHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin