1,0:Doğruluk cesaretlik

138 14 102
                                    

Medya:Bug noir çok güzel değil mi ya?

Uğur Böceğinden

Kahvaltıdan sonra hep beraber gezmeye gittik. Hep beraber dediğim Kara kedi, Rena ve Carapace. Yokuşta yürüyorduk. Kara kedi elini elime kenetlenmişti. Bende başımı omzuna koymuştum. Rena ise oradan bizim fotoğrafımızı çekiyordu. Nino oradan kıkır kıkır gülüyordu. Aslında Alno shiplemiyor değilim. Sonra Rena bir süpermarket ın önünde durdu ve içeri geçti. Çıktığında elinde iki poşet vardı. Sonra bir taksi çağırdı. Arabaya bindiğimizde dayanamadım ve poşetin içine baktım (şey gibi babanız eve geldiğinde elindeki poşetleri karıştırıp bana ne aldı diye bakmak sjsjsjjs)

İçinde bir 8 adetlik luppo, 8 şu şişesi, 8 popkek, 2 2,5 litrelik fanta, 12 bardak ve 8 hazır soğuk sandviç vardı (Paris'te ne çok yerdim be ühüğüğüğü okulla kampa giderdik orada yerdim).

Rena:Uğur böceği ne yapıyorsun?

Telaşla poşetleri ittim.

Uğur böceği:H-hiç canım ne yapıcaktım ki? Eheheheh

Bana 'ciddi misin? 'Bakışı attı. Omuz silkip dudak büzdüm. Sonra önüme döndüm. Sonunda çimenlik bir alanda durmuştuk. Hepimiz indik taksiye de parayı ödedikten sonra tam çimenliğin ortasına kurulduk. Şuan kahvaltı yaptığımız için aç değildik. Sonra Rena çeyreği dolu olan bir şişe çıkardı

Rena:D c?

Hepimiz onayladık. Rena çevirdi ve benimle Rena'nın arasında durdu. Ben soruyordum.

Uğur böceği:Doğruluk mu cesaret mi?

Rena:Doğruluk

Muhtemelen korkmuştu. Çünkü ona en sinsi bakışımı atmıştım.

Uğur böceği:Hoşlandığın bir çocuk var mı?

Çoktan terlemeye başlamıştı. Gözlerimi kıstım.

Rena:H-hayır

Uğur böceği:Doğruyu söyle!

Alt dudağını ısırdı ve Nino'ya döndü. Hah biliyordum. Eh eheheheh

Rena:Tamam, Carapace'den hoşlanıyorum

Nino faltaşı gibi açılmış gözlerle Rena'ya döndü.

Carapace:Ciddi misin?!

Rena sadece başını salladı. Sonra Nino birden Rena'ya sarıldı.

Nino:Tanrım! Bende senden hoşlanıyorum!!!

Sonra ikisi sevgili oldular. Bende tabii mutlu oldum. Tam öpüşe- cekleri sırada

Kara kedi:Öhöm öhöm oyuna mı dönsek acaba?

Kara kediye sinirle baktım. O da bana 32 dil gülümsedi. Avucumun içini alnıma vurdum. Alya ve Nino da toplanmışlardı.

Bu sefer şişeyi ben çevirdim. Yine Alya ve benim aramda durdu ama bu sefer Alya soruyordu.

Alya: D mi c mi?

Alya bana sinsi bir gülüş attı. Doğruluk desem? Olmaz çünkü o yine kötü bişey sorar. O zaman

Uğur böceği:Cesaret!

Alya bana eskisinden de sinsi bir gülüş yolladı.

Alya:Git kara kedinin kucağına otur ve biz buradan gidene kadar kalkma hihihi

Gözlerim göz yuvarlarından çıkacak kadar pörtledi. Kara kediye baktığımda sırıtıyordu. Başımı eğdim ve kucağına oturdum. Sonra sırtımı onun göğsüne yasladım. Alya bizim fotoğrafımızı çektikten sonra bir sepet çıkardı. Onu ne zaman getirdi?!

Yerede bir sofra bezi serdikten sonra sepetten çıkardı da çıkardı. Üzümlü sarma (en sevdiğim yemektir), profetörol (en sevdiğim tatlı), su böreği (en sevdiğim 2. Yemek) ve puding çıkardı (en sevdiğim 2. Tatlı). En sonda kaptan meyve olarak karpuz ve çilek çıkardı (en sevdiğim 2 meyve evet neredeyse her sevdiğimi dizdim sksnsnk). Kara kedi uzanıp bir çilek aldı ve ağzıma koydu. Bende bir ısırık aldım. Sonra tatlı meyvem giderken kara kediye döndüm. O... Isırdığım yerden ısırmıştı. Tadının güzel olduğuna dair mırıltılar çıkardı. Kulağıma doğru eğildi.

Kara kedi:Leydim, o güzel tadı nasıl çileğe geçirebildin?

Tahrik edici bir ses tonunda konuşmuştu. Ama ben tahrik olmamıştım. Sırıtarak kulağımdan ayrıldı. Sonra bende yemek yemeye başladım. Sohbet ede ede bütün yemeği bitirmiştik...

Kestim. Evet biraz kısa oldu kusura bakmayın. Tabletin şarjı 15 olduğu için erken bitireyim dedim. Nasılsınız? Ben çok iyiyim. Peki bölüm nasıldı? Fikirlerinizi yorumlara bekliyorum. Bol bol yorum ve vote atmayı unutmayın bayy

Herşey dahil: 557 kelime

Unutmadan benden size bir bonus soru:Kendi düşen ağlamaz izliyor musunuz?

İzlemiyorsanız kesinlikle izleyin film çok güzel öneririm.

𝐷𝑈̈𝑆̧𝑀𝐴𝑁:𝘓𝘢𝘥𝘺𝘯𝘰𝘪𝘳 𝘬𝘪𝘵𝘢𝘣ıHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin