önceki bölümü atlamayın, 17. bölümle bağlantılı olduğundan bunu da atayım dedim. 19'da kopuyoruz beyler bayanlar
━━━━━━━━━ • ━━━━━━━━━
"Taehyung oğlum yapsana kahvaltını, geç kalacaksın okula."
Bayan Kim anlamsız bakışlarını sofraya oturduğundan beridir tabağındakilerle oynayan oğluna yöneltmişti. Kahvesini keyifle içen ve bir yandan da gazetesini okuyan Bay Kim ise oralı bile değildi. Rutinini bozmadan güne başlamak gibisi yoktu onun için. Yalnızca "Kahvaltını et." diyerek eşine destek çıkmıştı. Ses tonundaki mesafeli yaklaşım Taehyung'un gözlerini devirme isteğini tetikledi. Canı hiçbir şey yemek istemiyordu.
"Kahvaltı edesim yok," dedi sonunda önündekilerle oynamayı bırakıp. "Bugün okula erken gitsem iyi olur."
"Niye? Jeongguk'unu beklemeden mi gideceksin?" diye sordu imalı ve alaycı bir şekilde Bay Kim okuduğu gazeteyi yarım bırakmayarak. Jeongguk'tan hazzetmediğini oğluna hatırlatmaktan çekinmemişti. "Daha uyanmamıştır bile, yine geç kalmanıza neden olur. O yüzden rahat rahat kahvaltını yap."
Jeongguk, Taehyung'a attığı son mesajdan sonra sözlerinin arkasında durmuştu. Ne okula gelmiş ne Taehyung'a yüzünü göstermişti. Bir hafta sonunda yalnızca büyükanneyi gören Taehyung'un gözleri aynı zamanda apartmana girip çıkan farklı kişileri de seçmişti. Jeongguk'un misafirleri olduğu pek belliydi. Takıldığı kişiler hep... Onun tarzıydı işte. Yine de emin olamıyordu çünkü genç çocuğun odasının perdesi günlerdir kapalıydı ve Taehyung onun tam dibinde olduğu halde şu an ona dünyanın en uzak insanıydı. Bu durum aklına geldikçe yutkunması zorlaşıyordu.
"Jeongguk bugün okula gelmeyecek baba."
"Bugün de mi? Tam da o oğlandan beklenildiği gibi..." Bayan Kim eşine bakarken kahvaltı sofrasında bu konuyu deşip deşmemek arasında kararsız kalmıştı. "Gidip gecenin bir vakti sürter ama dışarıda."
Taehyung gerilmişti. "Sürtmesinin seni ilgilendirdiğini düşünmüyorum."
Bay Kim burnunun ucuna kaymış gözlüğünü düzeltmeden oğluna bakış attı gazetesinin üstünden. "Senin içinde bulunduğun her şey, her durum beni ilgilendirir."
Taehyung daha fazla dayanamayıp ayaklandı. Çantasını çoktan sırtına takmıştı. Kız kardeşinin uykusuzluktan masaya düşecek başını fark ettiğinde onu sandalyede geriye yasladı. Bayan Kim ne kadar uğraşırsa uğraşsın Yejin'i bir türlü ayıltamamıştı.
"Ben daha fazla bu konuda konuşup sabah sabah gerginlik yaratmak istemiyorum." dedikten sonra annesine dönüp "Yine de teşekkür ederim anne kahvaltı için." diye devam etti.
"Otur kahvaltını et oğlum, yapma böyle. Dersleri anlamazsın sonra."
Taehyung son noktayı koyduğunu belirtir bir şekilde "Bugünlük böyle olsun." dedi ve mutfaktan ayrıldı. Bay Kim, Taehyung'un davranışlarında bir gariplik olduğunu sezebiliyordu.
Bayan Kim de emekle hazırladığı sofraya baktı. Oğlunun arkasından söylediği tek şey ise "Son günlerde hep böyle diyor." olmuştu.
Taehyung portmantoda asılı olan içi yünlü ceketini giydi evden çıkmadan. İyi bir ruh halinde olmadığı için cildi de pek solgun duruyordu, sağlıklı görüntüsünü kaybetmişti. Bunu umursadığı da pek söylenemezdi. Merdivenleri inmeye başladı.
Apartmandan çıktığında aynı zamanda karşı apartmanın da dış kapısı açılmıştı. Bir anlık heyecanla bakışlarını yukarı kaldırdığında onu gördü. Jeongguk şaşırtıcı bir şekilde bugün okula gitmeye karar vermiş olmalıydı ki okul forması vardı üstünde. Elleri ceplerinde, üstündeki siyah ceketi ve kulak üstü kulaklığıyla sıradan duruyordu. Kimselere görünmeden sıvışmaya çalışır gibi hızlı hızlı ilerliyordu. Sadece önüne baktığından Taehyung'u görmemişti. Taehyung ise günler sonra onu görebildiği için sıradan görüntüsü bile ona özlem duygusunu iliklerine kadar yaşattırdı. Boğazındaki yumru yerini aldı hemen. Alışamamıştı üç senenin ardından hiç arkadaşlık yapmamışlar, hiç bağ kurmamışlar gibi hayatını sürdürmeye. Arkasından sessiz sessiz adımlayıp sigarasını içişini izlerken daldığı düşüncelerden onu kimse kurtaramazdı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
lust for life
Fanfiction𝘁𝗮𝗲𝗴𝗴𝘂𝗸 Jeongguk ve Taehyung, zıtlıklarına rağmen uyum yakalamış iki arkadaştır. Aralarındaki bağın gücü, gün geçtikçe sadece arkadaş olup olmadıklarını sorgulatır. [𝘁𝗲𝘅𝘁𝗶𝗻𝗴] + [𝗱𝘂𝘇𝘆𝗮𝘇𝗶] [𝗳𝗿𝗶𝗲𝗻𝗱𝘀 𝘁𝗼 𝗹𝗼𝘃𝗲𝗿𝘀]