"Şş, sessiz ol." diye fısıldadı Taehyung kucağında terlediğinden dolayı yapış yapış olmuş bedenin hareket etmesinde yardım ederken. Jeongguk'un titrek nefeslerinin tenine çarpması başa çıkamadığı yoğun duyguları ortaya çıkarıyor ve alt dudağını hırsla ısırmasına neden oluyordu. Kasıklarında ileri geri hareket eden arkadaşının boynuna öpücükler kondurmaya başlamasıyla mırıldanmalarını dinledi. Kendine has kokusunu doyasına içine çekerken terli oluşu midesini bulandırmıyordu, aksine Jeongguk'a karşı duyduğu cinsel dürtüyü fazlasıyla tetikliyordu.
"Tanrım..." diye mırıldanırken yüzünü acıyla buruşturdu genç çocuk. Jeongguk'un boynunda yaşam bulan dudaklar olduğu yeri morartacak kadar güzelce emmeye devam ediyordu o sıra. İçinde kayan arkadaşının varlığına alışsa da duyulacak olmalarının korkusu yüzünden rahat hareket edemiyordu. "Şimdi yapmamalıydık Taehyung. Şimdi yapma-mmh"
Esmer olan Jeongguk'u yemeyi bıraktığında onunla yüz yüze geldi. Onu tek koluyla belinden o kadar sıkı kavramıştı ki Jeongguk nefes alamadığını hissediyordu. Özellikle de hızını alamayıp kendisini ittirerek kucağı üzerinde zıplattığında ağzı zevkle açılmış ve bir daha da kapanmamıştı. Hızlı alıp verdikleri nefesler dudakları arasında dağıldıkça ortamın daha da ısındığını hissediyorlardı. Tenin tene çarpma sesi odada yankılandığında anında durup korkuyla birbirine baktılar. Taehyung boşta kalan diğer eliyle siyah uzun saçları sevdi korkmaması için. Gecenin karanlığında parlayan gözler onun için çok anlam ifade ediyordu. Jeongguk'un burnunu çektiğini duymasıyla alınlarını birbirine yasladı.
"Gelmek üzereyim, hadi güzelim." diye fısıldadı dudaklarına yaklaşıp. Anne ve babası içeride uyuyorken gizli gizli eve soktuğu çocuğun tekrar hareketlenmesi için kalça yanağını okşadığında Jeongguk komutu aldığı gibi yavaş yavaş yükselip alçalmaya devam etti.
Genç çocuk kucağında olduğu bedene sıkıca sarılmıştı. Kendi sertliği her hareketinde Taehyung'un gövdesine sürtünüyor, inip kalkarken biraz daha hız kazanmasına neden oluyordu. "Bacaklarım halsizleşti." dedi Jeongguk sessiz olmaya özen göstererek, kimseyi uyandırmak ve basılmak istemiyordu. Taehyung ise başta ne demek istediğini anlamamıştı çünkü arkadaşı kesik kesik nefes alıyor, ne dediği pek anlaşılmıyordu. "Hm?" diye mırıldandığında Jeongguk zor da olsa söylediğini tekrar etti.
"Ne yapayım rahat etmen için?" Taehyung kasıkları üzerinde seken arkadaşına kendini ittirmeyi bıraktı. Çıldırma eşiğine gelmişti ancak Jeongguk önceliğiydi. Odasından başka bir yere giderek risk alamazdı fakat yatağı da tutturdukları ritimden dolayı sallanıyor ve gıcırdıyordu. Babasının ve annesin yan odada oluyor oluşu onu strese soktu. Yatak her sallantıda duvara çarpıyor, gecenin dördünde dikkatleri üzerlerine çekme tehlikesiyle burun buruna getiriyordu onları.
Küçük küçük hareket ettirmeyi sürdürdü Jeongguk. Sırtından akan birkaç damla ter onu huylandırmıştı. "Bacaklarımı hissetmiyorum, çok kasıldım." diye sızlanmasıyla uflaması da bir oldu. İçinde karnına çarpan alet vücudunu titretiyordu, doluluk hissiyle başa çıkmak onun için zordu. Omuzlarına tutunmuştu Taehyung'un. Başını geriye attığı için bir olduğu bedenin ona olan bakışlarını da kaçırıyordu. Göz teması kursalar belki de Jeongguk kalp krizi geçirerek öbür dünyanın tadına bakacaktı.
Taehyung onun rahatsız bir pozisyonda olmasını istemediği için yatağın üstüne bakındı. Jeongguk'un pijaması ve üstü duruyordu yalnızca. Kolu arkaya doğru uzanabiliyordu. Eriştiği kıyafetleri aldıktan sonra onları yere fırlatıp kendilerine yer açtı. "Tamam, gel." dedi ve Jeongguk'u kucağından indirdi. Yatağın ortasına geçmesine yardımcı olmuştu. Genç çocuğun sırtı soğuk çarşafa değdiği anda ürperdi ancak bacaklarını arasına giren arkadaşıyla tekrardan ısındığını hissetti.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
lust for life
Fanfiction𝘁𝗮𝗲𝗴𝗴𝘂𝗸 Jeongguk ve Taehyung, zıtlıklarına rağmen uyum yakalamış iki arkadaştır. Aralarındaki bağın gücü, gün geçtikçe sadece arkadaş olup olmadıklarını sorgulatır. [𝘁𝗲𝘅𝘁𝗶𝗻𝗴] + [𝗱𝘂𝘇𝘆𝗮𝘇𝗶] [𝗳𝗿𝗶𝗲𝗻𝗱𝘀 𝘁𝗼 𝗹𝗼𝘃𝗲𝗿𝘀]